Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Gözde Acar Karabay

Gözde Acar Karabay

HİKÂYE DİYARI

Deprem çocuklara nasıl anlatılır?

DEPREM yaşadığımız toprakların bir gerçeği. Ne kadar kabullensek de binaların sağlam olmamasından dolayı canlar kaybediyoruz. İzmir depreminde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, kalanlara sabır diliyorum. Başın sağ olsun Türkiyem.

Yoğun, hüzünlü ve depremle dolu bir haftayı geride bıraktık. Peki çocuklarımıza bu yaşadıklarımızı nasıl anlatmalıyız?

Çocuklara ilkin depremin ne olduğunu açıklamak gerekir. Televizyonda denk geldiğim bir bilim insanı depremle ilgili değişik bir tanım yaptı. Depremi düdüklü tencerenin düdüğü gibi düşünmemiz gerektiğini söylüyordu. Düdüklü tencere, içindeki gaz birikimini düdüğüyle yavaş yavaş dışarı çıkartıyor. Düdükten çıkan hava tencerenin patlamasını önlüyor. Deprem de tıpkı böyle. Fay hatları yani yarıklar oluşturarak yeraltında sıkışan gazları yukarı çıkartıyor. Eğer depremler olmazsa yeraltında daha fazla gaz birikir ve çok fazla şiddetli patlamalar meydana gelir.

DEPREM DEĞİL ÇÜRÜK BİNALAR ÖLDÜRÜYOR

Deprem görüntülerini çocuklara izletmeyi uygun bulmuyorum. Bizi bile ürküten yıkılmış bina görüntüleri çocukların rüyasını kâbusa çevirebilir. Onun yerine göçük altından kurtulan insanlardan bahsedilebilir. Kâbusa dönüştürmeden de depremin yıkıcı sonuçlarına değinilebilir.

Burada önemli olan depremin değil çürük binaların öldürdüğüne dikkat çekmek. Eğer çöken binaları inşa eden müteahhitler, dürüst ve ahlaklı olsalardı sağlam binalar yaparlardı. Sağlam yapılan binalar, depremde yıkılmazlar. Yaşadığınız binaların sağlam ve depreme dayanıklı olduğunu çocuklara mutlaka vurgulayın.

Çocukların korkuyla yaşaması doğru olmaz. Onlara yetişkin olarak güven vermemiz gerekiyor. Ola ki depreme karşı binanız sağlam değil, bunu çocuklara söylemenin bir faydası yok.

DEPREM ANINDA YAPILMASI GEREKENLER

Çocuklara olası depremde neler yapılacağını mutlaka anlatmak gerekiyor. Eğitim çağı çocukları okulda öğrenmiş, tatbik etmiş olsalar bile evde tekrar etmekte fayda var. O anda panikten ne yapacağımızı şaşırıyoruz, önceden konuşursak daha soğukkanlı olabiliriz. Deprem anında yapılması gerekenleri çocuklara oyun oynar gibi anlatın. Sakin ve kendinize güvenli bir haliniz olsun.

Depremler olabilir. Ama biz muhteşem bir ekibiz. Bunun üstesinden geliriz, depremi yeneriz.

Deprem anında neler yapacağınızın listesini çıkartın. Mutlaka bir deprem çantası da hazırlayın. Evdeki herkes bu listeden ve çantanın yerinden haberdar olsun. Çocuklara deprem anında yapılması gereken hayat üçgenini anlatın. Evde belirlediğiniz güvenli alanda tatbikat yapın. Ev halkı hep beraber hayat üçgeni kursun.

Çocukların daha iyi anlaması ve panik yapmamaları için deprem anında neler yapılacağının resmini çizebilirsiniz. Hayat üçgenini ve güvenli bölgenizin krokisini çizin. Koltuk, duvara sabit dolap kenarlarının güvenli olduğundan bahsedin. Çizilen resmi, çocukların odasına asabilirsiniz. Ya da arada bakılıp, yapılması gerekenler tekrar edilebilir. Çocuklar öğrendiklerini unutabilirler, sabırla bir şeyleri anlatmak gerekiyor. Böylece bilgiler daha kalıcı oluyor.

Depremde güvenli olmayan yerleri de çocuklara açıklayın. Asansör, merdiven, kapı eşikleri vs. bunlar depremde en çok kayıp verilen yerler. Çocukları ürkütmeden bu alanları, güçsüz yerler şeklinde açıklayabilirsiniz. Üstelik depreme nerede yakalanılacağı belli olmadığından çocuklar bulundukları alanda güvenli yere geçmeyi öğrenmiş olurlar.

DEPREMZEDELERE YARDIM EDİN

Çocuklarla depremi yaşamış vatandaşlarımız ziyaret edilebilir. Hatta çocuklarla depremzedelere yardım edilebilir. Hiç unutmam! 99 yılındaki Marmara depremini bir yakınımız yaşamıştı. Adı Ümmühan olan teyze, eşini ve oğlunu kaybetmiş, çekirdek ailesinden geriye bir kızıyla ve annesi kalmıştı. Depremden sonra oturduğumuz mahalleye taşınmışlardı. Ortaokula gidiyordum o sıralar. Annemle sık sık ziyaretlerine gider, geçmiş anılarını dinlerdik. Ümmühan Teyze'nin hayatta kalmak için verdiği mücadele beni çok etkilemişti. Bizim için nefes alıp vermek ne kolaydı. Ama o, günlerce göçük altında nefes almakta zorlanmış, hafızasını açık tutmaya gayret etmiş, kan dolaşımı için etlerini mıncıklamıştı. Üstelik bunları yaparken yanındaki eşinin ölümüne de şahit olmuştu.

Ümmühan Teyze'nin hikâyesi beni derinden etkilemiş ve en zor anlarımda nedense aklıma gelivermiştir. Çocuklarla depremzedeleri ziyaret edin ve hayatta kalma mücadelelerini dinleyin. Hatırlatmadan geçemeyeceğim; çocukların yaş seviyesine göre ürkütmeden anlatmak gerekiyor;

ELİF VE AYDA MUCİZESİ

Mucize diyorum. Zira Elif 65 saat, Ayda 91 saat sonra göçük altından kurtarıldı. Üstelik üç yaşındalar. Bu mucize değil de nedir?

Bu iki meleğin kurtulma sahnelerinde tüm Türkiye olarak kuşkusuz çok duygulu anlar yaşadık. Gözyaşlarımız pınar oldu aktı. Hayata karşı umutlarımız da arttı. Hayatta kalmak için var güçleriyle mücadele ettiler. Çocuklara depremden kurtulan bu yavrularımızdan da bahsedebilirsiniz.

Görüntülerde dikkatimi çeken Elif ve Ayda'nın şok halinde olmalarıydı.

'Gayet iyiler, hiç ağlamıyorlar' yorumları yapıldı. Evet sağlık durumları çok şükür iyiydi. Peki ruh sağlıkları?

Bir an kendinizi üç yaşındaki çocukların yerine koyun. Saatlerce hiç bilmediğiniz, anlamlandıramadığınız şekilde karanlık ve yıkıntılar arasındasınız. Güçsüz, aciz ve tek başınızasınız.

Üstelik neler olduğunu bilmiyorsunuz.

Travma yaşamaları çok normaldir. Yaşadıkları travmaya rağmen küçücük bedenleriyle hayatta kalma mücadelesi verdiler. Üstelik kurtulurken ve sonrası dahil yaşadıkları her ana çok yabancılar. Bu yüzden şok halindeler, ağlama tepkisi bile veremiyorlar. Ama zamanla bütün yaraları iyileşecek. Yaşayacakları güzel günler, terapiler, destekler ile travmalarını atlatacaklar. Umarım bu süreç çabuk olur...

Tüm depremzedelerimizin ve yakınlarının yaşadıkları anlar, hayatlarında kalıcı ruhsal hasarlar bırakmaması dileğiyle. Kalın sağlıcakla.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları