Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, icra takibinde alacaklı vatandaşları sevindirecek bir karara imza attı. Anayasa Mahkemesi'nin aynı konudaki iptal kararını dikkate alarak, sıra cetveline yapılan itiraz durumunda oluşan faiz gelirlerinin hak sahiplerine ödenmesine hükmetti. Bu karar öncesinde, bu tür faiz gelirleri genellikle devlete bırakılıyordu.
'FAİZ GELİRİ MÜVEKKİLİN HAKKI'
İçtihat Bülteni'nden alınan bilgilere göre, iki yıl önce bir alacaklı vekili, icra dosyasından gelen paranın paylaştırılması sırasında Hazineye bırakılan faiz gelirinin müvekkilinin hakkı olduğunu iddia ederek, icra müdürlüğü işleminin iptalini talep etti. Ancak İlk Derece Mahkemesi, bu şikayeti reddederek, faiz gelirinin alacaklıya ödenmesi için yasal bir dayanak olmadığını belirtti.
Şikayetçi alacaklı vekili, mahkeme kararını istinafa taşıdı. Bölge Adliye Mahkemesi, Harçlar Kanunu'nun ilgili maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğuna hükmederek başvuruyu reddetti. Ancak alacaklı vekili kararı temyiz etti. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrasında görüş değiştirerek faiz gelirlerinin hak sahiplerine ödenmesine karar verdi.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin açıklamasında, Harçlar Kanunu'nun ilgili maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği ve bu nedenle oluşan faiz gelirinin hak sahiplerine ödenmesi gerektiği belirtilerek, önceki içtihatların aksine faiz gelirinin Hazineye ait olmadığı vurgulandı. Bu karar, sıra cetveline itiraz durumunda alacaklıya ödenmeyen paranın faiz gelirinin hak sahiplerine aktarılması konusunda önemli bir değişikliği beraberinde getirmiştir.
Bu bağlamda, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemeleri'nin karar tarihlerinde ilgili kanun hükmünün hala yürürlükte olduğu ve bu nedenle kararların, Yargıtay Dairesi'nin önceki içtihatlarına uygun olduğu belirtilmiştir. Ancak, şikayetin temelini oluşturan kanuni düzenlemenin, temyiz incelemesi sırasında, 04.5.2023 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 05.4.2023 tarihli ve 2023/48 E. - 2023/72 K. sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiği vurgulanmıştır.
Bu nedenle, iptal kararının henüz kesinleşmemiş olması ve mevcut şikayetin değerlendirilmesi sırasında bu iptal kararının dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, İlk Derece Mahkemesi'nin şikayeti kabul edip, müdürlük kararındaki nema tutarının Hazineye irat kaydına dair bölümünü iptal etmesi gerektiği belirtilmiş ve bu doğrultuda Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozularak İlk Derece Mahkemesi kararı geçerli kılınmıştır.
