"Para sen nelere kadirsin!" diyerek başlasam cümleye çok yerinde olur. Araplar parayı bastırınca önce çöle buz pisti yaptılar, şimdi de çölde tarıma başlıyorlar. Tarım ülkesi Türkiye samanı bile dışardan ithal ederken, Araplar çölde domates yetiştirecekler.
Dubai'deki Madar Farms, yıl sonuna kadar 7 bin metrekarelik bir yüksek teknoloji ürünü iç mekan tesisi açacağını duyurdu.
Dünyanın taze domates yetiştirmek için sadece LED ışıkları kullanan ilk ticari ölçekli kapalı domates çiftliği olan Madar Çiftlikleri, bu yıl Abu Dabi'de faaliyete geçecek.
Abu Dabi Sürdürülebilirlik Haftası'nda açıklanan BAE merkezli Madar Çiftlikleri, Abu Dabi Khalifa Sanayi Bölgesi'nde şu anda yapım aşamasında olan 5 bin metrekarelik tesisi işletmek için Certhon, Inno-3B ve Signify şirketleri ile ortaklık kurdu.
Çiftlikte her gün sahada 1 tondan fazla domates üretilmesi planlanıyor. Sürdürülebilir tarım yöntemlerine olan bağlılığının bir parçası olarak, domatesler dünyadaki en verimli sistem kullanılarak yetiştirilecek. Madar Çiftlikleri, seralara kıyasla daha az su kullanacak.
Çiftlik, Abu Dabi'deki Khalifa sanayi bölgesinde inşa edilecek ve burası Abu Dhabi ve Dubai arasında olduğu için günlük hasadı yapılan taze ürünlerin hızla ülkenin en büyük iki nüfus merkezine götürülmesini sağlayacak.
Madar Çiftlikleri Genel Müdürü Abdulaziz Al Mulla, "Bu teknik daha verimli olmakla kalmıyor, aynı zamanda çölün ortasında endüstriyel alanlarda da büyüme imkanı buluyoruz. Burası dünyanın en büyük kapalı domates çiftliğini temsil edecek. Kapalı alanda üretim, çevre oksijen, sıcaklık veya biyolojik faktörler olsun tamamen kontrol edilmesi anlamına gelmektedir" diyor.
Abdulaziz Al Mulla, projenin ayrıca su verimliliğini artırmak ve ülkenin gıda ithalatına bağımlılığını azaltmak gibi BAE hükümetinin hedefleriyle de uyumlu olduğunu söylüyor.
Madar Farms, gelecekte benzer yöntemler kullanılarak başka mahsullerin iç mekanlarda yetiştirileceği daha fazla tesis yapılmasını planlıyor ve Abdülaziz Al Mulla çalışmanın yakında daha fazla ortak ve destek bulacağına inanıyor.
Topraksız tarım denen yöntemle, yetiştirilecek bitkilerin besinleri toprağa değil suya karıştırılarak veriliyor.
Abdülaziz Al Mulla sözlerine şöyle devam ediyor: "BAE'deki nüfus büyümeye devam ettikçe ve sürdürülebilirliğe daha fazla odaklanıldıkça, yeni çiftlik bu artan talebi karşılamaya yardımcı olacak ve BAE tüketicilerine yerel olarak yetiştirilen en kaliteli taze ürünlerin tadını çıkarmak için daha fazla seçenek sunacaktır. Dünyanın en su tasarruflu domates çiftliğinin inşasını duyurmaktan gurur duyuyoruz. Uzun vadeli, sürdürülebilir bir etki yaptığımızdan emin olabilirsiniz. İçeride, su tüketimini en aza indirmek için çığır açan bir teknoloji kullanacağız. Çiftlikten sofranızdaki çatala 24 saat içinde sürekli taze ürünler teslim edeceğiz."
AB'nin en büyük ithalatçısı
++++
Bu arada tarım konusunda çok canımı sıkan bir Hollanda gerçeğini paylaşmak istiyorum. Unutmadan şunu da ilave edeyim; bu can sıkıntımın esas sebebi ülkenin yüzölçümü ve biraz sonra vereceğim bilgi.
Evet yüzölçümü sadece 41 bin kilometrekare! (Konya'nın yüz ölçümü 38 bin kilometrekare.)
Ve sıkı durun esas konuya geliyorum. Hollanda, Avrupa Birliği içindeki en büyük ithalatçı ülke. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra dünyanın en büyük tarımsal ürün ihracatçısı. Üçüncü sırada Almanya var. Bu ihracat, Hollanda'da üretilen tarımsal ürünleri ve işlendikten sonra yeniden ihraç edilen ithal ürünleri kapsıyor.
Gıda, buna bağlı olarak tarım, geleceğin stratejik alanları arasında yerini aldı. Tarım yapmanın mümkün olmadığı çöllerde, topraklarının dörtte biri deniz seviyesinin altında olan Hollanda gibi ülkede bile tarım yapılırken, bereketli topraklara sahip Türkiye'de her şeyi dışardan ithal etmek doğrusu benim zoruma gidiyor. Umarım bunu değiştirmeye gücü yetenlerin de bir gün zoruna gider!
Daha sonra Hollanda'nın tarım gerçeğini sizlerle paylaşmak istiyorum.
