Ülkemizde emekliler, yaşamlarının son dönemlerinde verdikleri emeğin karşılığını almak için beklerken, açlık sınırının altına mahkum edilmiş durumda.

Emeklilik dönemi, çalışma hayatının birikimiyle geçirilen bir zaman ve bu dönemde emeklilerin yaşam standartlarının yüksek olması ve hak ettikleri saygıyı görmeleri gerekir. Ancak, Türkiye'de birçok emekli, yaşadığı sorunlarda boğuluyor.

Öncelikle, ülkemizde emeklilerin en büyük sorunlarından biri maddi güvence eksikliği olarak biliniyor. Emeklilik maaşları genellikle asgari geçim düzeyinin altında kalmakta ve emeklilerin temel ihtiyaçlarını karşılamayı geçin borç batağına sürükleniyor. Ülkemizde enflasyonun etkisiyle geçim koşulları her geçen gün zorlaşırken, emeklilerin maaşlarının bu artışa uygun şekilde güncellenmemesi büyük bir adaletsizliği de doğuruyor.

Açlık sınırının 15 bin TL olduğu yerde en düşük emekli aylıklarının 10 bin TL’de kalması emeklinin boynunu büküyor. 6 bin 700 TL ve altında kalan emekliler şimdiden cebini düşünmeye başladı. Çünkü maaşları ile geçinmek mümkün değil.

Öncelikle, emeklilik maaşlarının yaşam standartlarını karşılayacak düzeye yükseltilmesi ve enflasyona uygun şekilde güncellenmesi gerekiyor.

Türkiye'deki emeklilerin yaşadığı sorunlara duyarlılıkla yaklaşmak ve çözüm odaklı politikalar geliştirmek önemli. Emeklilik dönemi, bireylerin hak ettikleri saygıyı ve huzuru bulabilecekleri bir yaşam evresi olması gerekirken, bizde kan ağlıyoruz. Bu nedenle, toplum olarak emeklilerimizin sesine kulak vererek, yaşamlarını daha iyi bir şekilde sürdürebilmeleri için gerekli adımları atmamız gerekiyor.