Süper Ligin ilk yarısı;
Trabzonspor A.Ş. 46
İttifak Holding Konyaspor 39
Medipol Başakşehir FK. 33
Fenerbahçe A.Ş. 32 olarak belirlenmişti.
Ligin kayıp prensleri acaba Prens Adaları'ndamı saklanıyor diye düşünürken futbolseverler, şöyle bir geriye baktığında gördükleri "dibe vuruş" manzarası karşısında sessizliğe bürünüp kaderlerine razı oldular.
Futbolun adı büyük, kendi küçülmüş olan kulüpleri Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe ömürlerinin son yirmi senesinde, yönetim mantığı ve sistemsizliğinde çöküşe geçtiler ve resim olarak adlandırılmasada "iflas" ettiler.
Devlet eliyle damardan takviye yapılan "serum" olmasa çoktan ölüm raporları çıkarılacak ama "devlet baba" işte yapıyor babalığını (Neden, niçin gibi sorular için bir önceki "Türkiye, Futbol ve Siyaset" yazımı okumanızı rica ederim.)
Bu çöküş son sezonlarda ite-kaka sadece bir takımın şampiyonluk mücadelesi içinde olma zorunluluğu ile geçiştirildi çünkü malum bu kulüplerin izleyici potansiyeli ve karşılığında beklenecek maddi gelir düşünceleri var. Ne de olsa bu berbat futbola para yatırmış "Katarlı Yatırımcılar" var.
Ligin ilk bölümü bu sıralama ile bittiğinde Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe için söylediğimiz söz; bu kulüplerin zaten performansızlıkları ve üzerine sahne alacakları "Avrupa" ile erken kopmalar olacağı idi ve sağolsunlar bizleri yanıltmadılar. Trabzonspor için ise söylediğimiz; takımın içindeki en az üç bölge için takviye olması yoksa işler terse dönebilirdi.
Trabzonspor bu takviyeleri yaptıktan sonra hazır rakiplerinin performanssızlığından da yararlanıp aradaki puan farkını açmak ya da korumak içgüdüsüne gidecekti ve ligin ikinci perdesini Öznur Kablo Malatyaspor karşılaşmasıyla kendi evinde açtı. Malatya adına verilmeyen son dakika penaltısı ve maçın hemen ilk dakikalarındaki es geçilen Trabzonsporlu futbolcunun kırmızı kartı ile tehlike atlatıldı ama sinyaller olumlu değildi (futbol gerçeğinde çok hızlı çıkışların belli dönem terse dönmesi doğaldır).
Malatya maçının ardından deplasmandaki Sivasspor ve iç sahadaki Giresunspor beraberlikleri geldiğinde bu sürecin devamlılığı hakkında düşünceler Galatasaray maçı öncesinde adeta tavan yaptı.
Galatasaray'ın üstün oynadığı ilk 45 dakika sonrasında Trabzonspor düşüşü devam mı ediyor? Sorusu artık yüksek sesle düşünülürken, maçın ve Trabzonspor'un adeta kaderini değiştiren adam olarak sahneye Galatasaray kalecisi Fatih Öztürk, oyunun günahını takım arkadaşı Taylan Antalyalı'nın boynuna asarak çıktı…
Maçın kader adamı olarak suçlu edilen Taylan Antalyalı değil ustası Muslera'dan bir gram bir şey öğrenmemiş kaleci Fatih Öztürk'dür. Maçı önde götürürken oyun boyunca en az hata ile oynayan Marcao, yaptığı hata ile beraberlik golünü Trabzonspor adına ikram etmiş ve Trabzonspor'un oyunun ikinci 45 dakikasındaki üstünlüğü ele aldığı oyunda sonuç adına farklı şeyler düşünmesini ateşlemişti. Sen bu dakikalarda oyunu geriden kurmak ve rakibin iki hızlı ve etkili adamının yakın markajı altındaki arkadaşına pas atmayı düşünerek kusura bakma ama o takımın kalecilik apoletlerini hak etmediğini belgeledin…
Trabzonspor'un takviye transferi ve ligimizin önemli oyuncusu Edin Visca bu hatayı, müziğimizin önemli isimlerinden rahmetli Yıldırım Gürses'in "Affetmem Asla Seni" şarkısını söyleyerek topu ağlara gönderdi ve "2021-2022 Ahmet Çalık Sezonu" an itibariyle bitmiştir ve "Trabzonspor Şampiyondur" dedi.
Bu dakikadan sonra Trabzonspor'un bu şampiyonluğu kaptırması için Ahmet Ağaoğlu'nun tüm işi gücü bırakıp Akyazı'da bakkalcılığa başlaması, Abdullah Avcı'nın ise Uğurcan'dan forvet, Nwakaeme'den kaleci, Bakasetas'dan stoper yaratmaya çalışması gerekir.
Adı büyük, çapları küçülmüşler kendi dertlerine yansınlar sezon itibariyle Trabzonspor'a, Konyaspor, Giresunspor, Alanyaspor, Hatayspor'a tebriklerimizi gönderiyoruz.
Trabzonsporlular çok uzun zamandır bekledikleri "Şampiyonluk Horonu" için şimdiden ufak ufak hazırlıklara başlasınlar çünkü o horon kaç gün sürer bilinmez…
