Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
A.Öner PEHLİVANOĞLU

A.Öner PEHLİVANOĞLU

BAKIŞ

Tiranlık üzerine-2 

Bu bölümde, 20. yy Avrupa tarihinden çıkarılan 10 dersi ve Son Söz'ün özet ve değerlendirmelerini vereceğim.

Dersler;

1. Araştırın, kendiniz için bir şeyler düşünün, uzun makalelere daha fazla zaman ayırın. Araştırmacı gazetecilere destek verin, internetteki bazı bilgilerin size zarar verebileceğinin farkına varın. Başkalarıyla kurduğunuz iletişimin sorumluluğunu bilin. Araştıran bir birey inşa eden bir vatandaştır. Araştıran sorgulayan insanlardan hoşlanmayan bir lider potansiyel bir tirandır.

2. Karşınızdakiler ile göz teması kurun ve sohbet edin, Aynı zamanda toplum içinde yaşayın. Bu sadece nezaket işi değildir aynı zamanda toplum içinde yaşayan sorumluluk sahibi bir birey bir vatandaş olmanın gereğidir. Etrafınızla olan bağınızı korumanın sosyal bariyerleri yıkmanın kime güvenip kime güvenmeyeceginizi anlamanın bir yoludur. Tehlikeli zamanlarda kaçmayıp hayatta kalmayı başaracak olanlar genelde kime güvenebileceklerini bilir. Eski dostlara sahip olmak son sığınak politikasıdır. Yeni arkadaşlar edinmek ise değişime doğru atılacak ilk adımdır.

3. Somut politikalar uygulayın, otorite, sizin koltuğunuzda gevşeyip ekran başında aptallaşmanızdan yanadır. Dışarı çıkın bilmediğiniz yerlere gidip tanımadığınız insanlarla konuşun yeni arkadaşlıklar kurarak onlarla görüşmeyi sürdürün. Direnişin başarılı olabilmesi için aşılması gerekli iki sınır vardır, birincisi değişim hakkındaki fikirlerin çeşitli çevrelerden gelen ve her konuda kişilerin ilgisini çekmesi gereği, ikincisi insanların kendi evleri dışında daha önceden tanımadıkları insanların arasına girmek zorunda olmalarıdır. Sosyal medyadan da protestolar düzenlenebilir ama hiçbirisi sokaklardakiler kadar etkili olamaz. Eğer tiranlar üç boyutlu dünyada yaptıklarının bir bedeli olmayacağını anlarlarsa hiçbir şey değişmeyecektir.

4. Özel hayatınız olsun, Kötü niyetli çirkin yöneticiler hakkınızda bildikleri şeyleri sizi boyun eğmeye zorlamak için kullanacaklardır. Bilgisayarınızdaki zararlı paylaşımları düzenli temizlemeyi ihmal etmeyin. E-postaların e-bulutta saklandıklarını aklınızdan çıkarmayın. Farklı internet ortamlarına girmeyi hatta interneti daha az kullanmayı deneyin. Kişisel paylaşımlarınızı kendiniz yapın aynı sebeple yasal bir sorun yaşayacağınıza bunu kendiniz çözün. Tiranlar sizi asabilecekleri bir kanca arar bu kancaları onlara vermemeye çalışın. Diğer insanların bizim hakkımızda neler bilebileceklerini ve bunları nerelerden öğrenebileceklerini kontrol edebildiğimiz zaman özgür olabiliriz.

5.            Hayır işlerine katkıda bulunun, siyasi olsun ya da olmasın kendi bakış açınızı yansıtan çeşitli organizasyonlarda yer alın. Bir ya da iki hayır kurumu belirleyerek onlara düzenli bağışlarda bulunun. İşte o zaman sivil toplumu destekleyecek ve başkalarının da iyilik yapmasını sağlayacak özgür bir seçim yapmış olursunuz.

6.            Diğer ülkedeki akranlarınızdan bir şeyler öğrenin, Yurt dışındaki arkadaşlıkları sürdürün ya da başka ülkelerden yeni arkadaşlar edinin.

7.            Sakıncalı sözcüklere dikkat edin, aşırılık ve terörizm sözcüklerini kullanırken dikkatli olun. Olağanüstü hal ve kuraldışılık kavramlarının farkına varın. Vatanseverlik içeren sözcüklerin aldatıcı kullanımına karşı dikkatli olun.

8.            Beklemediğiniz gerçekleştiğinde sakin olun, çağdaş tiranlık terör yönetimidir. Herhangi bir terör saldırısı olduğunda otoriter yönetimlerin güçlerini kanıtlayabilmek için bunu kendi çıkarlarına kullanacaklarını aklınızdan çıkarmayın. Tiranlığın kitabındaki en eski numara "kuvvetler ayrılığı"nın sona ermesini, muhalefet partilerinin çözülmesini, ifade özgürlüğünün askıya alınmasını, adil yargılanma hakkının ortadan kaldırılmasını ve bu gibi yaptırımları gerektiren ani felaketlerin yaratılmasıdır. Sakın kanmayın. Reichstag yangını demokratik yollar ile iktidara gelen Hitler hükümeti için kalıcı bir Nazi rejimi haline gelmesinin fırsatı olmuştu, bu olay terör yönetiminin ilk örneklerinden biridir.

9.            Vatansever olun. Bir vatansever ulusunun ideallerine kavuşmasını, toplumun olabildiğince iyi insanlar olmasını ister. Bir vatansever etrafında olup bitenlerle ilgilenmeli ülkesinin içinde bulunduğu gerçek dünyadan kopuk yaşamamalıdır. Bir vatansever evrensel değerlere bağlı kalmalı kendi ulusunu yargılayabilecek bazı standartlara sahip olmalı ve vatanının hep daha iyiye daha ileriye gitmesini istemelidir.

10.          Elininizden geldiğince cesaretli davranın; şayet hiçbirimiz özgürlük uğruna ölmeye hazır değilsek, o halde hepimiz bir diktatörlük altında öleceğiz demektir.

*

Sonsöz, Tarih ve özgürlük

Şu ya da bu sebepten ötürü tarihimizi unutmuş olabiliriz ama eğer dikkatli olmazsak yine aynı hataya düşer bu günümüzü de unutabiliriz. Özgürlük konusundaki taahhüdümüzü yenilemek istiyorsak zaman kavramımızı güçlendirmeliyiz. Bizler yakın bir zamana kadar gelecekte de çok değişiklik olmadan aynı şekilde yaşanacağına inanıyorduk. Görünüşte bize uzak olan faşizm nazizm ve komünizm gibi travmalara duyduğumuz ilgisizlik de günden güne artıyordu. Adeta bir kaçınılmazlık politikası benimseyerek tarihin yalnızca tek yönde ilerleyebileceğini yani liberal demokrasiye doğru gideceğine inandık. 1989-1991 yıllarında doğu Avrupa'daki komünizim sona erdiğinde "tarihin sonu geldi" diye düşündük böylece gardımızı düşürdük hayal gücümüzü kısıtladık ve kendi kendimize asla geri gelmeyeceklerini söylediğimiz rejimlerin yolunu açtık. Hiç şüphe yok ki bu kaçınılmazlık politikası ilk bakışta bize bir tür tarihmiş gibi göründü. Kaçınılmazlık politikası güdenler ne geçmişi ne bugünü ve ne de yarını inkar ederler. Hatta uzak geçmişin o renkli çeşitliliğini bile benimsemişlerdir. Günümüz, geleceği, genişleyen küreselleşme, derinleşen akıl ve artan refah olarak tasvir eder. Buna, yani zamanın belirli ve genellikle arzulanan bir hedefe doğru götüren bir kavram olarak tanımlanmasına erekbilim (teleoloji) denir. Komünizm de kaçınılmaz, sosyalist bir ütopya vaad eden bir erekbilim sunuyordu. Çeyrek asır sonra bu hikaye bozuldu. Kaçınılmazlığın kabulü ile etrafımızdaki temel düzenin alternatifsiz olduğunu söylemeye başladık."

Geçmişe bakmanın ikinci en eski yolu ise sonsuzluk politikasıdır. Kaçınılmazlık politikası gibi sonsuzluk politikası da tarihi gerçekleri gizleme eğilimindedir. Sonsuzluk politikası gelecek hakkında düşünmemize engel olur. Mağduriyetlerle yaşama alışkanlığı kendini düzeltme dürtüsünü yok eder. Kaçınılmazlık politikaları nasıl bir koma haline benziyorsa sonsuzluk politikaları da hipnoz gibidir. Şu anda karşı karşıya olduğumuz tehlike kaçınılmazlık politikalarından sonsuzluk politikalarına doğru bir geçmişten, yani saf ama kusurlu bir demokratik cumhuriyet kategorisinden şaşkın ve alaycı bir faşist oligarşi biçimine geçişten oluşuyor. Kaçınılmazlık politikasını benimseyerek geçmişi olmayan bir nesil yetiştirmiş olduk. Eğer yeni nesiller kendi tarihlerini yazmaya başlamazlarsa sonsuzluk ve kaçınılmazlık politikalarını yürütenler bu tarihi mahvedecekler. Tarih yazmak içinse biraz tarihi bilmeleri gerekecek. Bu bir son değil, tersine bir başlangıç olacak..

Prof. Snyder'in yukardaki yorum ve düşüncelerine ilave olarak Polonyalı düşünür Lersek Kolakowski'nin   "Siyasette kandırılmış olmak, (görevi yerine getirmemek için) bir mazeret olarak kabul edilemez.." sözünü hatırlamanın yararlı olacağını düşünüyorum.

Sağlık ve esenlik dileklerimle,

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları