Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mehlika Figen Yazar

Mehlika Figen Yazar

Sonsuz Bilinç

Yeni bir yıl ve yeni bakış açıları

Bir yılı daha geride bıraktık. Elbette pek kolay olmadı. Çünkü global bir salgın hastalıkla karşı karşıya kaldık.

İlk defa bütün dünya sokağa maskeli çıktı.

İlk defa insanlar birbirinden uzaklaştı.

İlk defa bu kadar kendimizle evimizde baş başa kaldık.

İlk defa uzakta olan sevdiklerimize yasaklar yüzünden gidemedik.

İlk defa alışveriş sınırlamalarımız oldu.

İlk defa korku enerjisi bütün dünyayı bir sis bulutu gibi kapladı.

İlk defa bu pandemi salgını, savaşların, politik çekişmelerin ya da başka olayların  önüne geçerek her gün gündemini korumayı sürdürdü. 

İlk defa sosyal hayat durdu ve birbirimize güvenle sarılamadık.

İlk defa ülkelerarası ve şehirlerarası bu kadar fazla sınırlandırıldık.

*

Ancak gerçek olan şu ki asıl amaca ulaşıldı. Korku enerjisi virüsün önüne geçti. Komplo teorileri ve iddialar herkesin beynini bulandırdı. İnsanlar neye inanacaklarını ne yapacaklarını bilemedi. Çünkü basında ne çıkıyorsa onu hemen kabul edip gerçek bir doğruluğa yerleştiriverdik. Bu pandemi süreçleri ile ilgili belki de sayısız yazılar okuduk ya da basından haberler dinledik. O nedenle yeni bir yıla girdiğimiz bugün burada sizlerin içini karartmayacağım. Pandemi haberlerinden  ziyade bilinçlenmek adına bu durumun enerji olarak ne ifade ettiğinden bahsedeceğim. 

*

Tüm dünyada canlı cansız her şeyin enerji frekansı vardır. “Mhz” biriminden ölçülen frekans titreşimleri bizlerin duygu ve düşüncelerini de ölçebilir. Yani bütün evrenin bir frekansı vardır ve bu hayatı frekanslarımızın titreşimleri ile yaratırız. Böylelikle bizimle aynı frekansta olan alanları da kendimize çekeriz. Yani tabiri caiz “Benzer benzeri çeker” dediğimiz durum.

 

İnsan bedeni ortalama 62-69 Mhz frekansına sahiptir. Virüsler ise 57-60 Mhz frekansta titreşirler. Eğer bizlerin frekansı ortalama frekanstan biraz düşük olursa virüslerin frekansının etkisi altına girebilme olasılığımız da yüksek olur.  Eğer korku, kaygı, endişe, stres, üzüntü, yeterli beslenememe gibi faktörleri hayatımızda yaratırsak, frekansımızı ister istemez düşürürüz.

Corona (Covid-19) gibi pandemiye ya da diğer hastalık semptomlarına yakalanmamak için frekansımızı her zaman yüksek tutmalıyız. Çünkü yüksek frekans bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Kişi virüse yakalansa bile hafif atlatır ya da hissetmeden geçirebilir.

Peki bu nasıl olur?

Elbette bakış açılarımız ile. Bedenlerimizin seratonin veya endorfin salgılamasını sağlayarak, meditasyon, yoga, dua, spor, hobi, yaşam amacı, hayata pozitif bakmak gibi seçimler frekanslarımızın daha da yüksek olmasını sağlar ve böylelikle bağışıklık sistemimizin de güçlenmesine vesile olur.

Yoksa “Eyvah! Korktuğum başıma geldi” deriz ve kaderimize teslim oluruz. Böylelikle kader dediğimiz durumu da kendimizin yarattığını fark etmeden bu kaderi yaşamaya başlarız ve ardından korku, kaygı, endişe, depresyon ve anksiyete dediğimiz psikolojik durumlarını da beraberinde getiririz.

O nedenle; 2020 yılını dengelerin değişimi olarak görüp, 2021 yılında da bu süreçleri daha bilinçli geçirerek artık hayatımızın frekansını yükseltmeye gönüllü olalım. 2021 yılını Access Consciousness’in mantrasını söyleyerek kutlamak istiyorum. Hayatımızın tümü kolaylıkla neşeyle ve ihtişamla geçsin ve artık frekansı daha yüksek  bir yılımız olsun.

MUTLU YILLAR…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları