Su gideceği yönü bilir yoksa taşar zarar verir

Ayurveda'nın, Hindistan'ın alt kıtasında ortaya çıkıp, Hindi Çin ve Tibet'e de yayılan antik, doğal bütünsel sağlık sistemi olduğunu söylemiştik. Aayus ve Veda kelimelerinden türemiştir. Yaşam bilimi anlamına gelir. Ayurvedik beslenme ve yaşam tercihleriyle bedenin ve ruhun ritmini iyileştirmek mümkündür.

Ayurveda, bir anlamda doğanın enerjisi ile uyumlu yaşama yoludur. Ayurveda'ya göre salgın hastalıklar, toprak, su ve havaya verilen zarar neticesinde oluşur. Özellikle toprağa verilen zarar, zararların en büyüğüdür. Doğanın ritmini anlamak ve bilmek gerekir. Fizyolojimiz, doğanın ritmine uyarak onunla aynı frekansa gelmeye başlar ve böylece dengelenir. Tıpkı bir nehrin içinde biriken taş, kum ve dalların suyun akışını engelleyebileceği gibi. Nehirdeki çöpleri boşalttığımızda su kendiliğinden yolunda akmaya başlar. Su gideceği yönü bilir, yolu açık olduğundaysa kolaylıkla o yöne doğru akar. Yoksa taşar, çevreye zarar verir.

Evrensel prensiplere sahip Ayurveda; insanı tüm fiziksel ve ruhsal yapısıyla, bilinç seviyesiyle, yaşadığı ortam ve iklimle, yedikleri ile ve kısacası makrokozmozla yani tüm evren ile bir bütün olarak ele alır ve değerlendirir. Makrokozmosta olan mikrokozmosa yansır. Evrendeki her şey bir bütünün parçasıdır. Unutulmamalıdır ki; her parça bütünün özelliklerini yansıtır. İnsan, tüm canlılar ve evren; canlı cansız tüm varlıklar ve maddeler 5 elementten oluşur. Ancak bu elementlerin oranları farklıdır. 5 elementin içinde, bu elementleri yansıtan beş güç vardır. Bu güçler fiziksel olan her şeyin evrensel nedenleridir. Bunlar, nesnelerin özü anlamına gelen "Tanmatralar" olarak adlandırılır.

Ayurveda, fiziksel ve psikolojik iyileşme için gıda, otlar, beden çalışması, pranayama, yoga ve meditasyon tekniklerini kullanan, doğal iyileşmenin bütüncül sistemidir. Ayurveda'ya göre, "ne yersek oyuz" öğretisi temeldir. Ayurveda bilimi, beden ve organ sistemini dünyamızdaki 3 oluş hali ve doğadaki 5 element ile açıklar ve bu elementler kuantum düzeyinde zihin, düşünce ve duyguları etkiler.

Ayurvedaya göre her canlı-cansız varlık beş  temel elementin özelliklerini taşır. Bunlar sırası ile Boşluk (Akaşa), Hava (Vayu), Ateş (Agni), Su (Jala), Toprak (Prithvi)'tır . Tüm yaşamı oluşturan bu elementler yemeklerde, hava durumunda, mevsimlerde, duygularda, canlılarda, günün saatlerinde, kısaca her şeyin özünde bulunur.

Bahsedilen beş element tüm varlıklarda kendini 3 temel enerji olarak gösterir; Vata, Pitta ve Kapha. Birbirlerinden farklı özellikleri bir araya getiren bu enerjilere Dosha adı verilir. Her Dosha'da tüm beş elementin tesiri vardır. Sadece bazı elementlerin ağırlığı daha yüksektir. Vata, boşluk ve hava elementlerinden; Pitta ateş ve su elementlerinden; Kapha su ve toprak elementlerinden oluşur.

Prakruthi, doğuştan gelen doğamızdır ve Dosha dengesi ile bütünsel sağlığı oluşturur. İnsan her 3 Dosha'ya da sahiptir. Ancak biri diğerlerinden daha baskındır. Dosha, fiziksel ve zihinsel bedenlerimizin birleşmesi neticesinde oluşan Bünye Tipi'mizdir. Doğuştan gelen ve beden, zihin ve ruhsal özellikleri gösteren ve bütün hayatımız boyunca değişmeyen bu doshamıza "Prakruti" denir.

İnsanlar yaşamları boyunca çok farklı etkilere maruz kalarak, ellerinde olmadan kendi beden tiplerine, yani Prakruti'lerine uygun olmayan bir hayat yaşayabilirler. İnsanların bu içinde bulundukları güncel beden-zihin tipine de Vikruti denir. Dosha dengeleri bozulduğunda (Vikruti), dengesizlik ve bunun sonucu olarak da hastalıklar ortaya çıkar. Yaşadığımız çevre, yaşam biçimimiz, beslenme alışkanlıklarımız, mevsimsel değişiklikler, duygu durumumuz ve ruh halimiz gibi birçok etken doshalarımızın denge ve dengesizliğine etki eder. Dosha dengede değil ise ya da Dosha artışı oluşmuş ise Vikruthi oluşur; bu da dengesiz durum anlamına gelir ve bu sayede hastalıklar başlamış olur.

Kan akışı, nefes, kalp atışı, nabız, metabolizma, sindirim, detox ve beden tipine göre ayurvedik beslenme önemlidir. İlk iş olarak yaşam şekli ve ayurvedik beslenme ile artan Dosha dengeye getirilir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları