Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Levent Doğan

Levent Doğan

Yazar

Bilişsel Ayrışma Metotları

Önceki yazılarımdan birinde bilişsel kaynaşma ve ayrışmanın ne demek olduğunu tanıtmıştım.

Kısaca tekrar tanımlamak gerekirse bilişsel kaynaşma (füzyon), düşüncelerimizi kontrol dışı zihinsel olayların sonucu ürünler olarak değil, mutlak gerçekler olarak tanımlamamızı temsil eder.

Bilişsel ayrışma (defüzyon) ise düşüncelerle aramıza mesafe koymak ve onları benliğimizden ve gerçeklikten ayırt etmemizi sağlayan bir beceridir.

Peki bu beceriyi nasıl pratik edebiliriz?

Bunlardan ilki metafor kullanımıdır.

Şunu yine metaforik olarak bilmemiz gerekiyor ki zihnimiz uçsuz bucaksız bir gökyüzüdür.

Düşüncelerimiz de devamlı olarak gelip geçen bulutlardır. Yıpratıcı düşünceler görünür halde olmaya başladığı zaman kara bulutlar etrafı sarar ve korkutucu şimşeklerle beraber yağmurlar yağdırır.

Biz de bunlara kapılır ve korkuyla onlardan kaçmaya veya onların yarattığı havaya girmeye başlarız.

Bu gibi metaforlar ile zihnimizdeki düşünceleri hayatın içindeki öğelerle metaforize ederek ayrışmayı pratik edebiliriz.

Örneğin, şiddetli endişelerin ortaya çıktığını düşünelim; “ya yolda başına bir şey gelirse; ya onu bir daha göremezsem”. Bunların ortaya çıkışını fark ettikten sonra, bunları zihninizde birer bulut gibi hayal edin.

Sonra bu bulutu gözlemleyin. Nasıl bir kasvet yarattığını sadece izleyin. Yarattığı duyguları ve bedensel duyumları da fark edin. İlk pratiğinizi yaptınız. Tebrikler.

Zihninizin bunları okurken “Ne yani bu kadar mı? Ee peki şimdi ne yapacağız?” gibi sorular sorduğunu da fark ederek pratiğe devam edebilirsiniz.

Metaforla oluşan bu zihinsel mesafe, sıkıntı verici düşüncelerin davranışlarımız üzerindeki etkisini zamanla azaltır. Böylece, bilinçi bir şekilde uyumlu bir davranışa karar vermeniz için zaman oluşturur.

Aynı sonuçlar için bir başka yöntem düşünceleri etiketlemek.

Düşünceleri etiketleyerek onlara alan yaratır ve yine davranışlarımız üstündeki hâkimiyekini yönetiriz.

Örneğin, “yeterince zeki/güzel değilim” düşüncesini, “zihnim bana yeterince zeki/güzel olmadığımı söylüyor” şeklinde tüketmek, bir bilişsel ayrışma pratiğidir.

Bu basit tanımlama eylemi, yine düşüncelerle aramıza bir mesafe koyar ve onları bize ait değil zihnimin doğal ürünü olan sözcükler birleşimi olarak görmemi sağlar.

Bir diğer yöntem ise düşünceleri karakterize etmektir.

Düşünceler bunaltmaya başladığında, onları kimliğimizden ayırmak için onlara karakter biçebiliriz.

Mesela, sürekli kendimden şüphe eden düşünceler ürettiğim bir anda onlara, “şüpheci zihnim diyor ki…” gibi bir kişilik biçebiliriz.

Bu gibi düşüncelere dışsal varlıklar olarak yaklaşarak onları daha nesnel bir şekilde gözlemleriz.

Bu gözlem yine davranışlar üzerindeki etkilerini azaltarak, asıl “benin” değerlerine göre davranış seçmemize yardımcı olur.

Metaforik defüzyon, düşünce etiketleme ve karakterize etme bilişsel ayrışma yöntemlerinden sadece bazılarıdır.

Bu teknikleri benimseyin, ihtiyaçlarınıza göre uyarlayın ve düşüncelerinizle ilişkinizi değiştirin.

Unutmayın, siz düşünceleriniz değilsiniz - kendinizi özgürleştirin ve daha kontrolünüzde bir hayat yaşayın.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları