Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mehmet Eyüp Yardımcı

Mehmet Eyüp Yardımcı

Yazar

Servet avcısı

Dünya edebiyatının büyük ustalarından Eduardo Galeano "Gölgede ve Güneşte Futbol" adlı muazzam eserinin girişinde futbolu; "Futbolun öyküsü, zevkten zorunluluğa uzanan hüzünlü bir öyküdür. Spor bir sanayi dalına dönüştüğü oranda, iş olsun diye oynandığı zamanki güzelliğinden birşeyler kaybetmiştir. Yüzyılın sonlarını yaşadığımız bu günlerde futbol, işe yaramaz her öğeyi reddetmektedir; kâr getirmeyen her öğe de 'işe yaramaz' olarak kabul edilmektedir. Çocukların balonla oynaması gibi, ya da kedinin yün yumağıyla oynaması gibi, yetişkin bir insanı bir an için çocuk kılan davranışlar kimseyi ilgilendirmiyor artık. Balon kadar hafif bir topla dans eden balet ya da yuvarlanan yumak; oynandıklarının farkına varılmadan oynanan saatsiz, hakemsiz ve nedensiz oyunlarla ilgilenen yok. Oyun, oyuncusu az, izleyeni çok bir gösteriye dönüştü. Bu artık seyirlik bir futbol. Bu gösteri günümüzün en kârlı gösterilerinden biri ve artık oynanması için değil, oynanmasının engellenmesi için düzenleniyor. Profesyonel sporun teknokratları, futbolu sırf sürate ve güce dayalı, mutluluğa boşvermiş, fantezinin gelişemediği, cüretin yasaklandığı bir spor dalı haline getirdiler. Bereket çok ender de olsa hâlâ sahalarda kuralların dışına çıkarak, sırf bedensel bir zevk uğruna, yasaklanmış özgürlük serüvenine atılan, rakip takımı, hakemi ve tribünlerdekileri şahlandıran bir yüzsüz çıkıyor." kelimeleriyle anlatır.

 

Beşiktaş, Şenol Güneş döneminin ardından teknik direktör arayışlarını Abdullah Avcı ile neticelendirirken, 1911-1925 yılları arasında teknik direktörlük yapan, Beşiktaş'ın mihenk taşı Şeref Bey'in kemiklerini sızlatacaklarını biliyorlar mıydı?

Hele hele "Abdullah Avcı ufkumuzu açtı!" sözleriyle yaşanacakların üstüne tüy dikeceklerinin farkındamıydılar?

Tarihler 09.08.2021 gösterdiğinde Beşiktaş kulübü yaptığı açıklama ile; Abdullah Avcı'ya sözleşme fesih bedeli olarak, yasal faizleriyle birlikte tam 20 milyon 12 bin 192 Türk lirası ödendiğini açıkladı. Maddi ve manevi başarıların beklendiği Şampiyonlar Lig'i öncesi elde edilen gelirin bir kısmı buraya aktarılmıştı. Böylece Beşiktaş kulübü taraftarının beklediği sansasyonel santrafor transfer hakkını aynı isim üzerinde ikinci sefer kullanmak üzere Abdullah Avcı'da yapmıştı.

Abdullah Avcı'nın kağıt üzerinde haklılık payı olarak kazandığı paranın üstüne Beşiktaş taraftarları kendisine "Servet Avcısı" sıfatını yükleyiverdi. Abdullah Avcı, Beşiktaş sürecinin ardından işsiz bir dönem geçirmedi, önce yayımcı kuruluşta yorumculuk yaptı ardından da Trabzonspor ile anlaşarak teknik adamlık görevine geri döndü. İşbilmezlik, aymazlıkla yönetilen Beşiktaş kulübü uğradığı maddi zararlar hanesine yeni birisini daha yazdırırken, olası bir gerçeklikte Abdullah Avcı çoktan kazandığı paradan ne kadar faiz kazanç elde edeceğini hesaplıyordur.

Servet Avcılığı sıfatını Abdullah Avcı kadar hak edenler ise kulüp yönetimlerinde bulunup, hesapsızca yaptıkları harcamalarla yönetmeye talip oldukları kulüpleri zarara uğratan "işadamı" kimlikli yöneticilerdir.

Bugüne kadar kulüp yöneten ve iflas eden bir işadamı gördünüz mü?

Bu iş bilmez, nalıncı keseri gibi sadece kendine yontan işadamı kimlikli yöneticilerin, yönetiminde bulundukları kulüpleri uğrattığı mali zarar tablosu ise her geçen gün adeta çığ gibi büyümekte ve düzeltilemeyecek bir hal almaktadır.

Yani kulüpler batarken, yönetenler zengin olmaya devam etmektedir.

Futbol siyasetin oy kaynağı, işadamının kasa ebatlarını büyütme noktasıdır.

Günümüz futboluna verilen paye "Endüstriyel Futbol" aslında tamamen futbolun saha içinde, yönetiminde kalan gerçekler ışığında doğruluk payına sahip değildir. Endüstriyellik gerçeği kulüplerin mali tablosuna işbilmezlik sonucu zarar üstüne zarar yazarken illegal yollardan oynatılan bahislerdeki kaçak, yasal yollardan oynatılan bahis pazarının tam 4 katı büyüklüğünde ve tahmin edilen illegal bahiste dönen para miktarı 40 milyar lira…

Evet! yanlış okumadınız, yasal bahis 10 milyar lira iken illegal bahis 40 milyar lira.

Buradaki zarar sadece üzerine bahis oynatılan kulüplerimizi etkilemiyor aynı zamanda T.C. devletinin elde edeceği vergi zararınada sebeb oluyor.

Peki! İllegal bahise insanları yönelten sebeb ne? Tabiki buradaki bahis oranlarının yasal bahislere göre daha yüksek olması.

Yasa dışı bahiste sistemin işleyişi ise çok basit;

-           Server'ları yurtdışında bulunan bu bahis siteleri ile irtibata geçenlere, Türkiye'de temsilciye şifre veriliyor,

-           Şifreyi alan bahisçi kaçak bayi açıyor,

-           Bir işyerine bilgisayar ve internet sistemi kuruluyor

-           Bilgisayara bağlanan bir sistemle, bahisçilere kupon veriliyor.

Sonrasında ise sistem çalışmaya başlıyor. Bu sistemin mağduru sadece devlet, kulüpler değil burada bahis oynayanlar elde ettiği parayı alamıyor çünkü nasıl olsa yasal olmadığı için hakkını koruyacağı resmi bir yol olmadığı gerçeğinde parasını ödemeyenler kâr üstüne kâr elde etmeye devam ediyor.

Bir yanda asgari ücretle geçinmeye çalışan futbolsevere; "kulübüne katkı yap forma al!" diyen ama kulübünü zarara uğratıp, karşılığında ceza görmeyen "ihraç" bile edilmeyen işadamı sıfatlı yöneticiler, yasadışı bahis oynatarak palazlanmaya devam eden "mafya", hak etmediğinin karşılığını fazlasıyla cebine koyan "teknik adam ve futbolcu", futbolu yönetmek için atanan ama sadece ihale kovalayan "TFF yönetimleri", tüm gerçekleri görmesine rağmen kalemini doğruluktan yana kullanmayan "medya mensubu gazeteciler", Servet Avcılığı sıfatını eşit şekilde paylaşırken, diğer tarafta futboldan keyif almak yerine sadece cebindeki tüm parası hortumlanan futbolseverler…

Abdullah Avcı'ya tek başına "Servet Avcı'sı" demek işin kolaycılığı olur, bu kadar hırsızın olduğu yerde Abdullah Avcı, Küçük Emrah tadında kalır…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları