Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Şahin ŞİMŞEK

Şahin ŞİMŞEK

MERCEK

Türkiye'nin demokrasi ile imtihanı

Değerli okurlarım, ülkemizin gündemi her daim hareketliliğinden bir şey kaybetmiyor. Dünyada bu kadar dinamik bir yapısı olan, gündemi bu kadar hızlı değişen başka bir ülke var mıdır bilmiyorum… Sinirlerimiz ve dayanma gücümüz burada her geçen gün sınanıyor. Öyle ki Türkiye'de hayatta kalmayı başaran biri dünyanın her yerinde yaşayabilir. Bu da bu güzel ülkenin bize cilvesi... Gülü seven dikenine katlanır demişler.

Geçtiğimiz hafta teröristle dağda boy boy fotoğrafları olan sözde vekilin görüntüleri basına yansıdı. Aslında bunlar malumun ilanıydı tabi. Zaten bu kişiler de gelen tepkiler karşısında cılız birkaç açıklama dışında başka bir şey söyleyemedi… Söyleyecek ne var ki zaten fotoshop diyemez, montaj diyemez… Onlar da "eskiden çekildi" diyebildiler… Ve acı olan şu ki bu kişi yıllardır meclisin sıralarını kirletiyordu. Sevgili kardeşlerim, buradaki çelişkiye dikkatinizi çekmek istiyorum. Öyle bir meclis düşünün ki içinde kendi düşmanlarını barındırıyor… Meclis halktır, millettir, vatandır. Devletin her türlü gizli ya da açık konusunun konuşulduğu bir çatıdır. Meclisin devletin neredeyse her kurumuna ulaşabilme yetkisi vardır çünkü demokrasilerde milleti temsil eden meclis, devletin her kurumundan hesap sorabilme yetkisine sahiptir. Her kurumundan diyoruz, buna emniyeti de dahil, jandarması da dahil Genelkurmayı da dahil. Şimdi düşünün, farz edelim devlet terör örgütlerine sınır ötesi bir harekât yapacak. Bunun için izni nereden alıyor, meclisten. İlgili bilgi-belge ve evraka meclisten ulaşılabiliyor mu, evet. Peki ya içerideki teröristler varken nasıl olacak bu? Düşman içerde olduktan sonra kapı kilit tutmaz değerli kardeşlerim.

Türkiye'm ne kadar demokratik(!) bir ülkeymiş ki düşmanlarını kendi meclisi altında barındırıyor... Vah ki ne vah… Buradaki akla ziyan bu durum kararlılıkla giderilmelidir ve vatandaşın kanına dokunan böyle haince hareketlere bir daha kimsenin cesaret edemeyeceği şekilde bu durum neticelendirilmelidir. Aynısı şehit yakınının bacısına küfreden vekil için de geçerli. O da kendi partisi tarafından kuru bir görevden almayla bu işten sıvışacağını zannediyorsa yanılıyor. O artık milletin nezdinde mimlenmiştir. Elbette devletimiz de onun cezasını verecek. Devletin vereceği cezanın yanında milletin onun alnına yapıştırdığı damgayla dolaşsın dursun artık.

 

*

Değerli kardeşlerim bu hafta ve aslında her haftanın da gündemi olan bir başka konu da sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ve saldırılar. Maalesef geçtiğimiz hafta hamile bir hemşirenin yerlerde tekmelendiğini gördük. Bu hafta da Kartal'da bir hemşire hanımefendi başından vurularak öldürüldü… Ne yazık ki burada hem ülkemizdeki kadın cinayetleri problemini hem de sağlık çalışanlarına uygulanan şiddeti görüyoruz. En önemlisi ise bunlar müstakil birer vaka değil. Ülkede hem kadınlarımıza, hem de bu zor pandemi şartları altında fedakârca çalışan sağlık çalışanlarına sistematik bir şiddet uygulanmakta. Zaten sinirli bir milletiz, trafikte, bankada, markette birdenbire 0'dan 100'e çıkabiliyoruz… Bir de üstüne vatandaş ekonomik koşullar altında kum torbasına dönmüş durumda. O da buradan aldığı stresini ya evinde karısından ya da suçlu ilan ettiği doktordan hemşireden çıkarıyor… Maalesef caydırıcılık olmadan böyle düzenli hale gelmiş bir problemin önüne geçemeyiz. Nasıl ki yukarıda bahsettiğimiz sözde vekillere cümle aleme ibret olacak ceza verilmesi gerekiyorsa böyle vakalarda da aynısı uygulanmalı. Yöntem değiştirelim, bu toplumsal sorunlarla bir de radikal mücadele yolunu deneyelim bakalım. Demokratik yollarla tabii (!)

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları