Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
A.Öner PEHLİVANOĞLU

A.Öner PEHLİVANOĞLU

BAKIŞ

Tiranlık üzerine -1-

"T.C.'nin kurucusu, ulu önder, örnek insan, örnek devlet adamı, Başkomutan, T.C. Devleti'nin ilk Cumhurbaşkanı, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün manevi kişiliğine yakışıksız ifadeler ile hakaret eden din adamı bozuntusunu şiddetle kınıyor, karşı fikre sahip olduklarını göstermek bakımından bu nankör kişinin mensup olduğu kurumdan derhal uzaklaştırılmasını ve bu kişinin dini görevlerde yer almasının önlenmesini bekliyoruz."

 

*

 

"Siyasette kandırılmış olmak,

(görevden  kaçış için)

bir mazeret olamaz.."

 

Polonyalı düşünür

Lersek KOLAKOWSKİ

 

 

Değerli okuyucular merhaba,

Sizlere Prof. Timothy Snyder'ın "Tiranlık Üzerine" adlı kitabını tanıtacak ve kitaptan özet alıntılar vereceğim. Bu kitap, ABD Başkanı Trump'ın  antidemokratik uygulamaları sonucu ABD toplumunda yaratmış olduğu kaostan kurtulmak amacıyla 2 Şubat 2017 tarihinde yapılan Korku Çağında İnsan Hakları Çalıştayı'nda Prof. Snyder'ın konuşmasının kitaplaştırılmış halidir.

 

Kitap, Önsöz, 20. yy Avrupa tarihinden çıkarılan 20 dersi ve Son Söz'ü içeriyor.

Tiranlık Üzerine-1'de Önsöz ve ilk 10 ders hakkındaki değerlendirmeler,

Tiranlık Üzerine-2'de, 11'den 20'ye kadar kalan dersleri ve Sonsöz'ün özet ve değerlendirmelerini vereceğim.

**

TİRANLIK ÜZERİNE-1' 

 

Yazar Önsöz'de, Avrupa'nın 20. yüzyıl tarihi içinde yaşanan tiranlığı araştırıyor.

"20. yüzyılda Avrupa demokrasileri birer birer faşizme, nazizme ve komünizme yenik düştüler. Bu dönemlerde bir lider ya da bir parti halkın sesi olduğunu, ülkeyi küresel tehlikelerden koruduğunu iddia ederek sağduyu yerine mitsel söylemleri ileri sürerek iktidarı ele geçirdi.

20. yy Avrupa tarihi bize toplumların parçalanabileceğini, demokrasilerin yıkılabileceğini, etik değerlerin kaybolabileceğini ve sıradan insanların kendilerini hiç hayal etmedikleri koşullarda bulabileceklerini göstermiştir.

Yale Üniversitesi tarih profesörü Timothy Snyder; "demokrasilerin kırılgan olduğunu ve kötü bir niyetle istismar edilebildiğini daha önce görmüştük, bugün aynı uygulamalar yine sahneye çıkmaya başladı"  diyor ve 20. Yüzyıldaki küresel politik gelişmeleri ve toplumsal dönüşümleri tarihsel perspektiften ele alarak bizleri 20. yüzyılın başında yapılan hatalara düşmememiz konusunda net bir şekilde uyarıyor.

"Tiranlık Üzerine" adlı eser, sadece tarihi ve politik tespitler yapmakla kalmıyor aynı zamanda demokrasiyi, özgürlüğü, insan haklarını korumak adına neler yapılabileceğini anlatıyor.

 

ÖNSÖZ

 

Tarih ve Tiranlık

 

Tarih tekerrür etmez fakat bize yol gösterir. "Devleti kuranlar, hukuka dayalı demokratik bir cumhuriyet ile birlikte iyi çalışan bir kontrol ve denge sistemi getirirken eski filozofların görüşlerini dikkate alırlar;  kurucular, filozofların, "yönetim gücünün tek bir kişi ya da grupta toplanması, yöneticilerin hukukun üstünlüğü yerine kendi çıkarlarına öncelik vermeleri halinde sorun yaşanacağı  uyarılarını" dikkate alırlar.

Yaşadıklarımıza bakacak olursak; siyasi düzenimiz tehlikeye girdiğinde geçmişe bakarız. 19 yüzyılın sonunda küresel ticaretin yaygınlaşması, liberalleşmede beklentileri arttırdı. 20.  yüzyıl başlarında bir parti ya da bir liderin halkın iradesini doğrudan temsil ettiğini savunan politikalar ön plana çıktı. Ancak Avrupa'da ortaya çıkan bu demokratik modeller 1920 ve1930'lu yıllarda sağcı otoritelere ve faşizme yenik düştü. 1940'lara gelindiğinde 1922'de kurulan komünist Sovyetler Birliği kendi modelini Avrupa'ya kadar genişletmişti. Dolayısı ile 20 yüzyılın Avrupa tarihi bize toplumların parçalanabileceğini, demokrasilerin çökebileceğini, etiğin yozlaşabileceğini ve bir anda sıradan insanların kendilerini… ölüm çukurlarının başında bulabileceklerini gösterdi. Demokratik mirasımızın bizi bu gibi tehlikelerden koruyabileceğini düşünebiliriz ama aslında bu  yanıltıcı olabilir. Geleneklerimiz bize tarihi araştırarak tiranlığın altında yatan sebepleri anlayabilmeyi ve tiranlığa karşı doğru tepkiler verebilmeyi gerektiriyor.

 

*

 

Yazar dersler bölümünde 20 başlık altında görüşlerini sıralıyor;

1.            Tiranın sahip olduğu gücün büyük kısmı (bireyler tarafından) özgür irade ile verilir. Bireyler baskıcı bir hükümetin isteklerine odaklanır ve bunları daha talep edilmeden verirler. Böylece geleceğe yönelik beklentilere dayalı itaat siyasi ve sosyal trajediyi doğurur.

2.            Etik değerlerimizi korumamıza kurumlar yardımcı olurlar. Kurumları koruyun. Kurumlar kendilerini koruyamazlar, kurumlardan biri savunulamazsa diğerleri de ardı ardına yıkılır.

3.            Tek partili devlet sistemlerinden kaçının, çok partili sistemi destekleyin. Demokratik seçimleri savunun. Yerel ve genel seçimlerde oy kullanın. Demokrasinin sağladığı özgürlükleri, istismar ederek onun sonunu getirecek olan kişilerden koruyun.

4.            Dünyaya karşı sorumluluklarınızı üstlenin. Bugünün sembolleri yarının gerçeklerini mümkün kılar. Gamalı haç ve benzeri diğer sembollerin farkında olun. Bunları siz söküp atın... örnek olun. Sizden de bir gün bağlı olduğunuzun bir göstergesi olarak sembol kullanımı istenebilir bu sembollerin toplumu ayrıştırmak yerine birleştireceğinden emin olmalısınız.

5.            Mesleki ahlak değerlerine sahip olun. Otoriteler, itaatkar memurlara ihtiyaç duyarlar. Eğer hukukçular yargısız infazlara karşı çıksaydı, doktorlar gerekmedikçe kimseyi kesip biçmeselerdi, işadamları köleliğin yasaklanmasını onaylasaydı, eğer bürokratlar cinayet evrakları düzenlemeyi önleseydi kocaman nazi rejimi hatırladığımız acımasızlıkları yerine getirmekte bir hayli zorlanacaktı.

6.            Paramiliterlere dikkat edin. Her zaman sisteme karşı olduklarını iddia eden silahlı adamlar günün birinde üniforma giymeye ve ellerine bir meşale ile bir liderin resmini alıp da yürümeye başladıklarında, bilin ki sona yaklaşılmıştır. Lider yanlısı paramiliterler, resmi polis ve askerlerin arasına karıştığında ise artık sona gelinmiştir. Devlet dışındaki aktörlerin şiddet kullanmaya erişimleri mümkün olduğu zaman ne seçimler demokratik bir ortamda yapılabilir ne davalar çözümlenebilir ne kanunlar düzenlenebilir ne de herhangi bir iş olması gerektiği gibi yapılır. Sırf bu yüzden demokrasi ve hukukun üstünlüğünü baltalamak isteyen kişi ve partiler kendilerini siyasete dahil eden şiddet yanlısı örgütler yaratıyor ve bunları finanse ediyorlar. Bu silahlı gruplar önce mevcut siyasi düzeni parçalara böler sonra da onu başka bir şeye dönüştürürler. Bu gruplar, belli bir siyasi partinin paramiliter kanadı, belli bir siyasetçinin yakın koruması- ya da genellikle bir parti veya parti lideri tarafından ortaya çıkan ama görünüşte spontane gelişmiş gibi algılanan halk girişimleri şeklinde olabilir. Silahlı muhafızlar önce polise meydan okurlar sonra Polis ve Ordu'nun içine sızarlar son olarakta polis ve askeri güçleri dönüştürerek kendilerine çevirirler.

7.            Silah taşımanız gerekiyorsa bunu çok iyi düşünün. Otoriter rejimlerde genellikle baştakileri protesto etmek isteyen vatandaşları dağıtmakla görevli özel polis kuvveti vardır, bu kuvvetin görevleri arasında muhalif ya da düşman olarak nitelendirilen diğer kişilerin öldürülmesini de içeren hizmetler de bulunur.

8.            Diğer kişilerden farklı olun, ayrışın. Herkesin yaptığını yapmak kolaydır. Farklı bir şeyler yapmak ya da farklı şeyler söylemek size garip gelebilir fakat bu tedirginliği yaşamadan özgür olmak mümkün değildir. Bir örnek oluşturduğunuzda statükonun büyüsü bozulur ve diğerleri de sizi takip eder.

9.            Dilinize özen gösterin. Herkesin kullandığı cümleleri telaffuz etmekten kaçının, uzak durun, kitap okuyun. Alçak gönüllülüğü elden bırakmayın.

10.          Gerçeklerden şaşmayın. Gerçekleri terk etmek özgürlüğü terk etmek demektir. Görmek ya da duymak istediğinle, gerçekte olan arasındaki farktan vaz geçtiğinde, tiranlığa teslim olmuşsun demektir. Gerçekten vazgeçmek seni bir birey olmaktan da çıkarır. Bunun sonunda bütün bireyselliğe dayalı siyasi sistemler çökmeye mecbur kalır. Gerçeğin yok olmasına müsaade etmeyin.

Kitabı, incelemeye devam edeceğim.

Esenlik dileklerimle.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları