Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mehmet Eyüp Yardımcı

Mehmet Eyüp Yardımcı

Yazar

Onlar ay'a, biz yaya

17 Mayıs 2000 tarihinde, Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da Parken Stadı Türk futbolu adına, belki de bir daha tekrarı yaşanmayacak çok ama çok önemli bir maçın heyecanına tanıklık ediyordu.

Türk futbolunun Avrupa arenasında bir numara apoletini omuzlarına takmış, kendi taraftarının sloganlarına "Avrupa Fatihi Galatasaray" olarak işlenmiş kulübümüz Galatasaray, İngiliz futbol tarihinin önemli kulüplerinden Arsenal ile saatler 21.45'i gösterdiğinde UEFA Kupası aşkına karşı karşıya geldi.

Galatasaray teknik direktörü olarak Fatih Terim kenarda ekibiyle yer alırken, Arsenal teknik direktörü (menajeri) ise Arsen Wenger'in adı yazılıyordu.

Her Türk evladının, o gece taraflı tarafsız dualarını gönderdiği Galatasaray maçı penaltı atışlarının ardından 4-1 galibiyetle kapatıp, UEFA Kupası'nı yurda getirirken, yer yerinden oynamış, futbolseverler arasında sevinç gösterisi yarışı başlamış, tüm ülke adı konulmamış bir "futbol bayramı" yaşamıştı.

Evet! Her şey buraya kadar iyiydi ama ya sonrası!...

1905 yılında Bulgaristanlı teknik direktör Boris Nikolof ile başlayan Galatasaray teknik adamlık apolet takma töreni arasında Gündüz Kılıç, Coşkun Özarı, Eşfak Aytaç gibi önemli futbol adamlarının isminin yazılmasıyla ivme kazanmış, değerine değer katmıştır.

İlk defa 1 Haziran 1996 tarihinde Graeme Souness ardından göreve başlayan Fatih Terim 2000 yılında UEFA Kupası ile taçlandırdığı teknik adamlık kariyerinin Galatasaray sayfasına muhteşem zaferin ardından ara verince, sırasıyla;

Mircea Lucescu,

Fatih Terim,

Gheorge Hagi,

Eric Gerets,

Karl-Heinz Feldkamp,

Cevat Güler,

Michael Skibbe,

Bülent Korkmaz,

Frank Rijkaard,

Gheorghe Hagi,

Bülent Ünder,

Fatih Terim,

Claudio Taffarel,

Roberto Mancini,

Cesare Prandelli,

Claudio Taffarel,

Hamza Hamzaoğlu,

Claudio Taffarel,

Mustafa Denizli,

Orhan Atik,

Jan Olde Riekerink,

İgor Tudor,

Fatih Terim süreci başladı yani tam 23 kere teknik adam apoleti omuz değiştirdi ama maalesef Avrupa Fatihi Galatasaray'da ve Türk futbolunda tekrarı istenen, her sene anma töreni yapılan o mutlu gün bir daha yaşanmadı…

EURO2020'nin sahibi İtalya, ortaya koyduğu oyun sistemi, anlayışı, inancı ile kupayı, futbolun beşiğinden, evine taşırken gözler ister istemez kenar yönetimde Roberto Mancini'ye çevrildi.

Tüm gözleri üzerine çekmesi çok haklıydı çünkü İtalya, oynadığı son 30 küsur maçı galibiyetle kapatarak, rakiplerini sahada presiyle adeta ezerek ve futbol dersi vererek bir başarıyı onunla yakalamıştı.

30 Eylül 2013'te Roberto Mancini büyük hedefleri tekrar yakalamak adına Galatasaray ile anlaştıktan tam bir sene sonra 5 Temmuz 2014'te omuzlarındaki Galatasaray Teknik Adam apoletini, vatandaşı Cesare Prandelli'ye geçici olarak bıraktığında, vatandaşı teknik adama belki de "bu sevda uzun sürmez" mesajını vermiştir.

Mancini, Galatasaray UEFA Kupası'nı kazandığı tarihte teknik adam olarak bulunduğu Fiorentina ile Coppa Italia'nın sahibi olmuş sonrasında aynı zaferi 2003-04 tarihinde Lazio ile yaşamış, ardından açtığı İnter sayfasıyla 2005-06, 2006-07,2007-08 üç kere Seria şampiyonu olmuş, Coppa Italia'da İnter ile 2004-05, 2005-06 zaferini elde etmiş sonrasında Supercoppa Italia'yı ise 2005-2006 yıllarında ardı ardına kazanarak yolunu Premier Lig'e Manchester City'e çevirip rotasını çizmişti. Burada da 2011-12 şampiyonluğu, 2010-11 FA Cup birinciliği, 2012 yılında ise FA Community Shield sahibi olmuştu.

Mancini oyun sistem mantığıyla adım adım, gelişerek ilerlerken Galatasaray sürecinde sadece 2013-14 Türkiye Kupası'nı kazanmıştı.

Mancini, Galatasaray'da dönemin yönetimine, hedeflerini anlatmış, nasıl bu hedeflere ulaşacağını, neler gerektiğini bildirmişti ama işler Avrupa'da başka bizde başka ilerliyor, anlaşılıyor ve yaşanıyordu.

Mancini arzuladığı hedefine, planlı ve sistemli bir şekilde Galatasaray ardından 8 sene sonra muhteşem bir süreç ile yakalarken, Galatasaray onun ardından dokuzuncu tanıdık isim Fatih Terim  ile ilerlemeye çalışıyor. Türk futbolundaki diğer kulüpleri saymıyorum çünkü kupa ile taçlandırılmış bir zafer yok, apoletin adı ve yeri belli. Bizim kulüplerimiz kendi adlarına eğlenmek için bir araya geldikleri "Kulüpler Birliği'nde" okeye dördüncü araya dursun, tribünlerde hâlâ eskiye özlemle yakılan "Avrupa Fatihi Galatasaray" türküsü söylensin bir gerçek var ki! "Onlar Ay'a giderken biz inatla yaya" gidiyoruz.

Gelişmeyi sevmiyoruz, sistemi sevmiyoruz, adı ve tedavisi belli tedavileri futbolumuza uygulamıyoruz, borçları artan kulüplerin kapısına çoktan kilit vurmak varken, devlet ve siyaset tandemli ayakta kalmaya çalışıyoruz.

Evet! Beyler, futbolu yönetenler sizlere hayırlı işler, eğer ders almak isterseniz Mancini ve EURO2020 serüvenini tekrar tekrar izleyiniz. Özellikle siz TFF başkanı sayın Nihat Özdemir ve Milli takımlar direktörü Şenol Güneş sizler herkesten fazla en az dört kere daha izleyiniz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları