Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüsameddin Acar

Hüsameddin Acar

Yazar

Yanılmış Tarancı

26.10.1993… Bu tarihi ben hiç unutamıyorum, siz de unutmayın…

Aslında geride bıraktığımız Ekim ayı, yıl dönümüydü; ona özel yazdığım yazıyı gazeteme göndermeyi unutmuşum… Geç de olsa, akan sular yolunu bulur…

Neşe Öğretmen, 1972 yılında Tekirdağ Şarköy'de yaşayan Alten ailesinin en küçük kızı olarak dünyaya geldi.

Daha küçük yaşlarda koymuştu aklına öğretmen olmayı… İlkokul, ortaokul ve lise derken Neşe Alten 1993 yılında Eğitim Fakültesi'nden mezun olduğunda henüz 22 yaşında idi.

Kara kaşlı, kara gözlü; oldukça sempatik bir genç kızdı Neşe Öğretmen.

İdealistti, "Bayrağımın dalgalandığı her yere seve seve giderim" diyordu.

Ataması Diyarbakır'ın Bismil ilçesine yapıldı.

Öğretmenliğe ilk adım ve uzak diyarlarda ilk görevdi; ailesi onu yalnız göndermek istemedi. Babası da ona yoldaşlık yapacaktı.

***

Bölücü örgüt, kendi kötü emellerine en büyük engel olarak öğretmenleri gördüğü için, yıldırma peşindeydi. Emri de eli kanlı örgütün, katil ruhlu lideri Abdullah Öcalan vermişti.

Genç öğretmen, Bismil'in Çavuşlu Köyü'ne ulaşır ulaşmaz, görev yapacağı okula gitti büyük bir hevesle. Lakin okulun hali içler acısıydı; hani derler ya, "İnek bağlasan durmaz!"… İşte o hesap…

Köy muhtarı ve köyün ileri gelenleriyle konuşup, eksikleri gidermek için yardım istedi. Köylüler isteksizdi. Ancak "Parasını ben vereyim" deyince onarımı başlatabildi. İlk maaşının büyük bölümünü ustalara verdi, gerisini de borçlandı.

Okulu büyük bir çaba ile eğitime hazır hale getirdi Neşe Öğretmen…

***

Eğitim başlamış, her şey yolunda gidiyordu ilkin…

Tarihler 1993 yılının 26 Ekim'i gösteriyordu. Neşe Öğretmen yorgun ama mutlu bir şekilde okuldan evine dönmüştü. Program defterine ertesi günün derslerini yazdı.

Biraz dinlendikten sonra kendisiyle buralara kadar gelmiş babasına, "Evde sivri biberimiz var istersen onları kızartalım ekmek ve yoğurtla yeriz babacığım" dedi.

Henüz bir ocakları yoktu. Biberleri hazırladı, tavayı mavi piknik tüpüne koydu. Ekmek ve yoğurdu masaya bıraktı.

Dışarıda hava iyice kararmış, rüzgâr ıslıklar öttürüyor, köyün köpekleri de sürekli havlıyordu.

Dışarıdaki gürültüden kapının vurulduğunu duymadılar. Sertçe çalmaya devam edince, babası "Kim o" diye seslendi.

"Açın, hoca hanımla bir şey görüşeceğiz" dedi tehditkâr bir ses.

Açtılar…

Her bir yanı silah ve kurşunlarla donalı iki terörist karşılarında! Üstelik "Dışarı çıkın" diye bağırıyorlar.

"Biz faşist T.C.'nin hiçbir öğretmenini Kürdistan'a sokmayacağız. Biletlerini şimdiden iptal etsinler, demedik mi?" diye bağırarak önce Neşe'nin yaşlı babası Hasan Alten'i tekme-tokat alaşağı ettiler.

Köylülerden yardım gelir umuduyla avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı Neşe Öğretmen.

Fakat o 300 haneli köyden bir "çıt" ses çıkmadı.

Yerden ayağa kalkan yaşlı baba, "Yapmayın" diye yalvarıyordu.

Fakat gözü dönmüş teröristler hiç acımadan yaşlı adamın kafasına silahı dayadı ve tetiğe bastı.

22 yaşındaki genç kız donup kaldı. Dili lal oldu adeta; bağırmak istedi lakin bağıramadı. Kendini olduğu gibi yere bıraktı.

Acımasız teröristler, Neşe'yi de saçından tutup tekme ve dipçik darbeleriyle köyün çıkışındaki tepeye kadar sürüklediler.

Genç kızın üstündeki elbise paramparça oldu. Bedeni sefil yaratıkların gözleri önündeydi.

Çoğaldılar, sayısı beş oldu, altı oldu…

Neşe gözleri açık ve donuk, ölüme hazır bir huri gibi bakıyordu.

Bir hayvan, Kalaşnikof'unu seriye aldı ve Neşe'nin sağ göğsünün üstüne dayayıp tetiği bastı. Beş mermi Neşe'nin göğsünü parçalamaya yetmişti.

İnsanlık dışı mahlûklar tatmin olmadı. Sırıtarak, "Diğer göğsünün de hakkını verelim" dediler gülerek. Aynı işlemi cansız bedeninin diğer göğsünde de tekrarladı diğer hayvan…

Ailesinin üzerine titreyip kıyamadığı Neşe'nin elbiseleriyle birlikte vücudu da lime lime oldu…

Körpe vücudunun her yanı tıpkı soyadı "Alten" gibi kıp kırmızı oldu.

***

Acı tarih 26 Ekim 1993 idi…

Ülke sevdalısı bir can; Neşe Alten tam 22 yaşındaydı…

Ülkesine hizmet edecek…

Yarının aydın vatandaşlarını yetiştirmek için kol kanat gerecek…

Doğu illerinin makûs talihini tersine çevirmek için gücünün yettiğince çaba gösterecekti…

İleride evlenecekti… Beyaz gelinlikler içinde belki de bir yuva kuracaktı…

Onun da bu zalim dünyada idealleri ve birçok yapacağı işleri vardı…

Suslandı bütün bunlar… Neşe Öğretmen ile kara toprağın bağrında hayal oldu her bir düşünce…

Utandı insanlık…

Pas tuttu vicdanlar…

Neşe Öğretmene tüm analar ağladı…

Ve maalesef…

Yanılmış Tarancı…

"Yaş 35… Yolun yarısı" demişti…

Neşe Öğretmen ise daha 22 yaşındaydı…

Neşe Öğretmen nezdinde tüm öğretmenlerimize saygı ve sevgilerimi sunuyorum… Unutanlar, unutulanlar olsa da bilesiniz ki, birileri sizleri her daim güzel duygularla yad ediyor.

29-kasim-2021,-acar---nese-ogretmen.jpg

***

Hayat devam ediyor… Nice canlar, nice idealler sönüyor…

Ve her zaman olduğu gibi ateş düştüğü yeri yakıyor…

Ölen öldüğü ile kalıyor…

Siyasiler ise hâlâ koltuk sevdasına birbirlerini acımasızca eleştirmeye devam ediyor…

Şiddet dili, siyasetin dili olmuş…

Yurdumun güzel kalpli insanları bu gerilim arasında ve hayat pahalılığı kıskacında sağa sola savruluyor…

Vefakâr ve cefakâr insanlarımızın kaderi bu olmamalı!

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları