ŞUBAT ayının başında yine birkaç ebleh, Gazi Mustafa Kemal'in Samsun'daki anıtına saldırmak istedi. Çok şükür ki, Türk Milleti, 1919'da kendisine yeni bir ufuk açan Ata'sına sahip çıkıyor.

Aslında bu tepki, böyle düşünenlere karşı iyi bir tokat olmuştur. Böyle çirkinliklere tevessül edeceklere de ciddi bir ders olmuştur sanırım…

19 Mayıs 1919 Anıtı…

İnsan bu güzelliğe kıyar mı?

Bir milletin dirilişi, hür ve bağımsız bir Devlet olabilme yolundaki ilk adımdır bu tarih... Böyle anlamlı bir adımı atan ve bir millete özgürlük yolu açan bir lidere nedir bu husumet?

Nedir bu nankörlük? Bu durumu izah edebilecek biri varsa, çırsın, anlatsın!

Orası bir anıttır; tapılacak yer değildir…

Ve 7. Asrın sonlarında İslamlığı kabul eden Kadim Türk Milleti, Ata'sına saygı ile Allah'a ibadeti ayıracak kadar zekidir.

Biz nankör bir millet değiliz…

Daha önce de vurgulamıştım, yine anlatayım;

Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet  Bayramı olmasaydı, dini bayramlar da olmazdı…

Ne çabuk unuttunuz yalnızca Çanakkale'de 250 binin üzerinde şehit verdiğimizi? Onun için bu ülke, her şeyi ile kutsal bir ülkedir.

Ne çabuk unuttunuz, sırf bizler özgür bir vatana kavuşalım diye 15 yaşında cepheye koşan ve geri gelmeyen o gençliğin yaptıklarını?

Ne çabuk unuttunuz, Osmanlı'da nüfus sayımına bile giremeyen kadınların, Cumhuriyet'le birlikte erkeklerle aynı haklara sahip olduklarını?

O savaş yıllarında gençliğine doyamayan bir nesil cephelerde şehit düştü!

Kimisi anasını, kimisi babasını, kimisi kardeşimi, kimisi de eşini bırakıp gitti düşmanla cenge! Ve 10'a yakın cephede 1 milyon civarında insanımız sırf bizden sonraki nesil rahat yaşasın diye can verdi…

ONLARA BORCUMUZU ÖDEDİK Mİ?

İşte tüm bu şehitlerimizin, gazilerimizin önünde bir Gazi Mustafa Kemal vardı…

Türk Milleti'ne, Osmanlı'nın küllerinden dipdiri, taptaze bir Cumhuriyeti armağan eden…

Bizim nesil, işte bu nesle borçludur…

Biz Çanakkale'de 7 düvele karşı savaş verdik. Hem de bire 15 kadar fazla bir güç karşısında…

İngiliz'i, Yunan'ı, Rum'u, Fransız'ı, İtalyan'ı, Avustralyalısı, Yeni Zelandalısı, Ermeni'si ve Rus'u… Saymakla bitmez…

Onun için merhum Mehmet Akif, kahraman Türk askerlerini anlatırken şöyle sesleniyor;

"Ne büyüksün ki, şanın kurtarıyor tevhidi;

Bedr'in Arslanları ancak bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

Gömelim gel seni tarihe desem; sığmazsın!

Herc-ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitap;

Seni ancak ebediyetler eder istiap…"

İşte 1919'da ilk hareketi Samsun'dan başlatan ve dağılmakta ve tarihin sahnesinden silinmekte olan Türk Milleti'ne müthiş bir motivasyon sağlayarak yeni ufuklar açan Atamızın ilk adımını attığı yerdir Samsun…

Ve Samsunlular bunun değerini çok iyi bilir…

Fakat vefa nedir bilmeyen, aziz milletin midesini bulandıran eblehler de oluyor ne yazık ki.

MAALESEF BALIK BAŞTAN KOKUYOR!

Malum… Önümüzdeki 2023 yılı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100'üncü yılıdır… Bu kadim Devlet'i, bağımsızlığımızın ve özgürlüğümüzün simgesi olan bu Cumhuriyeti sevenler her zaman kahir bir çoğunlukta olmuştur.

Lakin arada Cumhuriyetin değerlerine -ne için yaptıklarına anlam veremediğim- göndermeler de yapılıyor…

Hem de ülkeyi yönetenler tarafından…

Mesele bir belediye başkanı çıkıyor, "100 yıllık Cumhuriyetin rövanşını alacağız" türünden açıklamalar yapıyor…

Başka bir lider çıkıyor; Cumhuriyeti kuran -sözüm ona- iki sarhoştan bahsediyor…

Bir başka ebleh çıkıyor, "İstiklal savaşını keşke İngilizler ya da Yunanlılar kazansaydı" diyerek, -ne yazık ki, etrafındaki gençlerden alkış alıyor.

Bir başkası çıkıyor, Ayasofya'nın ibadete açılışında Gazi'nin kurduğu Diyanet'e bağlı bir imam çıkıyor, hem de Cumhurbaşkanı, Bakanlar, milletvekilleri ve Diyanet İşleri Başkanı'nın önünde Atatürk'e hakaret ediyor!

Ancak ne yaparsanız yapınız; Türk Milleti'nin kalbine nakşedilen Atatürk sevgisini ortadan kaldıramayacaksınız. Sizler, yatıp kalkıp bu Cumhuriyetin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile uğraşacağınıza, O'nun kurduğu bu cumhuriyeti yeterli bulmuyorsanız, o canım kurumları ve fabrikaları satmak yerine, daha ileriye taşıyın ve bu ülkeyi dışa bağımlılıktan kurtarın.

O zaman biz de sizi alkışlayalım…