Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Levent Doğan

Levent Doğan

Yazar

Bir Parafili (Cinsel Sapkınlık): Pedofilik Bozukluk

Ülkenin gündemini meşgul eden bir hadise, bizlere bir gerçekliği yeniden hatırlattı: Pedofili.

Birçok kişi pedofiliyi bir hastalık olarak görse de tam olarak nasıl bir şey olduğunu bilmiyor.

Pedofili, aslında bir psikiyatrik bozukluktur. Parafili yani cinsel sapkınlık bozukluklarından birisidir.

Parafili, bir kişinin cinsel uyarılmasının ve tatmininin nesnelere, faaliyetlere ve hatta atipik kabul edilen durumlara bağlı olduğu bir bozukluklar kümesidir.

Pedofili de bu kategorinin altında yer alır.

Pedofili bozukluğu gösteren bireyler için çocuklar birer cinsel uyarıcı niteliğindedir.

Cinsel dürtüleri, düşünceleri ve ilgileri çocuklara yönelen bu bireyler, bu dürtü ve düşüncelere göre aksiyon almaya başlarlar.

Böylece, toplumsal yönden oldukça sorunlu bir sonuç olarak cinsel istismar oluşur.

Pedofili kurbanı birçok çocuk için bu deneyimler birer travmatik anı olarak kalır ve çoğunluğunda da travmaya bağlı birçok psikolojik sorun gözlemlenir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu''ndan başlayarak birçoğu ileri yaşlarda kaygı bozuklukları, depresyon ve kişilik bozuklukları semptomlarını taşıyabilir.

Pedofiliye neyin sebep olduğuna dair ise net bir kanıya varılmış değil.

Aslında bunu iyi anlamayı önemsiyorum zira kesin bilgiymiş gibi dolaşan paylaşımlar zarar verici olabilir.

Birçok kişi pedofilinin, cinsel istismar kurbanlarına ait bir davranış olduğunu düşünüyor.

İşte tehlikeli bulduğum da bu çünkü cinsel istismar kurbanlarının bazıları, pedofilik özellikler göstermeseler de kendilerini toplum için zararlı görüp daha da izole olabiliyorlar.

O nedenle şunu netleştirelim; pedofilinin genetik bir yatkınlık mı yoksa öğrenilmiş bir davranış mı olduğuna dair henüz kabul görmüş bir kanı bulunmuyor.

Davranışsal öğrenme modelleri, cinsel istismar kurbanı veya gözlemcisi olan bir çocuğun aynı davranışları taklit etmeye şartlanabileceğini ileri sürer.

Normal sosyal ve cinsel ilişkilerden yoksun olan bu bireyler, sosyal olarak daha az kabul edilebilir yollarla tatmin arayışına girebilirler.

Bu kanıtlanmamış çıkarımlara kıyasla daha sağlam veriler sunan bazı nörolojik çalışmalar yapıldı.

Bu çalışmalar, beynin bazı bölümlerinde gözlemlenen anormal aktivitelerin pedofilik dürtülerle ilişkili olduğunu gösterdi.

Beynin frontal ve temporal loblarındaki bu anormal aktivitelerin pedofilik cinsel davranışın engellenmesini kısıtladığı ve bu cinsel itkilerin işlenmesinde oluşan işlev bozukluğuna katkı sağladığı düşünülmekte.

Pedofilik bozukluk için sağlanan tedavi modelleri genelde psikiyatrik ilaçlı tedavileri içerir. Bu ilaçlarla, işlevsiz bu dürtü ve düşünceler baskılanır. Ayrıca, bilişsel ve davranışsal psikoterapi yöntemleri ile fonksiyon bozan düşünce ve davranışlar yapılandırılır.

Ancak ne yazık ki birçok pedofilik davranış gösteren birey tedavi ve terapi için gönüllü değildir çünkü yasal olarak dezavantajlar yaşayacaklarını düşündükleri için tedavi edilmeden yaşamaya devam ederler.

Toplumsal açıdan oldukça ciddi sorunlar yaratan bu bozukluğa dair farkındalığın artması önemlidir.

Böylece, hem bu davranışlar normalleştirilmemiş hem de bu yatkınlıkları olan bireyler tedaviye yanaşarak sebep olacakları toplumsal ve bireysel sonuçları engellemiş olur.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları