Yeni anlaşma aracı!
Cumhuriyet Dönemi boyunca, 70 yıl, dildeki Arapça ve Farsça kökenli kelimelere Türkçe karşılıklar aramakla geçti. Bu yolda aşırılığa gidildiği artık kabul görmüş bir gerçektir. Tabana inmiş şeref, vicdan, şart, iftihar gibi kelimelere de el attık. Yıllarca onur, bulunç, koşul, gurur gibi karşılıklardaki isabetsizlik tartışıldı. Bu arada Türkçeye batı dillerinden giren yığınla kelime bir tehlike olarak görülmedi. Etmek ve olmak yardımcı fiillerine sarıldık. Fransızcadan ve İngilizceden aldığımız kelimeleri egale etmek, elimine etmek, entegre olmak, redakte etmek, garanti etmek, koordine etmek, sübvanse etmek, pasifize etmek, refüze etmek, konsantre olmak, deşifre etmek gibi yüzlerce örnekte olduğu gibi yabancı sözleri dile doldurduk. Böylece yeni bir anlaşma aracı yarattık. Bu kötü gidiş de dikkatleri çekmedi. Bununla çağdaşlaşmayı amaçlayanlar şimdi göğüslerini gere gere bu örnekleri Avrupa Birliğine girmek için kanıt olarak gösterebilirler.
Maksi ve mini sözleriyle kökteş olan maksimum, minimum, asgarî ve azamî karşılığı olarak alındı. Azamî, asgarî sözlerinin Türkçelerini bulma zahmetine girilmedi. Bu örnekte de görüldüğü gibi biz gönüllü olarak, isteyerek batının sözlerini dile mal ettik. Kimse bizi bu yola zorlamadı. Bugünse gelinen durum çok daha vahim bir hâl almıştır. Fransızcadan aldığımız kart kelimesi artık kart değil, cart diye yazılıyor. Cebimizdeki banka kartları bunun canlı örneğidir. Anlaşılan bu gidişle large yazacak ve larç okuyacağız. TV (ti vi) gibi örneklerde de aynı şeyi yapmıyor muyuz? Bu durumumuzu da Avrupa Birliğine girmek için örnek olarak gösterebiliriz.
Türkçe Sözlük'ün sayfaları arasına maksi, mini, midi dışında yukarıda saydığımız ölçü birimleriyle ilgili kelimeler henüz alınmamış. Bu direnmeyi ne zamana kadar sürdürebileceğiz? Söz konusu sözleri Türkçe Sözlük, maddeleri arasına smol, larç imlâlarıyla alınabilecek mi? Böyle bir durum karşısında denebilir ki, "Bizde küçük, orta, geniş kelimeleri var. Bu İngilizce small, medium, large kelimelerine ihtiyacımız yok." Düşünce doğru ama uygulama, düşündüğümüz gibi yürümüyor. Söz konusu kelimeler yalnızca bir terim olarak da kalmıyor. Genel dile de giriyor. Dolayısıyla sözlüklerin bu tür kelimelere ve yarattığı anlam inceliklerine yer vermesi gerekir. Azıcık large olunuz (rahat anlamında), O bu konularda oldukça large'dır (imanı geniş anlamında), Bayağı large davrandı (sınırlama koymadı anlamında) gibi örneklerin sık sık televizyonlarda kullanıldığına tanık oluyorum. Large'ın Türkçeye girdiğini ve çeşitli anlamlar kazandığını, ortak dile mal olduğunu bu durumda nasıl inkâr edelim. Belki bir süre sonra Türkçe Sözlük, bu kelimeye larç imlâsıyla yer verecektir.
Large sözü şarkılarda da yer aldı. Nil ismindeki hafif müzik sanatçısının söylediği bir şarkıda geçiyor: Onun aşkı bana extra large.
İçimizden biri çıkıp diyebilir ki "Bu ölçü birimlerini bütün dünya kullanıyor. Bizim bu terimlere Türkçe karşılıklar bulmamız boşuna gösterilmiş bir çaba olur. Kilo, santim, gram, küp, dekar gibi ölçü birimlerini batıdan aldığımızda bir sakınca görülmedi de şimdi small, large, medium gibi terimler neden sorun ediliyor?" Bu karşı çıkışta haklılık payı bulunmakla birlikte burada söz konusu ettiğimiz giysi ölçülerini karşılayan terimlerle kilo, gram, santim, küp, dekar'ın aynı özellikte, yaygınlıkta ve sıklıkta kullanılan terimler olmadığı açıktır.
Hizmet geçmek
Basın dilinde haber geçmek diye bildiğimiz bir deyim var. "Çeşitli iletişim araçları kullanılarak bir yerden merkeze haber iletmek" anlamında kullanılır. Sözlüklerimizde de yer alan bu deyim aslında bir çeviri kelimedir. Dilimizde haber salmak, haber vermek, haber yollamak, haber göndermek, haber uçurmak gibi yakın anlamlı deyimlerimiz varken söz dağarcığımıza bir de haber geçmek eklenmiştir. Bunu da dil için bir kazanç sayalım. Ancak yollama, eski karşılığı ile irsal etme kavramını taşıyan geçmek fiili başka isimlere de getirilip kullanılmaktadır. Bunlardan biri hizmet geçmek. Bunu İHA'dan Fevzi Kahraman, 23.6.2002 günü, saat 9.10'da TRT'nin "Televizyon Gazetesi" adlı programında söyledi. Hizmet geçtik sözünü bir hizmette bulunduk ve bu hizmetimizi bildirdik anlamında kullanıldı. Deyimleri aslî kelimeleriyle kullanmayıp onlara keyfî ve rastgele kelimeler getirmek bugün en çok yapılan dil hatalarındandır. Bunun da başlıca kaynağı okullarımızda verilen eğitimdir. Ders programlarımız dilin geliştirilmesi amacına uygun değildir. Öğrenci, kitap okumaya yönlendirilmemektedir.
Kendine zaman ayırmak
Yakın dönemlerde çeviri yoluyla dilimize giren bir deyim de kendine zaman ayırmak'tır. 'Take your time'ın çevirisi olan bu söz daha çok dizi filmlerde geçmektedir. Biraz da kendinize bakınız, kendinizi dinleyiniz, dinleniniz, istirahat ediniz, kendi canınıza acıyınız, yaşamaya bakınız gibi anlamlarda kullanılan bu deyim, anlatım zenginliğini engeller niteliktedir. Çok geçmeden kendine iyi bak (take care of) örneğinde olduğu gibi kendine zaman ayırmak deyimi de yaygınlaşacağa benziyor. (Prof. Dr. Hamza Zülfikar, arsiv. sirince. net)