Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yalçın Toker

Yalçın Toker

Yazar

Nihal Atsız Bahçeli’ye diyor ki (II)

Yazıma geçen hafta kaldığım yerden devam ediyorum.. MHP’nin kurucusu Başbuğ Türkeş’in, Devlet Bahçeli’ye sorduğu Türkçülük sorularını nakletmiş, büyük Türkçü Nihal Atsız’ın sorularını yansıtmağa başlamıştım.. O yazımda Atsız hoca, “Türkçülüğü ayaklarımızın altına aldık..” diyen Tayyip Erdoğan’a, Bahçeli’nin siyasal destekçi olmasını değerlendiriyordu.. Bahçeli’nin partisinin birinci ilkesi olan Türkçülüğü kuran ve yaşatanların mazide çektikleri ıztırapları, tabutlukları falan tasvir etmeye başlamıştık, sıra II. Açık Mektubuna gelmişti..

II. AÇIK MEKTUP VE

1944 MİLLİYETÇİLİK

OLAYLARI..

Nihal Atsız, Türkçülük Ülküsünün sesi yaptığı Orkun dergisinin 16. sayısındaki ikinci “açık mektubu”nu yayınlamıştı. Ahmed Cevad Emre, Pertev Nailî Boratav, Sabahattin Ali ve Sadrettin Celâl’in komünizan faaliyetlerini belgeleriyle açıklayarak devrin Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’i istifaya davet etmişti.

Bu ikinci açık mektup üzerine yurt çapında millî bir galeyan uyanmıştı. Komünist faaliyetler ve bunlara göz yuman yöneticiler, milletçe protesto edilmekte, büyük gösteriler yapılmaktaydı. Yurdun her köşesinden de Atsız’a binlerce mektup ve telgraf yağmaktaydı.

Bu durumdan çok rahatsız olan Hükümet ve Bakan Hasan Ali Yücel, Atsız’ın özel Boğaziçi Lisesi’ndeki Edebiyat Öğretmenliği görevine son verdi. Bakanlar Kurulu da Orkun dergisini kapattı.

Başta Sabahattin Ali olmak üzere bazı yazarlar, Hasan Ali Yücel’in teşvikiyle, Atsız aleyhine hakaret davası açtılar. Duruşmaya katılmak üzere Ankara’ya giden Atsız, Türkçü gençler tarafından karşılandı. İlk duruşması 26 Nisan 1944’te yapıldı ve çok olaylı geçti.

Mayıs 1944’te yapılan ikinci duruşmaya gençler alınmadı. Bu yüzden Türk gençleri yine büyük gösteriler yaptılar. Gösterilere katılan yüzlerce kişi tevkif edildi. Böylelikle Sabahattin Ali ile Nihat Atsız arasındaki dava, “Komünizm - Türkçülük davası” haline getirilmiş oluyordu (*).

Davanın 9 Mayıs 1944’te yapılan karar oturumunda Atsız, Sabahattin Ali’ye “abvatan haini” dediği için 6 aya mahkûm edildi. Ceza, “millî tahrik” gerekçesiyle 4 aya indirildi ve tecil edildi. Sonra kültür tarihimize 1944 Milliyetçilik olayları adı ile kazınan asıl gelişmeler, İstanbul 1. Sıkıyönetim Mahkemesi’nde başlatıldı. Bütün Türkçü öğretmen, doktor, subay ve ilim adamlarının evleri aranıyor, suçlu görülenler tutuklanıp hapse atılıyorlardı. Hapishanelerde “Tabutluklar” adı verilen, hava alacak delikleri bile bulunmayan 2000 mumluk ampuller altındaki hücrelerde binbir işkenceye tabi tutularak sorgulandılar. Bu işkencelere tabi tutulanların sayısı 35’i buluyordu. Sorgulama sonunda Osman Yüksel Serdengeçti ve İlhan Darendelioğlu bazı tutuklular serbest bırakıldı. Geriye kalan 23 Türkçü hakkında Irkçılık ve Turancılık adı verilen dava açıldı.. Bu 23 Türkçü arasında Zeki Velidi Togan, Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Hüseyin Namık Orkun, Reha Oğuz Türkkan başta gelenlerdi. Tabii burada, dokuz ay devam eden Irkçılık ve Turancılık davasının bütün ayrıntı ve sonuçlarını anlatamayacağım..

Onun için, Türkçülük ideolojisinin günümüzdeki siyasal temsilcisi durumunda bulanan Bahçeli’ye sormakla yetineyim;

“Başbuğunuz Türkçülük ideali uğrunda tabutluklarda sürünü, binlerce ülkücü dava uğruna canlarını verdiler ve size bugünlerin ufku açıldı.. Siz ise bugün Milliyetçiliği ayaklarının altına alanlarla el elesiniz.. İçiniz rahat mı?”

Neyse konuya son vereyim.. Merak edenler kitaplarda okusunlar. (**)

NECİP FAZIL KISAKÜREK’in

RUHU ŞADOLSUN..

Evvelsi gün, Nihal Atsızlar, Peyami Safa’lar döneminin bir başka edebi şahsiyeti Necip Fazıl Kısakürek’in 35. ölüm günü idi.. Nur içinde yatsın Üstad.. Kendisi ile kitapçılık alanında pek çok birlikteliğimiz olmuştu. Toker Yayınlarını yeni kurduğum günlerde 10’larca kitabının ilk baskılarını ben yapmış, MHP’nin yayın organı Hergün’de birlikte makaleler, fıkralar yazmıştık.

26 Mayıs 1904 günü İstanbul’da doğan Üstad, 25 Mayıs 1983’te vefat etmişti.

Yukarıdaki fotoğrafta, o zamanki Hergün’ün Başyazarı ülkücü gazeteci Necdet Sevinç (sağda) ben Yalçın Toker (ortada) ve üstad Necip Fazıl Kısakürek(solda) Büyük Doğu dergisi bürosunda birlikteyiz.. Üstad o fotoğrafa kendi el yazısı ile “Yalçın Toker’e sevgi..” yazıp imzalamıştı (**).

--------------------------------------------------

(*) NİHAL ATSIZ/Sakin Öner..

Toker Yayınları-100 Büyük Edip ve Şair Dizisi

no: 32. www.tokeryayinlari.com

(**) İHTİLALLER VE DARBELER

ARASINDA ANILARIM Yalçın Toker..

Toker Yayınları- www.tokeryayinlari.com

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları