Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Şahin ŞİMŞEK

Şahin ŞİMŞEK

MERCEK

Doların  yükselişi ekonomik darbe mi?

Değerli okurlarım hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Ve her birimize Allah'tan kolaylıklar diliyorum. Nedenine gelecek olursak, ülkemizin şu an en önemli gündemi olan döviz artışı ve ekonomik buhran. Piramidin en tepesindeki bir avuç süper zengin hariç vatandaşın her bir kesiminin beli bu ekonomik kriz altında büküldükçe bükülüyor.

Geçtiğimiz günlerde yaşanan son döviz artışı hepimizin malumu. Dolar tarihi bir rekor kırarak 10 lirayı aşıp iki hanelere çıktı. Değerli okurlarım ekonomi ve döviz kurunda "psikolojik sınır" diye bir tabir vardır. Döviz bazen iner bazen çıkar bu doğaldır. Fakat bir psikolojik sınır var ki burası aşıldıktan sonra geri dönülmesi için kızılcık şerbeti içmek gerek. Umarız buna gerek kalmaz ama bu millet kızılcık şerbetinin tadını bilir, daha önce de farklı nedenlerle içmek durumunda kaldı. Bundan çekinmez.

Peki dövizdeki bu son fırlamanın sebebi neydi? Ortada bir sürü ekonomik-teknik tabir olduğu için vatandaşın kafası karışabiliyor. Biz burada kısaca anlatmış olalım. Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası son kararıyla faizi 100 baz puan daha aşağı indirdi. Geçen ay da 200 baz puan düşürmüştü. Son kararla mevcut faiz  yüzde 15'e düşürülmüş oldu. Bazı çevrelerde önümüzdeki ay daha da inebileceği konuşuluyor. Bu son faiz indirimi kararı açıklanmadan önce 10.50'ye gerileyen dolar, karardan sonra aniden 11.30'a fırladı. Sonuçta olan yine vatandaşa oldu, Türk lirası dolar karşısında bu yıl  yüzde 32 değer kaybetti.

Tabii bunlar birer sonuç. Peki bu faiz indirimi kararları neden yapılıyor? Onu da basitçe şöyle anlatalım. Ülkemize yabancı sermaye girişini arttırmak ve yerli üretimi teşvik etmek için kredi faizleri düşürülüyor. Fakat bu faiz indirimleri maalesef enflasyon düşmeden yapılmak zorunda kalınıyor. Bunun da dezavantajı şu: Faizler böyle düşük tutuldukça Türk lirasının serbest piyasada değer kaybetmesi riski ortaya çıkıyor. Yani aslında her faiz indirim kararı bir risk. Eğer siz faiz indirirseniz ve yatırımcıyı da çekemezseniz faizleri indirdiğinizle kalırsınız, bir de üstüne paranız değer kaybeder. Şu an olan da bu. Yatırımcı para kaybedeceği yere yatırım yapmıyor, yatırımcıyı çekemiyorsunuz, üstüne bir de paranız değer kaybediyor. Nereden tutsanız elinizde kalıyor. Kâbus senaryosu gibi.

Sevgili okurlarım.

Türkiye gibi büyük bir ülkenin düşmanı çok olur. Böyle bir ülkede ekonomi yalnızca tek başına ekonomi değildir. Her şey birbiriyle bağlantılıdır. Ekonomi siyaseti, siyaset piyasayı etkiler. Ve biliyorsunuz oy verecek vatandaşın da önceliği her şeyden önce cebidir. Bunu ülkeyi yöneten siyasetçiler de çok iyi biliyor. Ama bunu bilen yalnızca onlar değil elbette. Dışarıdan ülkemizin durumuna bakıp ellerini ovuşturanlar da var. Yazımızın başlığı da buradan geliyor. Darbe deyince aklımıza yalnızca tankla tüfekle yapılan askeri darbeler gelmesin. Onlar Allah'ın izni ve milletin bileğinin gücüyle tarihe gömüldü inşallah. Günümüzde darbeler farklı şekillerde yapılıyor artık. Bugün Türkiye'ye çekilen operasyon da bu.

Değerli okurlarım.

Unutmayalım ki hepimiz aynı gemideyiz. Evet, hem pandeminin getirdiği olumsuzluklar hem de diğer krizler gemide hasara yol açtı. Gemi su alıyor mu,

evet. Ama bu gemi hepimizin ve gidecek başka bir yerimiz yok. Hem dışarıdaki pusucular hem içerideki işbirlikçilerin planları Allah'ın izniyle boşa düşecek. Elbet bu günler de geçecek. Bu gemiyi sağ salim güvenli bir limana yanaştıracak olan da Hans değil George değil yine bu millet olacak.

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları