Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Levent Doğan

Levent Doğan

Yazar

Seçmen davranışları

Seçimler, demokratik toplumlar için sıradan ancak hayati bir ritüeldir.

İnsanların yöneticilerini seçtiklerini bu kendilerini ifade biçimlerini elbetteki psikoloji araştırmadan duramazdı.

Politik psikoloji alanında yapılan çalışmalardan ağırlık verilen başlıklardan birisi de "seçmen davranışıdır."

Seçmenlerin davranışlarını psikolojik bir perspektiften anlamaya çalışırken genelde şu sorulara cevap arandı:

İnsanlar oy verirken nasıl karar verirler? Seçimlerini etkileyen faktörler nelerdir?

Seçmen davranışını etkileyen faktörlerden birisi kişisel değerlerdir.

Araştırmalar, insanların vaatler sıralayan bir adaydan ziyade, değerleri kendi değerleriyle örtüşen bir adaya oy verme olasılığının daha yüksek olduğunu gösterdi.

Örneğin, sosyal adalet veya sağlık gibi değerleri olan kişiler bunları temsil eden adaylara yöneliyor.

Tabii ki vaatlerin bu değerlerle uyumuna dikkat ediyor.

Seçmen davranışında duygular da önemli rol oynamaktadır.

İnsanlar bir adayın karizması, sempatikliği veya empatisinin yanı sıra algılanan yetkinliği ve güvenilirliği ile de etkileniyor.

Bunu bilen politikacılar da çoğunlukla rakibinin yetkinlik ve güvenirliği üzerinden kampanyalarını şekillendirebiliyor.

Ayrıca, korku, öfke veya tiksinti gibi olumsuz duygular da seçmen davranışını etkiliyor.

Özellikle adaylar veya kampanyalar destekçileri harekete geçirmek için kışkırtıcı veya bölücü söylemler kullandığında, seçmenin tavrı ya buna göre ya da buna karşı şekil alıyor.

Parti sadakati, ideoloji vb. faktörlerin yanında ise konuşmaya değer bir başka psikolojik etken ise doğrulama önyargısı veya onaylama yanlılığı (confirmation bias) adı verilen bilişsel önyargı ve halo etkisidir.

Doğrulama önyargısı, insanlar alternatif bakış açılarını değerlendirmek yerine mevcut inançlarını doğrulayan bilgileri aradıklarında ortaya çıkar.

Örneğin, bir seçmenin belirli bir adayın yolsuzluğa bulaşmış veya terörle ilişkili olduğuna yönelik bir inanca sahip olduğunu düşünelim.

Doğrulama önyargısı ile kişi bu inancı doğrulayan haberleri ve paylaşımları arayıp tüketir ve çelişen kanıtları görmezden gelir.

Halo etkisi ise insanların bir adayın genel niteliklerini değerlendirmek yerine, fiziksel görünüm veya konuşma tarzı gibi tek bir özelliğine dayanarak ona olumlu veya olumsuz nitelikler atfetmesiyle ortaya çıkar.

Buna örnek olarak da bir seçmenin iki aday arasındaki bir münazarayı izlediğini varsayalım.

Adaylardan biri iyi giyimli, açık sözlü ve kendinden emin iken, diğer aday daha az gösterişli ve pozisyonlarını ifade etmekte zorlanıyor olsun.

Seçmen, ilk adaya, argümanlarının içeriğinden veya geçmiş sicilinden ziyade, görünüşüne ve tavırlarına bakarak zeka, yetkinlik ve güvenilirlik gibi olumlu nitelikler atfetmeye daha yatkın olabilir.

Bu durum, gerçek nitelikleri veya politikaları ne olursa olsun, seçmenin ilk aday hakkında daha olumlu bir görüşe sahip olmasına yol açabilir.

Seçmen davranışını psikolojik bir perspektiften anlamak, demokratik katılımı ve angajmanı teşvik eden kampanyaları, politikaları ve kurumları daha iyi tasarlamamıza yardımcı olabilir.

Ayrıca, birer seçmen olarak bizlerin de kendi davranışlarını inceleyip, daha bilinçli kararlar verme noktasında farkındalık sağlayabilir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları