Ne acayip bir zaman içindeyiz, gittiğimiz yolun sonu çok da muhteşem bir yere gitmiyor ve biz bunu biliyoruz ama kör kurşun gibi en olmadık yerde, en olmadık cana vurmak üzere gidiyoruz.
Tüm dünyanın yüzde doksan dokuzluk kesimi, farklı yollardan ilerlese de, başka isimler verip, başka şekillere büründürse de bir yaradana inanıyor. Tüm iyi duaları tabii öncelik kendisi için, (hâlbuki İslamiyet’te var olan, istenen şey birbiriniz için dua edin, iyilik dileyin). Zaten toplum böyle güzelleşip, yükselmez mi?
Malum son zamanlarda gizlilik hakkımız ve whatsapp ile yatıp kalkıyoruz, birileri özelimize girmesin diye teyakkuz halindeyiz ama diğer yandan da tüm özelimizi ulu orta paylaşıyoruz ve her şeyin ötesinde aslında neyimiz özel neyimiz değil bunun kararını vermiş değiliz.
Kendinizce ne kadar doğru ve gerçek olduğunu bilmediğimiz ama hakkımızı savunduğuna inandığımız yazı parçasını sanal alemden paylaşıp, bize sanal bir âlem sunan kuruma karşı gayriresmi savaş ilan ediyoruz.
Hatta günümüz dünyası insanının hepsini bir araya getiren tek bir din haline gelmiş uygulamaya isyanı büyüterek, kendimize yeni din ve tanrılar bulmaya çalışıyoruz.
Kendini yaratan tek bir Allah'ın varlığı altında, O'nun bizler için belirlediği kurallara uymaktan kaçmak daha kolay geliyor, ne de olsa mühim olan bu dünya!
Dünyadaki herkes gizlilik hakkının peşine düşmüşken, bunları paylaşıp daha da çok para kazanma derdine düşmüş Mark Zuckerberg abimiz oturduğu yerden bizimle maytap geçerken (son dönemde basında, geçenlerde Amerikan Senatosundaki verdiği ifadeyi hatırlayalım, senatör kendisine ‘dün akşam hangi otelde kaldınız, bizimle paylaşır mısınız?’ diye soruyor cevap, hayır paylaşmam oluyor. Senatör daha sonra geçen hafta kimlerle mesajlaştınız bizimle paylaşır mısınız? diye ikinci bir soru soruyor cevap yine kocaman bir hayır! oluyor.) acaba diyorum gelip bizim futbolumuza da el atar mı?
Belli olmaz belki bu Allah'tan korkmazlar, Zuckerberg abimizden korkarlar da (malum dinsizin hakkından imansız gelir derler) bugüne kadar hep öteleyip, sadece kendilerine yontmaktan vazgeçip doğruyu yaparlar.
Bilinmez tabii ki, bunlar Allah'tan korkmuyorlar, Zuckerberg abiden mi korkacaklar, her işin başı çıkar davası ne de olsa!...
TFF’nin Türk futbolunu kurtaracak muhteşem kararlarına yeni bir şey daha ekledi ve buyurdular ki! Yabancı oyuncu sayısı 14’ten 16’ya, oyuncu listesi ise 30’dan 35’e yükseltildi.
Bu karar kimin işine yarar? Harcama limitleri, ekonomik yapılarının zararları, UEFA’nın net tavrı ortada iken kılıfına uydurulmuş transferlere doymayanlara mı?
Bu karar bugüne kadarki var olan haksız rekabetin arasının daha da açılmasına sebep olmaz mı?
Siz beyler! Türk futbolu için en tehlikeli insanlarsınız ve Türk futbolu sizden, sizin gibilerden kurtulur mu? Tüm kulüplerimiz öz kaynak düzenine sistemli bir şekilde dönerek, geleceğin nesillerine imkân verilir mi? Sorularının karşılığı tamamen bir sessizlik, bilinmezlik.
Bu bilinmezlik siz gidene kadar da sürecek…
