Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüsameddin Acar

Hüsameddin Acar

Yazar

Kaşıkla Verip Kepçe ile Almak

BİLİYORSUNUZ, yeni yıla zam fırtınası ile girdik… Vatandaşımız tam anlamıyla bir zam (pardon fiyat ayarlaması) bombardımanına tutuldu. Gün geçmiyor ki, raflardaki ürünlerin fiyatı değişmesin…

Benzin, Mazot ve LPG artık dolarla yarışıyor ve hatta Doları da Avroyu da geride bırakıyor!

Pek tabii de bu durum, günlük hayatta var olan her şeye ama her şeye etki ediyor… Aklınıza ne gelirse, mutfaktaki tüpten, aracınızın lastiğine, sırtındaki paltodan, tencerede kaynayan fasulyeye kadar…

Ben böyle bir şey görmedim…

Artık büyük marketlerde ve her kenti, her ilçeyi bir ağ gibi ören market zincirlerinde sırf bir kişi fiyatları değiştirmekle meşgul…

Dün aldığınız bir çikolata, bugün üzerine en az 50 kuruş koyuyor!

Hiçbir şeyde istikrar yok… Lâkin zamda, fiyat ayarlamasında istikrar var; düzenli bir şekilde yükseliş devam ediyor…

ÜLKEYİ YÖNETENLER ÇARESİZ!

Piyasalar öyle bir duruma geldi ki, artık kimse kimseyi dinlemiyor! Herkes kafasına göre takılıyor…

Hükümet cephesinden dile getirilen, "Şöyle yaparız, böyle yaparız… Cezası ağır olur" cinsinden tepkiler hep havada kalıyor; vatandaş, yani satıcı yine bildiğini yapıyor…

Çünkü kimsenin, kimseye güveni yok. Çünkü durum öyle bir hal aldı ki, yana dükkânı kapatacaksın, ya da zam makinesini durmadan çalıştıracaksın.

Binlerce, on binlerce esnaf kepenk kapatıyor…

Binlerce, on binlerce fabrika, iş yeri ya çalışanların sayısını yarı yarıya indiriyor ya da iş yerini kapatmak zorunda kalıyor…

Gelen elektrik, doğalgaz ve su faturaları gerçekten can yakıyor…

Söz gelimi, son 7-8 ay içinde benzine, gaza ve elektriğe en az yüzde yüz zam geldi… Ve bu 3 tüketim maddesi her şeyi etkiliyor…

Onlarla birlikte pazarlar, marketler, çarşılar ve herkes kendine ayar çekiyor…

TÜİK bu durumu gördüğü halde, (hangi kalemleri baz alıyorsa) enflasyonu çok düşük çıkarıyor…

Olan vatandaşa oluyor… Biri önceki TÜİK Başkanı, "Ben kimsenin hakkına giremem" diyerek, ayrılığın kapısını aralamıştı.

Evet…

Asgari Ücret 2800'den 4200 liraya yükseldi…

En düşük emekli aylığı 2500 lira oldu…

Lakin bunlar, yürürlükteki reel enflasyon karşısında hiçbir şey ifade etmiyor…

Keşke tüm fiyatlar bir yıl öncesi gibi kalsa da, aylıklara da zam yapılmasa…

Fakat ne gezer…

Ülkeyi yönetenler önce kaşık ile veriyor, sonra kepçe ile fazlasını alıyor! Vatandaş, eldeki para ile adeta kaçan fiyat artışlarını yakalamaya çalışıyor!

Kısacası, "Tavşana kaç, kazıya tut" politikası…

ACABA SİSTEMDEN Mİ KAYNAKLANIYOR?

Biliyorsunuz, son 3.5 yıldır Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetiliyoruz… Bu sistem öncesi yapılan seçim vaatlerinde Cumhurbaşkanımız ve şürekası, "Bu kardeşinize oy verin, enflasyonun, hayat pahallılığının üstesinden geleceğiz… Faizleri tek haneli rakama düşüreceğiz. Ülkede refah ve bolluk olacak… Anarşi bitecek… Ülkeye huzur gelecek" cinsinden sözler vermişti…

Lakin hiçbiri olmadı. Bırakın verilen vaatlerin gerçekleşmesini, vatandaşlar eski günleri mumla arar oldu.

Çünkü bu sistemde atanmış bakanlar var…

Çünkü bu sistemde ekonomi de, sanayi de, eğitim de, maliye de, iç işleri ve dış işleri de Cumhurbaşkanlığı'nın sorumluluğunda…

Her şeyi O en iyi biliyor ve O karar veriyor…

Derinlemesine araştırılmadan Türk Milleti'ne ısmarlanan bu elbisenin vücuda oturmadığı kesin… Zararın neresinden dönülürse, belki kazanç da oradan başlar… Lakin insanların feryadına gözleri kapalı, yalnızca bildiğini ya da bilmediğini okumaya çalışan bir yönetim söz konusu…

Bakalım bu işin sonu nereye varacak

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları