Rusya-Ukrayna Savaşı bütün dünya düzenini alt üst etti. Belki de, artık "Savaştan önce, savaştan sonra" diye bir başka mekanizma işleyecek…
Çünkü…
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, "Beyin ölümü gerçekleşti" dediği NATO'nun artık yeniden tazelenmesi, kuruluş felsefesini gözden geçirmesi gerekiyor…
Beyin ölümü gerçekleşen NATO'nun kendine çeki-düzen verme zamanı gelmiştir…
Ukrayna'yı işgal etmeye çalışan Rusya, kapılarına dayanınca telaşa kapıldılar her bir Avrupa ülkesi…
Çünkü onların canları kıymetli…
Kapılarına 4 milyona yakın Ukraynalı sığınınca işler de değişti…
Biliyorsunuz… Aynı Avrupalı söz konusu Suriyeli, Iraklı, Afganlı ya da Afrika'dan göçmenler olunca, kılı kırk yarıyor, ileri karakol olarak gördükleri Yunanistan eliyle, bu çaresiz insanlara olmadık eziyetler yapıyorlardı…
Botlarını batırarak ölüme terk etmeler…
Elbiselerini ve paralarını alarak ortalıkta çaresiz bırakanlar…
Ve olmadık zulümlerle bu çaresiz insanları geriye püskürten Avrupalılar… Şimdi inanç bakımından kendilerinden olan Ukraynalılara kapılarını ardına kadar açtılar…
Lakin "Ya Rusya, Ukrayna'dan sonra Polonya, Litvanya ile Avrupa'nın içlerine kadar devam ederse!"
Bunun telaşındalar… Onun için de "Beyin ölümü gerçekleşti" dedikleri NATO'daki yükümlülüklerini hatırladılar…
Pekiyi, güney komşularımız Suriye ve Irak'tan Türkiye'ye 6-7 milyon göçmen hücum ettiğinde nerede idi bu Avrupalılar?
Ne doğru dürüst para yardımı ne de bu çaresiz insanlara ev sahipliği…
*
Türkiye, Amerika'dan sonra NATO'da en ağırlığı olan ülke… Peki, ülkemizin sınırları güneyde kevgire dönerken nerede idi bu Avrupalılar?
Türkiye milyarlarca dolar harcarken, savaştan kaçan milyonlarca insana barınma alanları sağlamaya çalışırken nerede idi bu Avrupalılar?
Eğer haksızlığa uğrayan bir Türk'se, bir Müslüman'sa onlar için pek fazla bir şey ifade etmiyor…
Bunu Irak'ta, Suriye'de, Mısır'da, Libya'da ve en son Afganistan'da yaşanan insanlık dramları ile çok iyi anladık…
Onlardan değilsen, onlar gibi inanmıyor, onlar gibi yaşamıyorsan başına ne gelirse gelsin Avrupalı zihniyet için fazla bir şey ifade etmiyor…
Ölsen de, vatansız kalsan da, aç-susuz yollara düşsen de, fazla ilgilenmezler…
İnsanlıklarını… Medeniyet anlayışlarını unuturlar…
Başlarını kuma gömer, üç maymunu oynarlar…
Gel de Mehmet Akif Ersoy'un en az 100 yıl önce söylediği o sözü hatırlama:
"Maske yırtılmasaydı bize hala afetti o yüz…
Medeniyet dediğin hakikatte, kahpe, yüzsüz…"
*
Uyrayna'da bir insanlık dramı yaşanıyor… ABD'den sonra dünyanın en büyük silahlı gücüne sahip olan Rusya, bu ülkeyi ateşe vermiş…
Her tarafı yakıyor, yıkıyor…
Daha düne kadar insanların yaşadığı binalar kevgire dönmüş vaziyette…
Kaçanlar canını kurtarıyor… Kalanlar, evlerinin bodrum katlarında ya da sığınaklarda yaşam mücadelesi veriyor…
Ve dünyanın gözü önünde bir ülke tarumar ediliyor…
Birleşmiş Milletler (BM) seyrediyor…
NATO seyrediyor…
Avrupa Birliği (AB) seyrediyor…
Rusya, hiçbir kuruluşu takmıyor; kafasına koyduğu planı vahşice uygulamaya çalışıyor… Bir ülkenin özgürlüğünü yok ederek… Topraklarına tecavüz ederek…
Artık, yukarıda zikrettiğimiz bu kuruluşlarda tüm taşlar yerinden oynamıştır…
Bir yaptırım gücü yoksa, BM niye var?
Bir caydırıcı gücü yoksa, NATO niye var?
CİDDİ ANLAMDA DERSLER ÇIKARMALIYIZ
Güzel ülkemiz Türkiye, kuzeyimizde yaşananlardan kendine ders çıkarmalı ve milli savunmasını karada, havada ve denizle en modern bir şekilde geliştirmelidir…
Milli tank, milli uçak, milli gemi ve milli mühimmat…
Çok şükür… Bunları başaracak güçteyiz…
BM'nin, NATO'nun, varsa başka kuruluşların önemli bir üyesi olalım, lakin güvenliğimizi kimseye ihale etmeyelim…
Biz, 1000 yıllık Devlet geleneği olan ve bu topraklar için çok bedeller ödeyen bir milletiz…
Hiçbir ülkeye, hiçbir millete benzemeyiz…
Lakin… Dünya durdukça hür ve güçlü kalmak için, her alanda ve herkesten daha iyi konumda olmalıyız vesselam…
