Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Levent Doğan

Levent Doğan

Yazar

Motivasyon Miti

Birçok insan hedeflerine ulaşmaya çalışırken benzer bir düşünce öbeğiyle karşı karşıya kalıyor:

“Hiç motive hissetmiyorum. Hiç modumda değilim. İyi hissedince başlarım ya da devam ederim.”

Bu gibi düşüncelerin sonucunda tabii ki görevi sürdürmeyiz. Böylece yarım kalan ödevler, ertelenen projeler, parası ödenip gidilmeyen spor salonları gibi birçok sonuçla karşılaşırız.

Burada aslında vurgu yapılması gereken yer “nasıl düşündüğünüzden” ziyade motivasyon hakkında ne düşündüğünüzde.

Motivasyonun, birçok kişisel gelişim hurafesiyle beraber anlamı oldukça değişti ve bir şeylere başlamak veya sürdürmek için gerekli bir konu haline getirildi.

“Önce inan sonra yap! Kendini motive etmelisin. Motivasyonunu yüksek tut” gibi yönergelerle de pekişen zihin, motivasyonu yakalayamayınca kişiyi konfor alanına çeker.

Böylece, görevi sürdürecek olmanın vereceği sıkıntı, stres, kaygı ve bunalma gibi duygulardan bizi kurtarmış olur.

Aslında kişi, kendi kehanetine kendi inanmış olur:

“Motive olmadığım için sürdüremedim. Dolayısıyla, bir dahaki sefere yine motive olmayı beklemeliyim.”

Gerçek ise şudur; motivasyon sürekli bir durum değildir.

Hedeflerimize doğru yolculukta motivasyon inişli çıkışlı bir seyir izler.

Bu inişli çıkışlı yolculukta, motivasyonun veya iyi hissetmenin olmadığı zamanlarda da kişinin görevi sürdürebilmeyi öğrenmesi, gelişim ve sonuca giden yoldur.

Hiçbir şampiyon, eller havaya modunda antrenman yapmaz; hedeflerine ve değerlerine uygun yaşayan insanlar bunları her durumda memnun ve motive halde sürdürmez.

Sürdürmenin yolu, hisler ve düşüncelerle hareket etmek değil, değerlere yönelik planlanan yolda iniş çıkışların varlığının kabulü ve aksiyonun devamlılığı ile olur.

Sürdürmek istediği bir aktivitedeki değerlerini keşfeden kişi, ayrıca bu eylemi kimliğinin bir parçasına dönüştürmeye yönelirse, gerileme anlarını kolayca tolere eder.

Tüm bunları birkaç örnekle değerlendirelim.

Mesela, yeni bir dil öğrenmek isteyen birisini düşünelim.

Başlangıçta bu dilde bir kaynak okumanın veya proje yapacak olmanın motivasyonu ile çeşitli kaynaklar almış ve kurslara kaydolmuş olsun.

Ancak bazı ev ödevlerini ve okumalarını, “ilk baştaki gibi motive hissetmediği” için sürdüremiyor.

Yapması gereken ise bunun olağan ve çok doğal bir insan tepkisi olduğunu fark edip yargılamamakla başlıyor.

İkincisi ise bu dili öğreniyor olmanın altında yatan niyet ve değerlerini keşfetmeli. Örneğin, “öğrenme, gelişme, keşfetme, etkileşim” ve hatta “insan türünün en ilginç ürünü olan DİL diye bir olgu”ya da değer veriyor olabilir.

Sonrasında ise doğru hedef belirleme becerisi ile öğrenmeyi sürdürerek aslında tüm bu değerlerine adanmış bir eylemin içinde olduğunu fark ederek devam edecektir.

Şöyle bir hayatınıza bakın ve kazanımlarınızın ve başardıklarınızın, motive hissetmenizle ne kadar ilgili olduğunu analiz edin.

Sonrasında ise bu kabaca tarif ettiğim yönteme bir şans verin ve motive, modunda olmayı ve iyi hissetmeyi arzulamaktansa harekete geçmeyi planlayın.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları