Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
A.Öner PEHLİVANOĞLU

A.Öner PEHLİVANOĞLU

BAKIŞ

Türk-Rus İlişkileri-1 1914-1925

Değerli okuyucular, merhaba,

Türk Kurtuluş Savaşı döneminde BMM Hükümeti ile Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti arasında Kurtuluş savaşımızın en kritik günlerinde, 16 Mart 1921'de Moskova Antlaşması imzalandı. Moskova Antlaşması'nın imzalanışının yüzüncü yılında sizlerle, Türk-Rus İlişkilerini incelemeyi planlıyorum. İncelemeyi dört bölüm halinde sunacağım.

 

1. Bölüm, 1914-1925, 1'nci Dünya Harbi dönemi,

2. Bölüm, 1925-1947, 2'nci Dünya Harbi dönemi,

3. Bölüm, 1947-1990, Soğuk Savaş dönemi,

4. Bölüm, 1990-2020, Soğuk savaş sonrası,

 

Bugün, Türk-Rus ilişkilerinde 1914-1925, 1'nci Dünya Harbi dönemini inceleyeceğiz.

1486'da, Kırım Hanı İvan aracılığı ile Osmanlı Padişahı'na gönderilen bir mektupla başlayan Osmanlı Rus ilişklileri, 1497'de Rus elçisinin İstanbul'a gelişi ile somutlaşır. Bu tarihten itibaren ilişkiler inişli çıkışlı devam eder. Türk-Rus savaşları tarihine bakacak olursak, Osmanlı İmparatorluğu, Çarlık Rusyası ile 1677-1918 dönemini kapsayan 241 yıl içinde, muhtelif cephelerde 13 kara ve 4 deniz savaşı; Çeşme (1770) , Navarin (1827), Sinop (1853); İnebahtı (1870) yaşamak zorunda kalmıştır. Çarlık Rusya'sı, toprak kazanma ve Kafkaslar ve Balkanlar'da yayılma, Rum Ortodoks dünyasının koruyuculuğu, Türk Boğazlarını kontrol ve sıcak denizlere inme gerekçeleri ile ortalama her on sekiz yılda bir Türk ulusu ile savaşmıştır. Hemen her savaştan sonra bir barış antlaşması imzalanmıştır. 1798'de Fransa'ya karşı yapılan Türk-Rus Antlaşması, içerdiği şartlar bakımından hatırlanmaya değer; antlaşmanın  ilk maddesinde "birimizin dostu diğerinin dostu, birimizin düşmanı diğerinin de düşmanı deniyor ve iki devletin dostluğu ve barışın ebediyen süreceği ifade ediliyor, özetle karşılıklı toprak bütünlüğü garanti ediliyordu. En önemli 5. Maddede iki devletten birine veya diğerine bir başka devletin saldırısı halinde, birbirlerine, askeri, parasal ve yiyecek yardımı yapması kabul ediliyor, anlaşmanın gizli özel ekinin 13. Maddesinde bir savaş halinde, Rus savaş gemilerinin Boğazlardan serbest geçişi şartı belirtiliyor.  Sekiz yıl süreli olan bu antlaşma ikinci yılında fiilen sona eriyor. Tarihi süreç içinde yaşanan savaşlar sonunda yapılan antlaşmalarda 16 Mart 1921 Moskova Antllaşması hariç, Osmanlı İmparatorluğu toprak kayıplarına uğruyor..

 

Fransa'ya karşı yapılan 1798 Türk-Rus antlaşmasında, "iki devletin dostluğu ve barışın ebediyen süreceği" dileğine rağmen barış değil ama savaşlar devam ediyor; 1854 Kırım Harbi, 1877-1878  (1293 Harbi) Osmanlı-Rus Harbi ve son olarak  1. Dünya Harbi'nde, Doğu cephesinde savaş yaşanmıştır. 1854-1856 Kırım Harbi'ni Paris Antlaşması, 1877-1878 Osmanlı Rus Harbi'ni Berlin Antlaşması ve 1. Dünya Harbi'ni Brest Litovks antlaşması bitirmiştir.

Son savaş 1. Dünya Harbi'nde, batı'da, İngiliz ve Fransızlar ile savaşmak zorunda kalan Türk ordusu Doğu Anadolu'da içinde Ermeni birliklerinin de yer aldığı Rus Kuvvetleri ile savaşmıştır; 1 Kasım 1914'te başlayan Türk-Rus savaşı, 3 Mart 1918'de imzalanan Brest Litovks antlaşması ile sona ermiştir. Brest-Litovks antlaşması ile Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyetinin  İtilaf devletleri ve Osmanlı İmparatorluğu ile savaşı sona ermiştir. Brest Antlaşması ile 1916'da Çarlık Rusyası'nın işgal ettiği, Trabzon ve Doğusunda kalan Batum dahil, Doğu Karadeniz bölgesi ile 1878 Berlin anlaşması ile Rusya'ya bırakılmış olan Kars, Ardahan, Iğdır ve Batum 1918 Mart Nisan ayları içinde geri alınmıştır.

 

Kurtuluş savaşı devam ederken, Türk-Rus ilişkileri özetle aşağıdaki süreç içinde gelişir; 23 Nisan 1920 de açılan BMM ilk gizli toplantısını 24 Nisan 1920'de M. Kemal başkanlığında yapar. M. Kemal, Meclis'in gizli oturumunda Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti ile ilişki kurulması hakkındaki görüşlerini belirtir. 26 Nisan 1920 tarihinde, M. Kemal'in talimatı ile Kazım Karabekir, Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti ile ilişki kurulması önerisi ile teklif mektubunu Moskova'ya gönderir. Karşılıklı mektuplaşma ile başlayan ilişkiler sonunda değişik tarihlerde iki ayrı TBMM heyeti Moskova'yı ziyaret eder.

İstanbul hükümetince görevlendirilen kişilerce Sevr Barış Antlaşmasının imzalandığı tarihlerde (10 Ağustos 1920) Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'nin Ankara Hükümeti ile ilişki kurulması konusundaki genel siyasetini dikkate alan Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti, Bekir Sami Bey Başkanlığında Moskova'ya bir heyet gönderir. Bu heyet, Sovyetler ile Ankara Hükûmeti arasında yapılacak antlaşmaya esas olacak ve Brest Litovsk Barış Antlaşması'na dayanan bazı hususları tespit etmiş ve böylece 20 Ağustos 1920'lerde iki hükûmet arasında dostluk antlaşması imzalanacak aşamaya ulaşılır. Bekir Sami ve Yusuf Kemal Tengirşek, Halk Komiseri G.V. Çiçerin ve Lenin ile görüşür. Sovyet Dışişleri Komiseri Çiçerin'in Kafkasya'da Türkiye'ye ait bazı bölgelerin Ermenistan'a verilmesini istemesi üzerine antlaşmanın imzalanmasından vazgeçilir. Türk heyeti Türkiye'ye döner.

İzleyen dönemde, Kazım Karabekir komutasındaki 15. Kolordu Ermenistan işgali altında bulunan Kars, Ardahan, Artvin, Batum ve Iğdır'ı kurtarır ve ardından Taşnakların  idaresindeki Ermenistan ile Kars-Gümrü Antlaşması'nı imzalar. Doğu sınırı tespit edilmiştir. Bu sınırın Sovyetler Birliği tarafından da onaylanmasını isteyen Mustafa Kemal Paşa, Ali Fuat Paşa'yı Moskova elçiliğine tayin eder. Ali Fuat Paşa heyeti, 14 Aralık 1920'de Ankara'dan ayrılır. Sevr'in uygulanması hakkında görüşmelerin yapıldığı Londra konferansı devam ederken, 16 Mart 1921 tarihinde Moskova'da TBMM-Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti  arasında Dostluk ve Kardeşlik anlaşması imzalanır. Antlaşmayı Türkiye tarafından Ali Fuat Paşa,  Dr. Rıza Nur ve Yusuf Kemal Tengirşenk, Rus tarafından Dışişleri Komiseri G. Çiçerin ve Merkez Komitesi üyesi Kumuk asıllı 1 Celalettin Korkmazov imzaladı.

Antlaşma, Ekim Devrimi sonrasında Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'ndeki en yüksek organ olan Tüm Rusya Merkezi Yönetim Komitesi  tarafından 20 Temmuz 1921 günü, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ise 31 Temmuz 1921 günü onaylanmıştır.

Moskova Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında, uluslararası kamoyunda yasal olarak tanınan İstanbul Hükûmeti'ne rağmen Ankara Hükûmeti tarafından uluslararası alanda imzalanmış ikinci antlaşmadır.

Moskova antlaşmasının;             

1. maddesinde, SSCB, Sevr'i red etmekteMisak-ı Milli esaslarını tanımaktadır,

4.maddede ise, devrimci Türkiye'nin önderlik ettiği "doğu uluslarının ulusal kurtuluş hareketi" ile yeni bir sosyal düzen için mücadele çığır açan Ekim devrimi arasındaki yakınlığa işaret etmekte,

8. maddede iki ülke birbirlerinin içişlerine karışmamayı taahhüt etmektedir.

Anlaşmanın imzalanmasının ardından, iki ülke arasında teati edilen notalar ile iki ülke birbirine bilgi vermeden herhangi bir anlaşmayı imzalamamayı taahhüt eder, ayrıca Rusya tek taraflı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetine bir süre için her yıl 10 milyon altın ruble yardımda bulunmayı taahhüt eder. Moskova antlaşması, Brest Litovsk antlaşması ile birlikte Rusya ile barış ortamında yapılan bir antlaşma olarak tarihe geçmiştir. Kurtuluş savaşında Türk-Rus işbirliğinin bel kemiğini  oluşturur. Lenin bu antlaşma üzerine; "Biz sadece Kafkaslar'daki ardı arkası kesilmeyen savaşlardan kurtulduk yorumunu yapmıştır." Türkler ile barışmanın önemini belirtmiştir.

 

Antlaşma ile bu günkü doğu sınırımız belirlenmiş, Doğu Cephesi güvenceye alınarak, Batı Cephesi lehine kuvvet tasarrufu sağlanmıştır. Ankara hükümeti, 2/3 Aralık 1920'de Ermenistan ile 1 Mart 1920'de Kars-Gümrü antlaşması, Mart 1921'de Moskova'da  Afganistan ile yapmış olduğu ititifak Anlaşmalarından sonra, 16 Mart 1921'de Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti ile Moskova Antlaşmasını imzalayarak, Anadolu'yu işgal eden batılı devletlere karşı büyük diplomatik güç kazanmıştır. Moskova antlaşması ile TBMM hükümetine sağlanan maddi destek ve Türk Silahlı Kuvvetlerine  gönderilen silah ve askeri malzeme Türk Silahlı kuvvetlerinin savaş gücüne büyük katkı sağlamıştır. Ardından gelen II. İnönü zaferi Kurtuluş hareketine büyük ivme ve cesaret vermiştir. 1925 yılında imzalanacak Türk-Rus Dostluk anlaşması ile ilişkiler yeni bir evreye girecektir.

 

Tarih bu günleri anlamak, yorumlamak ve yarınlara emin adımlar ile ilerlemek için en değerli hazinedir. Bu bakımdan SSCB ile Soğuk savaş döneminde yaşanan bunalımlı ilişkileri göz ardı etmeden dünü hatırlamanın yararlı olacağını düşünürüm. Önümüzdeki haftalar içinde, Türk-Rus ilişkilerini incelemeye devam edeceğim.

 

Sağlık ve esenlik dileklerimle.

 

+

 

Aralov, Semyon İvanoviç, Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ayhan Matbaası, 2020, s.ıv, 8

 

Deniz savaşları

 

1) Çeşme (1770) İngilizlerin elbirliği ile;

2) Navarin (1827) Ruslarla birlikte İngiliz ve Fransız donanmalar;

3) Sinop (1853);

4) İnebahtı (1870) Birleşik Hıristiyan filosu

 Girgin,Kemal, Ruslar ile Kavgadan-Derin Ortaklığa,İlgi Kültür Sanat yayıncılık, İSTANBUL,2014, s.97-137

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları