Pandemi nedeniyle uzun zamandır Ankara'ya gitmemiştim. Geçenlerde yüzümüz eskimesin diye şöyle bir tur atıp geleyim diyerek yola çıktım. Ankara'ya varır varmaz bir kafeye girip kendime yorgunluk kahvesi istedim. Kahve daha gelmeden yan masaya 7-8 kişilik bir gurup kelli felli beyler gelip oturdu. Onlarda siparişlerini verdi. Bu arada yüksek sesle konuşmağa başladılar. İçlerinden biri ben az önce çok yüksek makamlı bir dostumun yanından geliyorum. Önümüzdeki hafta kabine değişikliği olacak. Hatta bana yeni bakanların kim olacağını söyledi ama kimseye söylemiyeceğime dair söz verdim. Diğer birisi ben biliyorum İçişleri bakanlığına bu şahıs gelecek, Maliye bakanlığına bu gelecek, Dışişlerine bu şahıs gelecek diye. Falcı gibi 10 dakika içerisinde kabine değişikliğini yaptı hangi bakan nereye atanacağını yazdı çizdi. Mevcut iktidar partisine ve Cumhurbaşkanına sağolsun hiç bir yük bırakmadı, 10 dakikada kabineyi kurdu. Bu arada kahvelerimiz geldi içmeğe başladık. Ben masamda kahve içerken yan masadakilerin sohbetlerine kulak misafiri oldum. Bende onlardan müsaade istiyerek masalarına gittim. Sohbetlerine katıldım. Guruptan birisi bu kez seçimlerle ilgili konuşmağa başladı. Seçimlerde şu parti bu kadar oy alacak, bu parti bu kadar oy alacak diye. Cumhur İttifakı'nın oyu bu kadar olacak. Millet İttifakı'nın oyu bu kadar olacak. Seçimi zar zor şartlarda Cumhur İttifatı kıl payı kazanacak. Sonra yeni hükümet kurulacak. Başkan yine Sayın Erdoğan olacak vs. Bu arkadaşta 2023 yılında kurulacak hükümeti 20 dakikada kurdu. Milletvekillerine bile mazbatalarını teslim etti. Kurduğu hükümetin ilk icraatlarını bile anlatmağa başladı. Tüm bunları anlatırken herkes pür dikkat onu dinliyordu. Tabi ki ben tebessümle dinliyordum.
Bir başkası yargı konusunu ele aldı. Birisi Cumhurbaşkanı yardımcılarının ve danışmanlarının listesini yaptı. Yarım saatte Külliye'de kim nerede çalışacak, kim danışman olacak, kim Başkan'ın yardımcısı olacak hepsini yazdı, çizdi. Masadakilere de onaylattı. Ben tüm bu olanları şaşkınlıkla izlerken masada benim gibi sadece arkadaşlarını nezaketle dinleyen Mustafa bey bana dönerek Şahin bey sizde bir şey yok mu deyince ben gülümseyerek, "İstanbul'dan Ankara'ya gelene kadar maşallah arkadaşlar hem hükümeti kurmuşlar hem bakanlar kurulunu kurmuşlar. Hem de Cumhurbaşkanı ve yardımcılarını ayrıca danışmanlarını bile tayin etmişler. Açıkcası bana pek bir şey kalmamış. Ben bu sözleri söyledikten sonra masadakiler hep beraber gülmeğe başladı. Bana dönerek kardeş bizim işimiz gücümüz yok emekli insanlarız. Arkadaşlarla her gün burada toplanıyoruz. Birimiz hükümeti düşürüyor diğeri hükümeti kuruyor. Birisi bir kaç bakanı görevinden alıyor. Bir başka arkadaşımızda bu görevden alınan bakanların yerine yeni bakanların atamasını yapıyor.Böylelikle akşama kadar vakit geçirip evimize gidiyoruz.Ha bazen gerçekten tesadüfen görevden alınan bakanın yerine atadığımız bakan atanıyor. Tabi ki bizler de mutlu oluyoruz. Boşa kürek çekmemişiz diye. Sonra arkadaşların telefonlarını aldım. Ve dedim ki abiler ne zaman ülkemizde işler ters giderse lütfen benim hatırıma bir kaç bakanı görevden alın onların yerine size söyleyeceğim isimleri atayın. Onlarda memnuniyetle kabul ettiler.
Şimdi piyasaların durumu pek iç açıcı değil. Ekonomi iyi gitmiyor. Zamlar zaten milletin belini kırdı. Dolar aldı başını gitti. Acaba Ankara'daki abileri arayayım mı diye düşünüyorum. Arasam hemen bir kaç tane bakanı görevlerinden alıp yerlerine yeni Bakan atamasını yaparlar. Galiba arayacağım ne de olsa taze kan her zaman iyidir. Önümüzdeki haftalarda kabine de değişiklik olursa bilin ki abiler benim hatırım için bu değişikliği yapmışlar.
Ankara bambaşka, bir dünya kafelerde restoranlarda bu tür sohbetlerde olmazsa millet çıldırır. Hiç değilse üç beş arkadaş bir araya gelip sabah mevcut hükümeti deviriyorlar. Akşam üstü devirdikleri hükümetin yerine yenisini kurana kadar vakit hayli geçmiş olmuş oluyor. Ertesi günü yeni kuracakları hükümetin hayallerini kurarak evlerinin yolunu tutuyorlar.
Allah'a emanet olun.
Kalın sağlıcakla....
