Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
A.Öner PEHLİVANOĞLU

A.Öner PEHLİVANOĞLU

BAKIŞ

NATO, Madrid zirvesi ve Türkiye

30 NATO üyesi ülkenin Devlet ve Hükümet Başkanları ile Avrupa Birliği Genel Sekreteri, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zelanda, Gürcistan ve Ukrayna Devlet ve Hükümet başkanları, 29-30 Haziran 2022 tarihlerinde NATO Madrid Zirvesi''nde bir araya gelecek.

Avrupa''da güvenlik algılamasını büyük ölçüde değiştiren, Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı kriz ortamında gerçekleşecek Madrid Zirvesi, NATO örgütünün 73 yıllık tarihinde en kritik zirvelerden biri olmaya aday.

2010 Lizbon zirvesinde kabul edilen NATO Stratejik Konsepti''nde öngörülen güvenlik beklentilerinin aksine yaşanan Ukrayna-Rus savaşı, Madrid Zirvesi''nin önemini artırıyor. 2010 tarihli Stratejik Konsept''in, "Açık Kapı  27. Paragrafında; "NATO''nun genişlemesi Müttefiklerinin güvenliklerine önemli katkılar yapmıştır; daha da genişleme fikri ve iş birliğine dayalı güvenlik ruhu Avrupa''nın bütününde istikrarı arttırmıştır. Bütün, özgür ve ortak değerlere sahip bir Avrupa hedefimiz, isteyen tüm Avrupa ülkelerini Avrupa-Atlantik yapısı içine entegre etmekle gerçekleşebilir." ifadesi ile NATO''nun genişleme ilkesi hedef olarak gösterilmiştir.

Stratejik Konsept''in 33. Paragrafında; "NATO-Rusya iş birliği ortak bir barış, istikrar ve güvenlik alanı yarattığı için stratejik önem taşımaktadır. NATO, Rusya için bir tehdit değildir. Bilakis, NATO ile Rusya arasında gerçek bir stratejik ortaklık görmek istiyoruz. Biz bu doğrultuda hareket edeceğiz ve Rusya''dan karşılık bekleyeceğiz." ifadesi yer almıştır.

Aynı belgenin 34. Paragrafında; "NATO-Rusya ilişkisi NATO-Rusya Kurucu Senedi''nin ve Roma Deklarasyonu''nun özellikle demokratik ilkelere ve Avrupa-Atlantik  bölgesindeki tüm devletlerin egemenlik, bağımsızlık, ve toprak bütünlüğüne saygı ile ilgili hedef, ilke ve taahhütlerine dayanır. Belirli konulardaki farklı görüşlere rağmen NATO ve Rusya''nın güvenliklerinin birbirine bağlı olduğuna ve karşılıklı güven, şeffaflık ve öngörülebilirliğe dayanan güçlü ve yapıcı bir ortaklığın güvenliğimiz açısından önemli olduğuna inanıyoruz." ifadeleri ile Rusya ile iş birliği öngörülmüştür.

Belgenin 35. Paragrafında, "Avrupa-Atlantik Ortaklık Konseyi ve Barış İçin Ortaklık, bütün, özgür ve barış içinde bir Avrupa vizyonumuzun temelini oluşturmaktadır. NATO-Ukrayna ve NATO-Gürcistan Komisyonları çerçevesinde, NATO''nun 2008 Bükreş zirvesinde aldığı karara dayanarak, ve her bir ülkenin Avrupa-Atlantik eğilimi veya umudunu göz önünde bulundurarak, Ukrayna ve Gürcistan ile ortaklıklarımızı geliştirmek ve sürdürmek;" ifadeleri ile Gürcistan ve Ukrayna ile entegrasyon hedeflenmiştir.

Özetle, Kasım 2010''da Lizbon''da kabul edilen NATO Stratejik Konsept''in 33 ve 34''üncü paragraflarında, Rusya, iş birliği, yapılabilecek bir ülke olarak değerlendirilirken, Rusya''nın Ukrayna''nın NATO üyeliğini kendi  güvenliği için tehdit olarak algılayarak Ukrayna''ya saldırısı, Rusya''yı hür dünyanın barış ve güvenliğini tehdit eden bir ülke konumuna getirmiştir. Bu bakımdan, Madrid Zirvesinin ana gündem maddesi, Rusya''nın yarattığı tehdit karşısında NATO''nun tutumunu saptamak olacaktır.

NATO BAKANLAR ZİRVESİ

NATO üyesi ülkelerin Savunma Bakanları, Madrid zirvesi ön hazırlığını yapmak üzere 15-16 Haziran 2022''de bir araya geldiler. AB, Gürcistan ve Ukrayna''nın da katıldığı Savunma Bakanları toplantılarının ardından açıklama yapan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg; "15-16 Haziran 2022 tarihlerinde toplanan Savunma Bakanları, Madrid zirvesi ile ilgili hazırlıklarını tamamladılar. Rusya''nın Ukrayna''ya saldırısı son on yılların en tehlikeli güvenlik sorununu yarattı. Oluşan güvenlik endişesi ve riske karşı NATO uzun süreli savunma ve karşı koyma yeteneğini arttırmak zorundadır. Madrid Zirvesinde, düne nazaran çok daha tehlikeli hale gelen dünyada NATO''nun daha güçlü ve etkin olması için gerekli kararları alacağız. Madrid zirvesi şu kilit konularda karar almış olacak;

"Rusya''nın yarattığı tehdit ortamında NATO''nun savunma ve caydırı yeteneğini güçlendirmek, Ukrayna ve tehdit altında bulunan partnerleri desteklemek, bu bağlamda, Madrid Zirvesine, Ukrayna, Gürcistan''da davet edilecek, 2010''da Lizbon''da kabul edilmiş olan NATO Stratejik Konsepti''nin Rusya''nın yarattığı tehdit karşısında güncellenmesi, NATO''nun güçlendirilmesi amacıyla ortaya çıkan  mali yükü paylaşmak ve gerekli kaynağı yaratmak, İsveç ve Finlandiya''nın NATO''ya üyelik konusundaki taleplerinin karar altına alınması, Çin''in Ukrayna krizi karşısındaki tutumu, Çin-Rus Hindistan ilişkileri ile Pasifik bölgesinde meydana gelen gelişmeler konularını kapsayacak." ifadelerini kullanmıştır.

NATO genel Sekreteri Jens Stoltenberg''in zirve öncesinde NATO''nun önemli bir ortağı olarak görülen AB Genel Sekreteri ile görüşmesi, Madrid''de alınacak kararların, askeri konular yanında, ekonomik ve siyasi boyutları ile ön plana çıkacağını işaret ediyor.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI

Rusya''nın Ukrayna''ya saldırısı Avrupa''daki güvenlik algılamasını değiştirdi ve küresel bazda, Soğuk Savaş öncesi yaşanan güvenlik endişelerini gündeme getirdi. Başta ABD olmak üzere bir çok NATO ülkesi, Ukrayna''ya silah ve askerî malzeme sağlamış olmalarına rağmen, Rusya''nın Ukrayna''da yarattığı büyük tahribatı ve katliamı önleyemedi. Ukrayna krizinde NATO etkili ve başarılı olamadı. Rusya''ya uygulanan ekonomik ve siyasi yaptırımlar yeterli olamadı. Rusya nükleer silâh tehdidi ile NATO''yu hareket edemez hale getirdi. Ukrayna''nın Rus saldırganlığı karşısında yalnız bırakılması, NATO''nun en önemli kuruluş ilkesi olan hür dünyanın güvenlik ve işbirliğini sağlayacak güvenlik sisteminin ağır hasar almasına yol açmış görünüyor. Madrid zirvesi bu algıya ve değerlendirmeye çözüm getirmek zorunda.

PASİFİK DÜNYASINDAKİ GELİŞMELER

Küresel bazda meydana gelen gelişmeler dikkate alındığında, NATO Stratejik konsept belgesinin, NATO''nun üye ülkelerinin işgal ettiği siyasi sınırların ötesini kapsayacak şekilde genişletilmesi bekleniyor. NATO temelinde Batı''nın oluşturduğu demokrasi cephesi karşısında, tek kutuplu dünyayı red eden Rusya, Çin ile demokrasi karşıtı cepheyi oluşturmuş durumda. Diğer yandan yükselen ekonomisi ve artan askerî gücü ile Çin, Uzak Doğu''da ABD''nin karşısında potansiyel bir tehdit olarak ortaya çıkmaktadır.. Zirveye, pasifik bölgesinden Japonya, Avustralya, Güney Kore ve Yeni Zelanda''nın davet edilmiş olması NATO''nun Pasifik bölgesine uzanacağının işareti olarak değerlendirilmektedir

Bu değerlendirme kapsamında, Madrid zirvesi soğuk savaştan sonra NATO ''nun en önemli zirvelerinden biri olacak. Madrid zirvesinde NATO için önümüzdeki yılların yol haritası çizilecek. Önemli bir konu; 1952 yılından beri NATO üyesi Türkiye, NATO''nun bu yeni yol haritasına ne kadar uyabilecek?

