Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
A.Öner PEHLİVANOĞLU

A.Öner PEHLİVANOĞLU

BAKIŞ

Türkiye, en kapsamlı yardımı 2002'den beri Afganistan'a yaptı

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye, Afganistan'da modern devlet yapılaşması ve kamu kurumlarının kuruluşunda rol oynamaya ve 1960'lara kadar öğretmen, doktor, subay ve uzman göndermeye devam etmiştir.

Merhum Başbakan Adnan Menderes, 26-30 Temmuz 1956 tarihleri arasında Kabil'i; Kral Zahir Şah 26 Ağustos-8 Eylül 1957 tarihleri arasında Türkiye'yi ziyaret etmiştir. Üçüncü Cumhurbaşkanımız Sayın Celal Bayar, 12-22 Eylül 1958 tarihleri arasında Kabil, Kandahar, Helmand, Kunduz ve Baglan'ı kapsayan 10 günlük devlet ziyaretinde bulunmuştur.

Türk Kara Harp Okulu ve Kara Harp Akademisi'nde çeşitli yıllarda, Afgan öğrencilerine ve subaylarına eğitim imkanı sağlanmıştır.

Türkiye, tarihinin en kapsamlı kalkınma yardımını 2002'den bu yana Afganistan'a yapmıştır. Ekseriyeti eğitim, altyapı ve sağlık alanında olmak üzere, tamamladığımız proje sayısı 1100'ü geçmiştir. TİKA'nın yurt dışında birden fazla ofisle faaliyet gösterdiği yegane ülke Afganistan'dır.

Sahip olduğu maden rezervleri ve coğrafi konumu nedeniyle dış güçlerin ilgisini çeken Afganistan, son 40 yıldır, bitmeyen iç çatışmalar ile karşı karşıyadır.

1978 yılında yapılan anlaşmaya dayanarak, Sovyetler 1979 yılında Afganistan'ı işgal etti. 1989'a kadar devam eden Sovyet işgali, iç çatışmaları arttırdı. Sovyetlerin hükümet yanlısı davranışına rağmen, ülke içindeki karşıt görüşlü güçlerin varlığı önlenemedi. Büyük maddi ve kuvvet kayıpları veren Sovyetler, 1989 yılında Afganistan'dan çekilmek zorunda kaldı.

Sovyetlerin çekilmesinden sonra Afganistan'daki iç çatışmalar artarak devam etti.

El Kaide'nin 11 Eylül 2001'de ABD'de düzenlediği saldırıların ardından ABD, NATO anlaşmasının 5. maddesi uyarınca üye ülkelerden Afganistan'a yönelik operasyona destek talep etti. Bu talep üzerine Meclis'e gelen Afganistan tezkeresi Ekim 2001'de iktidardaki DSP, MHP, ANAP koalisyonu ve DYP'nin desteğiyle, AKP'nin ise muhalefetiyle; 100'e karşı 319 oyla kabul edildi. Bundan iki ay sonra, Aralık 2001'de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bir Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti (ISAF) oluşturmaya karar verdi.

16 Ocak 2002'de İngiltere'nin liderliğinde göreve başlayan ISAF'a Türkiye de başından beri katkı verdi. Bölgeye gönderilecek birliklerin intikal ve yerleşmesiyle ilgili keşif ve koordinasyon yapmak üzere 12 kişilik bir ön heyet Ocak 2002'de Afganistan'a ulaştı. İlk başta idari destek personeli dahil olmak üzere 261 kişinin gönderilmesi planlanırken bu sayı ilerleyen aylarda arttı ve bini aştı.

İngiltere'nin ISAF'ın ilk döneminin sonunda liderliğini Türkiye'ye devretmesinin ardından Türkiye, Haziran 2002-Şubat 2003 tarihleri arasında 1.300 personel ile harekatın ikinci dönemine liderlik etti.

Ekim 2003'e kadar Kabil ile sınırlı olan ISAF görevi, o tarihten itibaren tüm Afganistan'a genişletildi.

ISAF'a 7. döneminde de liderlik eden Türkiye, Şubat-Ağustos 2005 tarihleri arasında 30 ülkeden oluşan 1.450'si Türk, 8 bin personele komuta etti. Türkiye o dönemde Kabil Uluslararası Havaalanı'nı da işletti.

ISAF'ın altı bölge komutanlığından biri olan Kabil Bölge Komutanlığı'na da Kasım 2009'dan 2014 sonuna kadar Türkiye liderlik etti.Türk Silahlı Kuvvetleri ayrıca BM Afganistan Yardım Misyonu'nun Kabil'deki ana karargahına 2012-15 arasında askeri danışmanlık sağladı. Türk askerleri bütün bu süreçte muharip görevler üstlenmedi, mayın temizleme, silahlı örgütlerle mücadele veya uyuşturucu operasyonlarında yer almadı. Bunun yerine askeri eğitim, danışmanlık ve sağlık gibi alanlarda roller üstlendi. TSK, Kabil'de açtığı Gazi Askeri Eğitim Merkezi'nde de Afganistan ordusu astsubaylarına eğitim verdi. ISAF'ın Aralık 2014'te sonlanmasının ardından Ocak 2015'te BM Güvenlik Konseyi, muharip olmayan ve Afgan ordusuna destek vermeyi hedefleyen Kararlı Destek Misyonu'nu (RSM) başlattı.

AK,GETTY IMAGES

Türkiye'nin hedefi neydi, istediğini alabildi mi?

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Ekim 2001'de TBMM'ye sunulan tezkerede ABD'nin başlattığı harekatın başarıya ulaşmasının "tüm insanlığın yararına" olacağını söylemişti. TBMM'de bu tezkereye itiraz eden dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül ise bu operasyonla Türkiye'nin Asya'ya, Asya'nın da Türkiye'ye yabancılaşma ihtimali olduğunu söylemiş ve "Bu kadar geniş, kapsamı belli olmayan, sınırı belli olmayan, süresi belli olmayan bir yurtdışına Türk Silahlı Kuvvetlerinin gönderilmesini uygun bulmuyoruz" demişti. Fakat AKP bundan bir yıl sonra iktidara geldiğinde Türk askerlerini çekmedi ve ABD öncülüğündeki operasyona destek verdi.

Etnik yönden çok renkli mozaik görünüme sahip Afganistan'da kabile, dinsel ve mezhepsel farklılıklar, ülke içi çatışmaların temelini oluşturmuştur. Toplumun tüm kesimlerinin endişe ve beklentilerini karşılayacak ve bölgesel desteğe sahip olacak kalıcı, adil ve onurlu bir barışın tesisi için bu güne kadar yapılan çalışmalar bekleneni vermemiştir. Bu aşamada, öncelikli soru; Türkiye'nin Afganistan'a girerken hedefleri neydi ve bu süreçte istediğini alabildi mi? Resmi açıklamalarda, Türkiye'nin Afganistan'daki hedefi; ülkede barış ortamını tesis etmek, insan haklarına saygılı laik bir devlet yapısı inşaya yardımcı olmak üzere personel eğitimini gerçekleştirmekti.

31 Ağustos 2021 günü Kabil Havaalanında yaşanan insanlık dramı ve ülkeden kitlesel kaçış  Afganistan'da görev alan Türkiye dahil, bütün ulusların bu ülkedeki misyonunun başarısız olduğunu göstermiştir. Çünkü Afganistan'da hayal edilen devlet inşası mümkün olmamış, ülke insan haklarını hiçe sayan aşırı dinci uluslararası camianın terrorist olarak tanımladığı bir gurubun geleceği belirsiz yönetimine terk edilmiştir.

Yaşanan kaos mülteci problemini yaratmıştır. Türkiye'de 2021 yılında yakalanan düzensiz göçmenler arasında en büyük gurubu Afganlar  oluşturmuştur. Göç İdaresi'nin verilerine göre, yıl içinde, 26 Ağustos 2021 tarihine kadar geçen sürede yakalanan toplam düzensiz göçmenlerin sayısı 90 bin 310. Bu kişilerin arasında yakalanan Afgan uyrukluların sayısı ise 38 bin 341. Yakalanamayan Afgan göçmenlerin sayısı son döndemde 100.000'e yaklaşmış olabileceği değerlendirilmektedir.

Afganistan olayları, bir ülkede dışardan dikte edilen ilke ve değerlerin toplum yapısını oluşturmada etkili ve kalıcı olmadığı, öncelikli olanın, toplumsal uzlaşı, kitlesel eğitim ve toplumun kendi dinamikleri seferber edilerek gerçekleştirilen toplumsal reformların ancak kalıcı olacağını göstermiştir. .

ABD Savunma Bakanlığı, Ekim 2001-Aralık 2020 döneminde Afganistan harekatı için toplam askeri harcamanın 825 Milyar $ olduğu bu meblağa ilaveten 130 Milyar $ yatırım ve yeniden inşa projelerine harcanmış olduğunu açıkladı. Türkiye'nin yıllık Milli Geliri (2018) 185 Milyar $ olduğu dikkate alınacak olursa. ABD, 20 yıl içinde Afganistan'a T.C. yıllık milli gelirinin beş katı harcama yapmıştır. ABD'nin yaptığı bu kadar büyük harcamaya rağmen, Afganistan'da istikrar yaratacak bir devlet düzeni kurulamaması sorgulanması gerekli büyük bir başarısızlıktır.

Esenlik dileklerimle.

2002-2020 döneminde Afganistanda bulunan ABD silahlı gücü;

33.jpg

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları