Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Şahintürk

Fatih Şahintürk

GİZLİ GERÇEKLER

DİB Tayyar Altıkulaç ve mücadelesi            

Geçen hafta bu köşede DİB İbrahim Bedrettin Elmalı ile yardımcısı Yaşar Tunagür arasındaki mücadeleyi ve mücadele sonunda Elmalı Hoca'nın nasıl görevden alındığını kaleme almıştım…

Bu hafta da başka bir DİB Tayyar Altıkulaç'ın mücadelesini yazalım…

Elmalı Hoca'yı görevden aldıran DİB başkan yardımcısı Yaşar Tunagür, 12 Mart muhtırasından sonra görevden alındı ve Nurculuk davasında yargılandı.

Tunagür'ün yerine gelen Tayyar Altıkulaç, 1978'de Diyanet İşleri Başkanı oldu.

Altukulaç Hoca da tarikat ve cemaatlere mesafeliydi ve DİB kadrolarının ilahiyat kökenli olmasını istiyordu. Bu yüzden DİB içinde kuvvetli bir kadrosu olan Süleymancılarla mücadele etmekten çekinmedi.

Altıkulaç göreve gelir gelmez önce Avrupa'ya özellikle Almanya'ya işçi olarak giden gurbetçi vatandaşların oradaki dini ihtiyaçlarını karşılayan cemaatlerden almak için kolları sıvadı. Altıkulaç, yurt dışında istihdam edilmek üzere DİB personel kadrosu ihdas etmek istiyordu ancak yasal düzenleme de bütçe de yoktu.

Kısa süre sonra yasal düzenleme yapıldı ve 1980'de Başbakan Demirel, Avrupa'da görev alacak DİB personelinin maaşlarının o ülkenin yerel yönetimleri tarafından verilmesini sağladı. Böylece sorun kısmen çözüldü.

Kısa süre sonra 12 Eylül darbesi oldu ancak Altıkulaç bu mücadelesinden vazgeçmedi. 12 Eylül döneminde 1982-1984 yılları arasında bu kez yurt dışında görev yapan DİB personelin bir kısmının maaşlarının Rabıta, yani Dünya İslam Birliği örgütü tarafından ödenmesini sağladı.

Skandalı 1986'da Uğur Mumcu ortaya çıkardı, Tayyar Altıkulaç istifa etmek zorunda kaldı ve emekli oldu.

Tayyar Altıkulaç emekli olduktan sonra siyasete girdi ve DYP İstanbul (1995-1999) milletvekili olarak TBMM'ye girdi. DYP lideri Çiller ile arası iyiydi.

Ancak çiçeği burnunda genel başkan ve başbakan Çiller, mevcut oy oranını korumak ve yükseltmek için cemaat ve tarikatlerin desteğini alması gerektiğini biliyordu ve bu yüzden Süleymancılarla temas halindeydi.

Çiller'in Süleymancıların lideri olan ve cemaatin kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan'ın damadı olan Kemal Kaçar ile olan müzakereleri olumlu sonuç verdi ve cemaat, 1999 milletvekili seçimlerinde DYP'yi desteklemeye söz verdi.

Ancak bir şartları vardı: Tayyar Altıkulaç'ın DYP ile ilişiği kesilecekti…

Süleymancılar, Altıkulaç'ı unutmamıştı ve bedel istiyorlardı. DYP lideri Çiller bu isteği geri çeviremedi ve Altıkulaç'ı seçilemeyecek bir yerden aday gösterince Altıkulaç DYP'den istifa edip yolları ayırdı.

1999 seçimlerinde Kemal Kaçar'ın yeğeni Arif Ahmet Denizolgun da DYP İstanbul milletvekili adayı olmuş ancak seçilememişti.

DYP ile yollarını ayıran Tayyar Altukulaç, Milli Görüş'ün yenilikçi kanadına katıldı ve AK Parti kurucularından oldu.

Tayyar Altıkulaç ayrıca AK Parti İstanbul (2002-2007) milletvekili olarak bir dönem daha TBMM'de yer aldı.

İşin ilginç yanı, 3 Kasım 2002 milletvekili seçimlerinde AK Parti İstanbul 1'nci bölge 1'nci sıra milletvekili adayı Recep Tayyip Erdoğan, 2'nci sıra adayı İrfan Gündüz, 3'ncü sıra adayı Tayyar Altıkulaç ve 5'nci sıra adayı Süleyman Hilmi Tunahan'ın torunu Mehmet Beyazıt Denizolgun'du.

Mehmet Beyazıt Denizolgun, cemaatin lideri olan eniştesi Kemal Kaçar'ın 2000 yılındaki vefatından sonra cemaatin lideri olan ağabeyi Ahmet Arif Denizolgun tarafından cemaatten dışlanmış ve AK Parti'nin kuruluşuna katılmıştı.

17 Haziran 2000'de Kemal Kaçar vefat etti. Cemaatin liderliğini yeğeni Arif Ahmet Denizolgun üstlendi.

2002 seçimlerinde ANAP, 2007 seçimlerinde ise DP milletvekili adayı olan ve seçilemeyen Arif Ahmet Denizolgun, 2016'da hayatını kaybetti.

Cemaatin liderliğini de Arif Ahmet Denizolgun ve Mehmet Beyazıt Denizolgun kardeşlerin kız kardeşi Gülderen Kuriş'in oğlu Alihan Kuriş üstlendi. Mehmet Beyazıt Denizolgun'un oğlu Fatih Süleyman Denizolgun da AK Parti İstanbul (2018-2023) milletvekilidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da gençliğinde Süleymancılara ait olan Piyalepaşa Kur'an Kursu'nda eğitim almıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın babası Ahmet Erdoğan, 1988'de vefat etmiş ve Kulaksız Mezarlığına defnedilmişti.

Erdoğan'ın annesi Tenzile Erdoğan ise 2011'de vefat etti ve vasiyeti gereği Karacaahmet mezarlığında Süleyman Hilmi Tunahan'ın kabrinin yanına defnedildi. Kısa süre sonra Ahmet Erdoğan'ın mezarı da Karacaahmet Mezarlığına Tenzile Erdoğan'ın kabrinin yanına nakledildi.

Tayyar Altıkulaç Hoca'ya selam olsun…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları