Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Durmuş Çelen

Durmuş Çelen

EKOPOLİTİK

Yavaş Yavaş Mansur Yavaş

du.jpeg

Siyasetin dili, II. Dünya Savaşının galip gelen ülkeleri ile birlikte 24 Ekim 1945'de San francisco da Küresel Örgüt olan BM (United Nations) kurulduğunda değişti. Beş daimi üye ile kuruldu. ABD, Çin, İngiltere, Rusya, Fransa daimi 5 üyedir. BM'ye Türkiye dahil 193 üye katılmıştır.                         

Savaşın gerektirdiği şahin politikadan yani sert politikadan yumuşak politikaya geçildi. BM'nin temel amaçları üye ülkelerle birlikte dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslar arasında ekonomik toplumsal ve kültürel bir iş birliği oluşturmak için kurulan uluslararası bir örgüttür.

Niye yazdım tüm bunları andlaşmalar devletlerin tüzel kişiliği ile yapılır yani hükümetler düşünce düşmez devletin devamlılığı ilkesi gereği gelen iktidarlar antlaşmalara uymakla mükelleftir. BM'in 6 ana organı vardır 6'sının da yöneticilerinin ırkı, dini, dili farklıdır tabi ortak dil İngilizce.

Peki bu neyi ifade ediyor barışı, özgürlüğü, adaleti. Gerçek bu mu, örgütün gerçeği bu ancak beş daimi üye demokrasiyi amaç değil araç olarak çeşitli vesilelerle kullanmış. Ancak konumuz şimdilik bu değil.

Anlatmak istediğim Cumhurbaşkanı olacak kişinin bu özgüvene sahip olması gerekir. Uluslararası ilişkilerde devletimizi görünen görünmeyen, bilinen bilinmeyen, paramilitarist veya Asimetrik siyaset kulvarlarında yönetmeyi bilecek nitelikli biri olmalı insan hak ve özgürlüklerine, adalete sıkı sıkı bağlanmalı.

Gelecek siyaset 'Yumuşak Politika' dönemi iken yüreğinde merhamet, aklında devlet olacak böylesine vatansever olacak ancak oryantasyon kabiliyeti de yüksek olacak liberal politikalarda esnek olurken, dili liberal, aklı vatan,gönlü insan hak ve özgürlükleri ile dolu olacak.

Yumuşak Siyaset dedik ya şimdi birileri bu liboşlar ülkeyi satıyor diye nara atacaklar.                                                   Bu dönem züccaciye fillere kapalı, diplomatik dil dönemine girildi.

Sayın Akşener,  yumuşak politika dönemini gördü ve ekibini ona göre kurguladı. Siz biliniz ki bunu bir günde yapmadı. Yaklaşık üç yıldır çabası var ve zamanı gelmişti bir slogan var benim de içinde bulunduğum bir oluşumun sloganı "tam zamanı şimdi" zaman bu zamandı gerçekleştirdi.

Kısacası zaman Ümit Özdağ hocamızın zamanı değil ve zaman neyi ne zaman konuşmama zamanı yani diplomatik dil zamanı.

Her doğru her yerde söylenmez.

Tüm bunlara baktığımız da, Akşener ne yapmıyacağını gösterdiği gibi ne yapacağının da işaretini verdi.

Ve dedi ki ben seksen milyonu yönetmeye talibim işte o kadar.                                                                                                                    Ve ekledi, Cumhurbaşkanı adayımız herkesin kabul edeceği ittifakın adayı olacak.

Sayın Ümit Özdağ'ın daha şartlar tam oluşmamışken adayımız Mansur Yavaş demesinin hiç alemi yoktu hadi hocayı fazla hırpalamayalım. Hoca eski sert politikadan yana eyvallah da hocam siyaset statik bir kurum değil ki, siyaset güçler dengesinde bir oryantasyon sonuçta siyasetçi liberal de olsa, solcu da olsa, sağcı da olsa çatışma noktasında uzlaşmayı tercih etmiyorsa o başarılı olamaz uzlaşma kültürü ve konjoktürel kültür her şeyden fazla önemli.

Siz Papa ile görüşünce Katolik mi oluyorsunuz? Veya Amerikan politikacıları dünya ile görüşünce karakter mi değiştiriyor vatanı mı satıyor?

Demek ki Türk siyasetçisi  iyi yetişmiyor eksikler var, en azından yöntem ve ekol eksiklikleri var.

Çünkü bu oryantasyonu beceremeyip 15 Temmuz öncesi ülkemizi satan hatta  ülkemizin sermayesinden çalan bürokrat, vekil ve bakanlar var.

Gelelim Mansur Yavaş'a.                                                                                                                                  Sayın Mansur Yavaş, nasıl cumhurbaşkanı olabilir söyleyelim.

Bir kere Yavaş'ın uluslararası arenada yüksek bir duruşu olmasada yüksek bir handikapı da yoktur. ABD büyükelçisi de dahil birçok büyükelçi ziyaretine geldi bu konuda Ekrem İmamoğlu ve Tunç Soyer ile yan yana olması da açıkça ona değer kattı kendisini kasaba yalnızlığından kurtardı ne demek istedim lokal siyasetçi kalıbından çıkardı halkta çalışmaları, azmi adaletli duruşu, hesap sorucu inadı ile halkta karşılık buldu.

Peki duyuyorum diyorsunuz ki HDP seçmeninden nasıl oy alacak?

Hiç bir oy statik değildir. Şartlar ve zemin kişinin oyunu değiştirebilir. Şartlı oy kurullarda olur söz verdim mi söz namustur. Siyasette bu yoktur ancak mağdur varsa işte orada söz birliği vardır. Demirtaş'ın şu an ki durumu kendi seçmenin de mağdurdur.

Başkan Mansur Yavaş bunu dile getirdi. Adalet yerini bulmalı davalar sonuçlanmalı, Demirtaş'ın eşine sahip çıktı diye rakip meclis üyeleri provake dahi etti. Kamuoyunda da Demirtaş ile Apo ve Cemil Bayık aynı kefeye konmuyor bunu da söyleyelim.

HDP'nin aldığı oy radikal kürt seçmenin oyu değildir, doğru siyaset uygulayan merhameti ön planda tutan, silah yanlısı olmayan, modern aile yapısı ile öne çıkan Demirtaş'ın liderlik vasfı ile alınmıştır. Ve şu an mağdur seçmenin algısı tam da böyle oyu kesinlikle kemik ve bunu bu hale getiren de iktidardır.

Evet evet tam bağımsız Türkiye ant içtik ezelden o değişmez. Ancak Demirtaş da bu ülkenin vatandaşı ve HDP Meclis'te kendi ikileminden kurtulamayan bu tarz baskıcı siyasetin halkta karşılığı yoktur. Hem demokrasi var hem Demokles'in kılıcı halk ikilemde kalırsa mağdur yaratılır ve gün gelir o mağdur ihtiyaçtan sessizce dikkate alınır.

Kapatabildin mi HDP'yi kapatamadın. Demirtaş'ın mağdurluğunu giderebildin mi onu da yapamadın bu ülkenin ihtiyaçları var işine geldiğince daraltıp yok sayamazsın bu oya ihtiyaç hasıl olmuş belli ve bu oya iktidar dahil talip. Peki Mansur Yavaş bu oyu nasıl alır?

Demirtaş açıkladı kısaca olumsuz konuşmadı ilkelerimiz belli insan haklarına demokrasiye bağlı olan adaya oy veririze getirdi.

Ha bir şey daha söyledi işte ilk defa gündeme getireceğim bu konu önemlidir ve tektir. Demirtaş dedi ki, ben tutuklu da olsam hapishaneden aday olabilirim. Anladığım bu yönde onun çalışmaları da var.

O zaman ne olur HDP seçmeninin oyu HDP de lokal kalır kimseye gitmez belirleyici olur. CHP  %26'nın altına düşer. AKP  %28-30 bandında kalı , işte o an Mansur Yavaş  adaysa uzak ara ilk turda seçimi alır. Senaryo yazıyorlar ya işte sana senaryo sevgili hocam siyaset nitelikli ve milli sonuç alma sanatıdır bu sonucun hiçbir seçmene ve vatandaşa zararı yoktur. Buradaki mesele vefa meselesidir. Kılıçdaroğlu adayken Mansur Yavaş da asla ona rağmen aday olmaz. Bu senaryo Kılıçdaroğlu'nun aday olmaması üzerine ancak yazılabilir. Eğer Abdullah Gül aday olursa belki Kılıçdaroğlu o zaman aday olmayabilir.                                                                  

İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray'da,  Yavaş'ın adaylığı ile ilgili ''Sayın Erdoğan var bu işlerin arkasında'' diyerek Mansur Yavaş'a karşı implied message vermiştir.

Sonuç; Aday aramaya gerek yok aslında. Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayıyım dediği yerde ona karşı muhalefet yapacak bir lider görmüyorum. Akşener de Başbakan adayıyım diyerek Cumhurbaşkanlığı makamını boş bıraktı, ittifakın kabul edeceği adayı destekleyeceklerini belirtti. Akşener'in itiraz etmiyeceği yerde Kılıçdaroğlu'nun adaylığını kim engelleyebilir?                                      

Aday  olduğu iddia edilen belediye başkanları veya kişiler Cumhurbaşkanı adayı  Kılıçdaroğlu'nun popülaritesini artırırken yalnızlaştırmıyor bilakis güç katıyor.Şöyle düşünün bu kadar yazıldı, çizildi, söylendi herkes tanıtıldı bir çok senaryolar yazıldı finalde Kılıçdaroğlu aday olursa bu aday aday adaylarının artan "popülaritesi karşılığındaki oylar herhalde rakibe gitmeyecek Kılıçdaroğlu'na gidecek. Kısacası Cumhur İttifakı her yolu denesede demokratik yöntemlerle ekonominin hali ortada kim aday olursa olsun hatta Demirtaş da Millet İttifakının adayına rağmen aday olsun, Millet İttifakının adayı kimse bugün seçim olsa o kazanıır.                            

Ekmeleddin değil mesele, mesele ekmektir

Tüm mesele bu nettir, gerisi force majeure durumdur, yani olağan dışı veya mücbir sebeb, o da demokratik bir ülkede imkansız normal seçimler olacak. İktidar ekonomiyi rahatlatırsa, milletin haciz borçlarını kaldırırsa, EYT'yi çıkarırsa, emekliyi rahatlatırsa, gençlerin harcını kaldırırsa, burs imkanlarını artırırsa, kiralar düşerse, domatesin tanesi 9 liradan 75 kuruşa inerse, yatağa aç çocuk girmezse iktidarın ölüsü % 25 o zaman dirilir ipi göğüsler, olamaz diye bir şey yok, milletin hakkını millete verirseniz millet görür. Amaç millet için devletin devamlılığı, şahıslar ve mevkiler için değil.

Sonuç Kemal Kılıçdaroğlu adaylıktan çekilirse ancak Mansur Yavaş'ın adaylığı söz konusu olur.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları