Zihnimiz en değerli varlığımızdır. Her zaman bizimle birliktedir. Yalnız onu kullanmayı öğrendiğimizde, en şaşırtıcı güçlerinden de yararlanabiliriz. Daha önce de bahsettiğim gibi zihnimizi bir buzdağına benzetmiştik. Burada buzdağın görünen kısmı bilinç yani rasyonel (ussal) ve bilinçaltı-irrasyonel (usdışı)- bilincimizle düşünürüz. Zihnimiz, alışkanlık haline getirerek düşündüğümüz her şeyi bilinçaltına kaydeder.

Bilinçaltımız duygularımızın bulunduğu yerdir. Yaratıcı zihin olarak işlevsel olur. Olumlu şeyler düşünürsek olumlu, olumsuz şeyler düşünürsek de olumsuz şeyler olur. Yani ne düşünürsek o düşüncenin gerçekliği içinde buluruz kendimizi. İşte zihin her şeyi bu şekilde tezahür eder. 

Bilinçaltı bir fikri kabul ettiğinde bu fikrin doğru mu yanlış mı, iyi mi kötü mü olduğunun ayrımını yapamaz. Düz mantıkla çalışır. Asıl hedefi aldığı verilerle bizi korumaya çalışmaktır. Kendisine iletilenleri ya da bilinçli olarak inandıklarımızı kabul eder. Bilincimizin yaptığı gibi hiçbir şeyin muhakemesini yapmaz veya sorgulamaz. Sadece bizim güvenliğimiz için çalışır.

Bununla birlikte hiçbir şekilde bilinçli zihinle karar vermesek de bilinçaltımız,  kalbimizi otomatik olarak çalıştırmaya devam eder, sindirim, dolaşım ve solunum gibi hayati fonksiyonlarımızın işlevsel olmasını sağlar. Bunları bilinçaltımız bilinçli kontrolümüzden bağımsız olarak yapar.

Bilincimiz ise akıl yürüten bir zihindir. Zihnin seçim yapan ve mantık yürüten bir safhasıdır. Örneğin kitaplarımızı, işimizi, arkadaşlarımızı veya eşimizi bilinçli zihnimizle seçeriz. Toplum içindeki rollerimizi, konumlarımızı, muhakemelerimizi kısacası bütün kararlarımızı bilinçli zihnimizle veririz.

O nedenle düşünürken ya da konuşurken daha dikkatli davranmalıyız. Ağzımızdan çıkan sözlerden ve düşüncelerimizden sorumluyuz. Yaşadığımız her şeyi, inançlarımız aracılığıyla bilinçaltımıza ilettiğimiz düşüncelerle yaşarız. Bilinçaltımıza yanlış ve çarpıtılmış kavramlar iletmişsek, bunları acilen düzeltmemiz gerekir. Bunu yapmanın en kesin yolu sürekli yapıcı ve uyumlu düşünceler aktarmaktır.

Bu düşünceler sık sık tekrarlandıkça, bilinçaltımız onları kabul eder. Böylece bilinçaltımız alışkanlıkların bulunduğu yer olduğu için yeni ve sağlıklı düşünce ve yaşam alışkanlıkları geliştirebiliriz.

Özellikle korku, endişe gibi yıkıcı düşünceleri daha olumlu pozitif düşüncelere dönüştürmeliyiz. İlerleyen zamanda bu konuyla ilgili daha ayrıntılı örnekler paylaşacağım. Şimdilik buradan anlamanız gereken asıl konu bilinçaltımızın işleyiş şeklidir. Bu mantaliteyi anladığınızda sistemin de nasıl çalıştığını mantık çerçevesine daha iyi yerleştirebilirsiniz. Bilinçaltımız zihnimizin hazinesidir.