MADRİD ZİRVESİ VE TÜRKİYE

Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı krize rağmen her iki ülke Rusya ve Ukrayna ile siyasi ve ekonomik ilişkilerini sürdüren ve Batı dünyasının kararlaştırdığı Rusya''ya yönelik yaptırımları uygulamaktan kaçınan, Türkiye açısından Madrid zirvesi önemli hususları içeriyor.

Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle, ABD ve NATO üyesi ülkelerin tutumları ile Türkiye''nin çıkarları bir çok konuda çelişebilir. Madrid zirvesinde bu çelişkileri gidermek önem kazanacaktır.

İsveç ve Finlandiya NATO üyeliğine müracaat etti. Türkiye, söz konusu ülkelerin Türkiye''deki terörü yaratan PKK''ya destek olmaları nedeniyle çekimser. İsveç ve Finlandiya''nın NATO''ya katılma isteği karşısında Türkiye''nin ileri sürdüğü, söz konusu ülkelerin Türkiye''yi hedef alan terör örgütlerinin bu ülkelerdeki varlık ve faaliyetlerinin önlenmesi konusundaki istekleri Madrid Zirvesinde gündemin önemli maddesi olmaya aday.

NATO Genel Sekreteri, yaptığı açıklamada; "Türkiye''nin konu hakkındaki isteklerinin ciddiye alınması  gerektiğini" belirterek Türkiye görüşünü desteklediğini ifade etti. Türkiye''nin, ABD, Almanya ve bir çok Avrupa ülkelerinin PKK''ya destek olmalarına rağmen yalnız, İsveç ve Finlandiya''nın terörü desteklediğini ileri sürerek yalnız bu ülkelerin NATO üyeliklerine karşı çıkması yeterince güçlü bir argüman olarak görülmüyor. Zirve öncesinde görüşmeler devam ediyor.

Madrid Zirvesi''de, Türkiye ile Yunanistan arasında, siyasi gerginliğe neden olan, Yunanistan''ın, 1923 Lozan ve 1947 Paris Antlaşmalarına rağmen Ege adalarının silahlandırılmasının yarattığı, Türk-Yunan gerginliğinin taraflar arasında yapılacak ikili görüşmelerde gündeme gelebilir mi? Göreceğiz.

Diğer bir konu, çatışma bölgelerinden Türkiye''ye ve giderek Avrupa ülkelerine gitmeye çalışan sığınmacıların yarattığı sorunlar. Türkiye açısından, ekonomik, sosyal, istihdam ve güvenlik açısından ağır problem yaratan sığınmacı sorununa, Batı''nın katkısı ne olabilir? konusu Madrid zirvesinin önemli maddesi olmaya aday.

Batı ülkelerinde, Türkiye''nin, Yunanistan ile aralarındaki yıllanmış sorunların iç politik nedenler ile gündeme getirildiği yorumları yapılıyor. Zirvede konunun gündeme alınması mümkün görülmüyor. Ancak, zirvede konu hakkında taraflara sorunları barışçıl yaklaşım ile çözmeleri ve itidal telkininde bulunulması bekleniyor.

Türkiye, dış ilişkilerinde, diplomasinin öngördüğü kararlar yerine çoğu kez tartışılan politikaları sonucu bölgesinde yalnızlığa itilmiş durumda. Türkiye, Bu yalnızlıktan çıkmak ve dış politikada ulusal çıkarların gerektirdiği işbirliği yapacağı partnerler yaratmak zorunda. 

T.C., kuruluş felsefesinde yüzünü Batıya dönmüştür. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Batılılaşmanın hedef alındığı bu ulusal hedefi esas alarak Türkiye, başta NATO olmak üzere Batı kurumları ile ilişkilerini düzeltmek ve iyileştirmek zorundadır. Madrid zirvesinin bu konuda Türkiye için fırsat olarak değerlendirilmesi umuduyla.

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları