Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Movit

Hüseyin Movit

DİKKAT ETSENİZ İYİ OLUR

Yabancı sözcük tutkusu

Günümüzde Türkçe, neredeyse ana dilimiz olduğunu unutturacak ölçüde yabancı sözcüklerle dolduruluyor, kendi sözcüklerimiz acımasızca dışlanıyor.

Sorunların belki de en önemlisi, dilimizin kamuoyu önündeki kullanımında görülen "Türkçeden kaçış" diyebileceğimiz süreçtir. Ülkeyi yönetenler, basın-yayın kuruluşları ve bir kısım aydınlar, çok güzel Türkçe karşılıkları bulunsa da yabancı sözcükleri kullanmaktan sanki olağanüstü bir zevk alıyorlar. Türkçe konuşmaktan kaçan bir kamuoyu oluşmuş görünüyor. Bu durum dilimiz için büyük tehlikedir.

Bugün de benzeri durumlara sık sık tanık oluyoruz. Güzelim uzlaşma yerine concencous, yoğunlaşma yerine consantrasyon, kontrol yerine çek etme dedik mi kültürlü kişi oluyoruz. İstanbul Taksim'deki görkemli bir otelin adı The Marmara, Hilton'daki sergi merkezinin adı Exibition Center.

          Kentlerimizde caddeler, yabancı adlar nedeniyle işgal altındadır. Kendilerine "entel" denilen bir kısım aydınlar, kendi yurduna yabancılaşmayı evrensellik sanıyor.

          Konuşmada veya yazıda aralara yabancı sözcük sıkıştırmak, bağımsızlık gururunun nasıl törpülendiğini gösteren acı bir örnek değil midir? Neredeyse, ana dilimizin Türkçe, anavatanımızın Türkiye olduğunu unutuyoruz.

Yabancı dil ne kadar önemli olursa olsun, insanın ana dili daha da önemlidir. Temel görevimiz, gençlerimizi düşünen, eleştiren ve düşüncelerini düzgün ifade edebilen bireyler olarak yetiştirmektir. Öğrencinin kendi dilini ikinci sınıf, yetersiz bir iletişim aracı olarak görmesi çok sakıncalı bir durumdur. Böyle bir öğrenciden kendi diline ve kültürüne, ana diline saygı duyması nasıl beklenebilir?

1930'lardan 1980'e kadar yürürlükte olan 5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 21. maddesi, Türkçeyi koruyucu hükümler taşıyordu. Son yıllarda görülen yabancı dil işgali nedeniyle, ilgili Devlet Bakanlığınca 1997'de hazırlanan "Türk Dilinin Kullanılmasına İlişkin Kanun Tasarısı" Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuştu. Böylece Türkçeyi yozlaşmalardan koruma, yabancı dillerin inanılmaz baskısından kurtarma amaçlanıyor.

Nitekim Fransa'da 1994 yılında hükümetin önerisi ile Fransızcayı İngilizcenin akınından korumak için "Fransız Dilinin Kullanımına İlişkin Yasa Tasarısı" adlı bir tasarı hazırlanmış ve yasalaşmıştır. Fransızcayı korumaya yönelik yasanın bizim için de büyük önem taşıyan 9. maddesi şöyledir:

"Eğitim, sınavlar ve yarışmalar ile kamuya ya da özel sektöre ait eğitim kurumlarında yapılan tezler ve bilimsel yazılar için kullanılacak dil Fransızcadır."

Bu akılcı yaklaşımla gerçekçi uygulamadan alınacak dersler bulunduğu çok açıktır. (Prof.Dr. Cahit Kavcar, www.turkcenindirilisi.com) 

BUNLAR DA KISA KISA

* Sabah, 08.03.2020: "İstanbul'da da hissedilen depremin şiddeti 4'ün altında olmasına rağmen..."

Deprem meydana geldiğinde tespit edilen depremin şiddeti değil, büyüklüğüdür.

atv, erkek iç spiker, 08.03.2020/9.30: "Avrupa'ya geçmek isteyen göçmenler..."

Şu bizim televizyonculara "mülteci" (refugee) ile "göçmen" (immigrant) arasındaki farkı anlatmak/öğretmek kara kaplumbağasına 110 engelli koşturmaktan zor!

* İbrahim Sadri, atv, 08.03.2020/9.31: "1942 tarihinde..."

Gün, ay ve yıl belirtilmeden "tarihinde" denilemez.

"1941 yılında..." demek varken!

*  Hıncal Uluç, Sabah, 07.03.2020: "Göztepe'nin yeni Adnan Süvarisi..."

Kural: Özel isimlere getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır: "Adnan Süvari'si...

* TRT Radyo 1, kadın spiker, 01.03.2020/7.42: "10 mürettebatın korona virüs."

"Mürettebat"ın anlamı, "Gemi, uçak vb. taşıtlardaki görevlilerin tümü" olduğuna göre, cümlenin "10 kişilik mürettebatın..." şeklinde olması gerekir!

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları