Narin vücutta 52 kurşun yarası

Mitolojiye göre bugün Samsun'un Terme ilçesinin yer aldığı topraklarda, yani Kuzey Anadolu'da yaşayan kadın savaşçılardan oluşan topluluk olan Amazonlar'ın prensesi Wonder Woman çizgi romanlara, filmlere konu oldu. Gerçi bu kadın kahraman Amerika'da yaratılmış da olsa, bir Anadolu kadınını konu almıştı Oysa bu topraklar üzerinde yaşamış öyle kadın kahramanlar vardı ki…  Onlar, yıllar içinde unutuldu gitti. Şimdi sizlere tarihin tozlu sayfalarında kalmış, 1915 yılındaki Çanakkale Savaşı'nda yaşanmış Türk kadınının kahramanlığından söz edeceğim.

2000'li yıllarda Türk bilim insanlarının Avusturalya ve Yeni Zelanda arşivlerinde yaptığı araştırmalar bu kahramanları tekrar gözler önüne serdi.

Belgelerde hayalet sanılan kadınlardan, vücudundaki kurşun yaralarına rağmen savaşmaya devam eden kadınlara, yani tüm efsanevi betimlemeleriyle Anzak askerlerinin hatıralarına konu olmuş keskin nişancı Türk kadınlarından bahsediliyor. İşte sizlere bu kahramanlardan birkaçı:

Savaşçı Türk kadınları, Anzak askerlerinin mektup ve hatıralarında sık sık yer bulmuş. Ancak bu hatıraların bir bölümü savaş koşullarında ruhsal çöküntüye bağlı hayal ürünleri olarak değerlendirilmiş.

Prof. Mete Tunçoku'nun "Çanakkale 915-Buzdağının Altı" adlı kitabında değindiği bu Anzak mektuplarında, Prof. Tunçoku'na göre aslında epey doğruluk payı mevcut. Örneğin dönemin Mısır gazetesi The Egyptian'da yer alan bir mektupta İskenderiye'de çarpışan asker ailesine şu cümlelerle sesleniyor:

"...şarapnel parçaları, makineli tüfek mermilerinin yanı sıra, pusuda ateş eden keskin nişancı kadın savaşçıların ateşi altında, adeta cehennemde ilerlemek gibi bir şeydi bizimkisi. Burada, pusuya yatıp çarpışan keskin nişancıların çoğu kadın veya kız. Kendilerini yeşile boyayıp ağaçlar ve bodur bitkilerle uyum sağlamışlar."

Bir başka efsane de Avustralyalı piyade er J.C. Davies'in annesine yazdığı, Prof. Tunçoku'nun araştırmalarına konu olan mektubunda gizli:

"Benim de vurulduğum 18 Mayıs 1915 günü, keskin nişancı bir Türk kızı pusuda çarpışıyordu. Gizlendiği yerden gün boyu ateş etti ve çok sayıda adamımızı vurdu. Ancak, gün batmadan, bir Avusturalyalı tarafından öldürülmesine gene de üzüldüm. Güzel, yapılı ve tahminen 19-21 yaşlarında genç bir kızdı. Bedeninde tam 52 kurşun yarası vardı."

Cephede olmayan nişancı kadınlar da vardı.

Amerika'da yayınlanan Times Gazetesi'nde yer alan bir başka mektup, Türk kadınlarının vatan savunması için her yeri cephe haline getirebildiklerini gösteriyordu:

"O, bir Türk kadın savaşçısıydı ve durmaksızın saklandığı evden ateş ediyor, evi boşaltıp teslim olmayı reddediyordu. Sonunda ele geçtiğinde, yanında yaşlı annesi ve çocuğu da vardı. Yakalanana kadar, bir pencereden ısrarla ve özellikle de subaylarımızı hedef alarak ateş etmişti. Sanıyorum öldürdüğü bazı kurbanlarını süngülemişti de. Üzerinde 16 askerimizin künyesini bulduk."

Çanakkale başta olmak üzere bu topraklar için mücadele etmiş, kan vermiş, can vermiş herkesi minnet, şükran ve rahmetle anıyoruz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları