Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
A.Öner PEHLİVANOĞLU

A.Öner PEHLİVANOĞLU

BAKIŞ

Ziya Gökalp

"Türklük, hem ülküm hem de kanımdır"

                                                                                                                                            Ziya Gökalp

whatsapp-image-2021-09-18-at-09.24.46.jpeg

Değerli Okuyucular,

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım telefonda, "Ziya Gökalp'i hatırlamanın zamanıdır.." deyince, "Unutmadık ki." cevabını vermiştim. Arkadaşım, "Türk toplumu Ziya Gökalp'in savunduğu ilkeleri unutmuş, hatırlatmakta yarar var." demişti.

Arkadaşımın  isteğine uyarak, bu yazımda, Ziya Gökalp'i ve Mustafa Kemal Atatürk'ü etkileyen fikirlerini hatırlatmaya çalışacağım..

Ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Atatürk şöyle diyor: "Bedenimin babası Ali Rıza Efendi, hislerimin Namık Kemal, fikirlerimin babası Ziya Gökalp'tir.Atatürk'ün Türklük ve ulusçuluk anlayışını, etkileyen Ziya Gökalp'i 25 Ekim 1924 tarihinde yitirmiştik. Ülkemizin yetiştirdiği değerli yazar, şair ve bilim adamı Ziya Gökalp'i ölümünün 97. yılında, 25 Ekim 2021'de saygı, sevgi ve minnet duyguları ile anacağız.

Kimdir Ziya Gökalp?

Ziya Gökalp, Osmanlı'nın  yıkılma döneminde, Türkler'i birleştirmeyi hedefleyerek Milliyetçilik, Türkçülük ve laik devlet yönetimi  konularında yayınladığı eserleriyle kitleleri aydınlatmaya çalıştı.

23 Mart 1876'da, Diyarbakır'da dünyaya gelen Gökalp'in asıl adı Mehmet Ziya'ydı. Yerel gazetede memur olarak çalışan Türkmen kökenli babası Mehmet Ziya'ya, Namık Kemal'in fikirlerini örnek almasını ve onun izinden gitmesini tavsiye etmiştir.

Mehmet Ziya, eğitimine Diyarbakır'da başladı, aynı şehirde 1890'da Askeri Rüştiye'yi ve 1894'te de, Askeri İdadi'yi (Askeri lise) bitirdi. Okulda iken, "Padişahım çok yaşa" deneceği yerde "Milletim çok yaşa" diye cevap vermeyi tercih ederdi.  "En büyük mefkûrenin (ülkü) millet ve hürriyet" olduğu inancına vardı. Batı kültürünü ve pozitif bilimleri savunan Ziya Gökalp, doğu ve batı kültürünü okuyucuya tanıtmaya çalıştı. Şeriat ve geleneksel  İslami bilgileri amcasından öğrendi,  savunduğu pozitif bilimlerin İslami ilkeler ile olan çelişkilerinin etkisinde kalınca 18 yaşında intihara teşebbüs etti.

Yüksek öğrenim için 1895'te İstanbul'a gitmesinin ardından, Veterinerlik Fakültesi'ne kaydını yaptırdı. Gökalp, burada İbrahim Temo ve İshak Sukûti ile tanıştı. Jön  Türkler'den etkilendi. İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne katıldı. Diyarbakır Valisi Halit Bey'in yolsuzluklarına karşı mücadeleye girişen Gökalp, 1898'de arkadaşlarıyla birlikte okuduğu Fransızca kitapların zararlı olduklarının öne sürülmesi ve çeşitli  eylemleri nedeniyle tutuklanarak bir yıl boyunca cezaevinde yattı.

Serbest bırakılmasının ardından "Zaptiye Nezareti altında bulundurulmak üzere", Diyarbakır'a sürgüne gönderildi. Gökalp, 1908'e kadar, Diyarbakır'da bir süre memurluk yaptı. Bu dönemde, siyaset, felsefe ve tarih üstüne incelemeler yaparken, istibdat aleyhine bazı gizli faaliyetlere katıldı. Gökalp, bölgede güvenliği sağlamak için organize edilen Hamidiye alaylarının başındaki Millî aşireti reisi İbrahim Paşa'nın adının karıştığı soygun ve baskın olayları karşısında halkı tepki göstermek için birlik olmaya çağırdı.

1905'te, halk üç gün süreyle, telgrafhaneyi işgal ederek İbrahim Paşa ve adamlarının cezalandırılması için saraya telgraflar çekti. Avrupa ve Asya ülkeleri arasında önemli bir bağlantı noktası olan telgrafhanenin basılması, olayın daha da büyümesine yol açtı ve yabancı ülkeler saraya baskı yapmaya başladı. Bu durum, İstanbul'dan Diyarbakır'a konuyu araştırmak üzere bir soruşturma kurulu gönderilmesini sağladı. Gelen inceleme kurulu sayesinde, Hamidiye alaylarının bir süre yolsuzluklara son vermesi sağlandıysa da, kısa sürede yeni olaylar yaşanınca, Ziya Gökalp ve arkadaşlarının liderliğindeki halk, tekrar telgrafhaneyi ele geçirdi. Bu sefer, 11 gün süren bu ikinci işgal halkın kesin zaferiyle sonuçlandı ve neticede, 1907'de hükümet, İbrahim Paşa ve alaylarını bölgeden uzaklaştırmak zorunda kaldı. Daha sonra bu olay, Gökalp'in ilk eseri olan Şaki İbrahim Destanı'na konu oldu.

Ziya Gökalp, Abdülhamid'e karşı yazdığı Hürriyet şiirinde sanki bir dehanın müjdesini veriyordu:

 

"Daha mı zalimler zulüm edecek?

Bu millet zincirde feryat edecek?

Yakında bu halka hak yardım edecek!

Bir dahi gönderip imdad edecek!

Toplanın kardeşler, bayrak açalım,

Yıldız'ın üstüne ateş saçalım!"

 

İşaret ettiği deha ise Mustafa Kemal Atatürk'tü.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları