Geçtiğimiz hafta.
CHP'nin muhtemel Cumhurbaşkanı adayları arasında, kamuoyunda sürekli adı geçen CHP İstanbul Milletvekili Sayın İlhan Kesici'yle ilgili bir yazı yazmıştım.
Telefonum çaldı ve arayan Sayın İlhan Kesiciydi.
Ekrandaki şık, nazik ve kahkaha dolu ses tonuyla,
Tolga'cım, yazını okudum.
Teşekkür ederim, gözlerinden öpüyorum dedi.
Bense şaşkın ve onore edilmiş bir şekilde, ''efendim, çok teşekkür ederim'' falan dedikten sonra, siyasilerden pek görmeye alışık olmadığımız ekrandaki kahkahalarının kendisine çok yakıştığını ve hoşgörüsüne hayran kaldığımı söyledim.
Daha sonra,
Kendisinden röportaj sözü isteyip, tam vedalaşıp, telefonu kapatacakken.
Sayın İlhan Kesici 'ye, bir kez daha Cumhurbaşkanlığı'na adaylık meselesiyle ilgili görüşlerini sordum.
Kendisi, Kemal Bey'i işaret ederek, Millet ittifakı vurgusunu da yineledi.
Ve bende, süreci sizler gibi takip ediyorum diye de ekledi.
AYÇİÇEK YAĞINA ALARM TAKILDIĞINI GÖRÜNCE
Son günlerin tartışma meselelerine şöyle bir bakıyorum.
Şak diye önüme "Torununa süt alamayan viskici teyze" meselesi çıkıyor...
Ve bu mesele üzerinden.
Ekonomiyi ve hükümeti eleştiren CHP'ye ve o Teyze'ye fotoğrafları üzerinden ağır ithamlar, hakaretler falan boy geziyor sosyal medyada.
Bu durumun nasıl tutarsız ve çirkin olduğunu söylememe lüzum dahi yok.
Neyse...
Gel gelelim.
Bu meseleden tümüyle bağımsız bir şekilde, hafta sonu yakın bir arkadaşımla temel gıda ihtiyaçlarımızı karşılamak amacıyla market alışverişine çıkalım dedik.
• Birde ne göreyim, Ayçiçek yağına kocaman bir alarm takılmış çalınmasın diye…
Bebek maması...
Peynir falan derken...
Ayçiçek yağı da çalınmasın diye marketlerde alarm takılan ürünler arasına girmiş anlayacağınız...
Yani.
Bu durumu gördükten sonra,
Yıldız Teyze'yi ve o fotoğrafını boy boy gazete köşelerine ve tartışma programlarına meze edenler, acaba bugüne değin; bu meseleye ilişkin incir çekirdeğini dolduracak kadar dahi olsa tek kelam konuşup, yazdılar mı derseniz?
Cevap, tabi ki hayır.
O halde çok şey söylemeye gerek yok, samimiyetsiniz kardeşim!
