Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüsameddin Acar

Hüsameddin Acar

Yazar

Necmi Tanyolaç gibi gazeteci olmak…

HATIRLARSANIZ, geçen haftaki yazım "Çalışan Gazeteciler Günü" ile ilgili idi. Bu defa da artık aramızda olmayan efsane bir gazeteciden, Necmi Tanyolaç'tan bahsedeceğim…

Talebesi olmaktan gurur duyduğum Necmi Tanyolaç, 1982'ye kadar Tercüman Gazetesi Spor Müdürü idi. Ama nasıl bir spor müdürü…

Gazetenin patronu (pardon ağabeyi) rahmetli Kemal Ilıcak, Spor Servisi'ne geleceği zaman telefon açar, "Kral müsaitsen yanına geleceğim" derdi.

İşte öyle bir Necmi Tanyolaç… Öyle bir spor servisi kurmuştu ki Tanyolaç, içerisinde Attila Gökçe, Güven Taner, Necati Bilgiç, Kemal Belgin, Orhan Ayhan, Ergun Hiçyılmaz, Ali Gümüş, Fahri Somer, Tevfik Ünsi, Nejat Altav, Vala Somalı, Cafer Zorlu, Faik Çetiner, Naci Arkan, Ali Sami Alkış, Büşah Gencer, Cemal Alkan, Turgut Koloğlugil, Mehmet Korkmaz, Kemal Adar, Hüseyin Sarıuçak, Haluk Sarıuçak, Hüseyin Yılmaz, Saadet Önder, Saim Altunterim, M. Ali Diyarbakırlıoğlu gibi birçok ismi barındırıyordu.

*

Ve o Necmi Tanyolaç, 1982'de Güneri Civaoğlu'nun yayın yönetmenliğini yaptığı Güneş Gazetesi'nde yeni, yepyeni bir Spor Servisi kurdu. Aralarında benim de bulunduğum bu kadroda 66 ünlü gazeteci vardı.

Öyle bir servisti ki, Bab-ı Ali'de böylesine kapsamlı bir servis kurulmamıştı. Patronları ise Ahmet Kozanoğlu-Ömer Çavuşoğlu ortaklığı idi. Arkalarında "Kale Gibi Banka" Hisarbank vardı.

Güneş Gazetesi o yıllarda çoğu kez 1 milyonun üzerinde satıyordu. Abartısız normal tirajı ise 750 bin civarında seyrediyordu.

Daha sonra gazete el değiştirdi ve yeni patron; Trabzonspor'un da başkanı olan Mehmet Ali Yılmaz oldu.

Yıl, 1980'li yılların ortasıydı. Trabzonspor ise 1970'lerde girdiği Süper Lig'de hala fırtına gibi esiyordu.

Yine o tarihte şampiyonluğa oynayan Fenerbahçe, Trabzon deplasmanına gitmişti. Tarihler 14 Nisan 1985'i gösteriyordu. Çok gerilimli bir maçtı ve bu zorlu karşılaşma 1-1 sonuçlanmıştı. Gerilim stat çıkışında başlamıştı… Taşlı, sopalı saldırılar, yol kesmeler… Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüs adeta stadın dağılmasından sonra kaçırıldı Hüseyin Avni Aker'den.

Stadın içinde ve etrafındaki olaylar yetmedi; dönüş yolunda Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüs kurşunlandı.

Kurşun bir camdan girdi, öbür camdan çıktı. Çok şükür ki, hiçbir sporcuya isabet etmedi. Oysa ki, otobüsün içinde teknik direktöründen antrenörüne, futbolcusundan malzemecisine kadar birçok insan vardı.

Spor Müdürü Necmi Tanyolaç, işte bu olayı manşetten şöyle vermişti;

"TRABZON'DA VAHŞET!"

Ertesi gün kıyametler koptu. Gazetenin patronu Trabzonspor'un başkanıydı; önce patron Mehmet Ali Yılmaz tepki göstermişti;

"Benim gazetemde nasıl böyle bir başlık atarsınız?"

İşte spor müdürü Necmi Tanyolaç olunca, bu böyle olurdu…

Patron kızacakmış… Falanca alınacakmış… Hak getire…

Gazetecilik neyi gerektiriyorsa o yapılacaktı ve yapıldı da…

Fakat ertesi günü patron Mehmet Ali Yılmaz, önce spor sayfalarını siyah-beyaz yaptı sonra da o efsane Necmi Tanyolaç'ı görevden aldı.

Aslında o manşeti atacak gazeteci Bab-ı Ali'de çok az bulunurdu.

Düşünsenize… Ekmeğini yediğiniz bir patronun gazetesinde ve yine o patronun başkanlığını yaptığı bir takımla ilgili böyle bir manşet atacaksınız…

Gerçi bu olayda Trabzonspor'un ve yöneticilerinin bir suçu yoktu… Lakin ortam çok gerilmişti ve fanatik taraftarların işiydi bu teşebbüs…

Bu da tabii ki, koskoca bir camiaya mal edilemezdi…

Lakin ortalıkta, bir vahşet vardı… Bu da bir gerçekti…

Şimdi sizlere soruyorum: Bab-ı Ali'de şimdi böyle bir manşeti atacak kaç gazeteci kaldı?

"Kalmadı" cevabınızı duyar gibiyim…

Şimdi, milletin değil de, tamamen sahibinin sesi olmuş şu basın sektörünün hal-i pür melaline bir bakın; ne dediğimizi daha iyi anlarsınız.

Gazeteler dökülüyor…

Hiçbir gazetede özel ve kendisine ait bir haber, röportaj ya da araştırma yok…

Hepsi fabrikasyon… Kes… Kopyala… Yapıştır…

Ve görüldüğü gibi gazeteler can çekişiyor… Gazeteciler işsiz… Ve ayakta kalanlar da direnmeye çalışıyor…

Kısacası her gazeteye bir Necmi Tanyolaç gerek…

Allah gelmiş, geçmiş tüm meslektaşlarımıza gani gani rahmet eylesin. Hala ve inatla ayakta kalmayı başaranlara da sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları