Kamu Son Haber'in birinci sayfası

Kamu Son Haber'in birinci sayfası
Kamu Son Haber'in birinci sayfası

bir-001.jpg

Kamu Son Haber'in birinci sayfasını okumak için tıklayın...

'GENÇLERİNİ BATI'YA KAPTIRAN BU SİSTEMİN BÜTÇESİNE HAYIR'

Fethi Açıkel, "Türkiye'yi geri kalmış ülkelerden göç alan fakat kendi eğitimli genç mühendis, doktor ve yazılımcılarını ise Batı'ya kaptıran bu milli eğitim sisteminin bütçesini kabul etmemiz mümkün değildir" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları görüşüldü. Komisyonda konuşan CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, eğitimde gelinen noktayı ve yaşanan sorunları şöyle maddeledi.

Fehhi Açıkel'in konuşması şu şekilde:

"Eğitim yatırımları açısından ise AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18 iken 2024 yılı itibarıyla bu oran neredeyse yarıya, yüzde 9,15'e gerilemiştir.

AK Parti yirmi bir yılda 8 kez Milli Eğitim Bakanı değiştirmiştir. Mevcut Bakan görevi üstlenen 9'uncu Milli Eğitim Bakanı'dır. Değişen bakanlarla birlikte sınav sistemleri, tüm müfredatlar, tüm kadrolar çok ciddi yapısal değişikliklere maruz bırakılmıştır.

Bakanlık bu süreçte Milli Eğitim Bakanlığı kadar 'Milli Yapboz Bakanlığı' gibi çalışmıştır. Halef bakanlar ve selefler arasında gereksiz rekabet, olumlu politikaları inkâr ve gereksiz kendini ispat çabalarıyla yirmi bir yıl geçmiştir. Milli eğitim politikalarında keyfe keder değişimler ve revizyonlar âdetten olmuştur.

Yirmi bir yılda eğitimde tabii ki birtakım çalışmalar yapıldı, kimi büyük projeler medya kampanyaları aracılığıyla başlatıldı. Ancak maalesef, bu proje ve tecrübelerin sonunda ya başlangıç noktasına dönüldü ya da bazen de daha gerisine düşüldü. Biriken tecrübe ise sonuçta yıkım tecrübesi ve yapboz tecrübesiyle sınırlı kaldı. Bu yönüyle Milli Eğitim Bakanlığı en tecrübeli batık proje bakanlığı oldu. Bakınız, örneklerle söylemek gerekirse; Milli Eğitim Bakanlığı temel dik yazı uygulamasından birleşik eğik yazısı uygulamasına geçti, yaklaşık on iki yıl bu uygulama yürürlükte kaldı.

Çocuklarımız temel dik yazıdan birleşik eğik yazıya geçerken zorlandılar, yazmayı beceremediler, bu sistem on iki yıl uygulandık- tan sonra terk edildi. MEB sözde 'asrın projesi' olan Fatih Projesi'ni uyguladı ancak Kovid-19 döneminde dahi öğrenci ve öğretmenler teknolojik yetersizliğin mağduru oldu; internetsiz, tabletsiz ve bilgisayarsız kaldı. Eğitim kuşak kayıpları yaşandı. Genel liseler Anadolu liselerine dönüştürüldü, nitelikli okullar âdeta yok edildi.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın Kur'an kurslarındaki denetime son vermesi ise çok ciddi bir yetki feragatidir. Dinî eğitim, merdiven altı tarikat ve cemaatlerin kontrolüne geçti, çocuklarımız her türlü suiistimalin ve pedagojik hırpalanmanın konusu hâline geldi.

AK Parti döneminde sözde dershaneleri kaldıran 6528 sayılı kanun çıkarıldı; ne dershaneler kaldırıldı ne de özel okula dönüştürülen dershanelerin imkânsızlıkları, şehir içi binalara tıkılmış, spor alanı, çevresel imkânları, fiziksel yeterlilikleri sağlanabildi. En son olarak da Öğretmenlik Meslek Kanunu deneyi başlatıldı. Deney diyorum çünkü önce öğrencileri denek olarak kullanan Milli Eğitim Bakanlığımız şimdi de fedakâr öğretmenlerimizi denek ve deneme tahtası olarak kullanmaya başladı.

2011-2012 eğitim öğretim yılında ilkokulda okullaşma oranı yüzde 98,67 iken bugün ilkokulda okullaşma oranı yüzde 93,85'tir. 2011-2012 eğitim yılında ortaokullarda okullaşma oranı yüzde 93 iken bugün yüzde 91'e düşmüştür, her iki alanda da düşüş aşikârdır.

2002-2022 döneminde ise 19.708 köy okulunun kapısına kilit vurulmuştur.

Deprem bölgesinde eğitim âdeta kaderi- ne terk edilmiştir. Büyük bir travmayla karşı karşıya kalan depremzede öğretmen ve öğrenciler psikolojik sorunlarla yapayalnız kalmış, tek başına mücadele etmek zorunda bırakılmıştır.

Yükseköğretim düzeyinde yaşanan nitelik sorununun başlıca nedeni despotik siyasi iklim ve politik atamalar kadar bu, bütçe eksikliğidir. Her ile bir üniversite projesi iflas etmiştir. Maalesef, üniversitelerimiz genç işsizliğini dört beş yıl ertelemenin aracı hâline gelmiştir. Eğitim ve istihdam arasındaki bağ kopmuştur. Tekrar ediyorum Sayın Bakan, eğitim ve istihdam arasındaki bağ kopmuş- tur. Yükseköğretim planlaması ile ekonomi ve kalkınma politikaları arasında kurulması gereken mekanizmalar kurulamamıştır."

yediiii.jpg

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.