Türkiye coğrafyası konum olarak üç tarafı muhteşem denizlerle çevrili cennet gibi bir ülkedir. Asya’yı Avrupa’ya bağlayan tek geçit güzergâhıdır. Güzel ülkemiz topraklarında yüzbinlerce şehit yatmaktadır. Yüzlerce peygamber ve sahabeyi kiramın makamları bulunmaktadır. Bir o kadar da evliyaların makamları bulunmaktadır. Bu toprakların bağrında yatan bunca evliya ve embiyaların ruhaniyetlerine rağmen fakat üzülerek söylüyorum ki dört bir etrafı bir o kadar da HAİNLERLE dolu bir ülke haline getirildi. Bu güzel ülkemizde bu kadar hainler nasıl çoğaldı, neden çoğaldı, kim bunları bu hale getirdi yorumuna girmeyeceğim. Ama başka bir perspektiften yorumlayacağım.
Şimdi nüfusunun % 99 Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz. Herkesin kimliğinde MÜSLÜMAN ibaresi yazılı, kime sorsan ELHAMDULLİLLAH Müslüman diyor. Dönüp göğsünü gere gere Müslümanım diyen kardeşimize şu soruyu sorsak İslam’ın şartı kaç? Desek hemen başlar pişkinliğe asla bilmiyorum demez, başlar hemen kıvırmağa ya aslında biliyordum da şimdi unuttum der. Peki, imanın şartı kaç onu da bilmez. Bilmediği gibi bazıları ukalalık yapmağa başlar. Hemen cebindeki telefona sarılır. BİR SANİYE GOOGLE AMCAYA SORAYIM diyerek işi pişkinlikle geçiştirmeğe başlar. Yazık bin bir kez yazık sadece kimlik Müslümanı olan bu insanlara aslında acıyorum. Öğretilmedi ne annesi ne babası ne hocası ne hacısı ne bacısı kimse bu zavallılara bak İslam’ın şartı budur. İmanın şartı budur diye öğretmediler. Söyledilerse de tekrarlatmadılar hatırlatmadılar uygulatmadılar. Hâl böyleyken dinin şartlarını imanın şartlarını bilmeyen bu toplum bireylerinden vatan sevgisini beklemek hayaldir. Allah’ını kitabını peygamberini bilmeyen tanımayan birisinden vatan, sevgisi millet sevgisi, bayrak sevgisi beklememeliyiz.
Çünkü Allah’ını, peygamberini, kitabını bilmeyen birisinden vatan aşkı, bayrak aşkı, insan sevgisi, helali haramı beklemek ıssız bucaksız kum çölünde SERAP GÖRMEYE benzer. Toplumdaki her bir bireye ilk iş olarak dinine diyanetine bağlı olmayı öğretmemiz lazım. Ardından VATAN nedir sadece sınırları çizilmiş KARS’tan EDİRNE‘ye kadar olan kara toprak parçası mıdır? Yoksa bu vatanın sınırları çizilene kadar, altında binlerce kefensiz yatan şehitlerimizin ebedi karargâhı mıdır? Vatanın ne olduğunu bilmeyen ya da önemini kavrayamayan vatansız, kitapsız, bayraksız insanların kafasına tokmakla vura vura öğretmeliyiz. BAYRAK sadece bir bez parçası mıdır? Yoksa o bayrağın üzerindeki ay ve yıldızın şehitlerimizin dökülen kanlarının simgesi ve özgürlüğümüzün, bağımsızlığımızın sembolü müdür? İnsan sevgisi insanın içinde olan bir duygudur. İmanı itikadı sağlam olan insandaki merhamet duyguları zaten insanı sevmeye iter. Şu manidar kelimeyi tefekkür etse zaten insan sevgisi içine doğar. Yaratılanı severim, Yaratan’dan dolayı Aslında özünde millet olarak milli ve manevi duygularımız tartışılmaz ama beş parmağımızın beşi de bir olmadığına göre herkesten de aynı duyguları aynı inancı beklemiyoruz tabii ki. Ama bazı vatan hainleri de hadlerini aşmaya başladılar. Devletimiz de bu haddini aşan hadsizlere hadlerini bildirmesi lazım artık bıçak kemiğe dayanınca, canımızı acıtıyorlar. Şehitlerimizin kemiklerini sızlatıyorlar. Şehitlerimiz mezarlarında rahat uyumuyor. Şehitlerimiz bu vatan için bu bayrak için bu din için bu milletin namusu için, bu milletin bağımsızlığı için şehit oldular. Şehitlerimizin mezarlarında rahat uyabilmeleri için bizim yöneticilerimiz de bu şehitlerimizin dökülen kanlarının hatırına vatan hainlerine gereken en ağır cezayı bir an önce vermelidirler. Vatanımızı bölmek parçalamak ve dış mihraklara peşkeş çekmek isteyen hainlere gereken cevap verilmezse, bizi yönetenler unutmasınlar ki ALLAH katında sorumlu tutulacaklardır!..
