Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
A.Öner PEHLİVANOĞLU

A.Öner PEHLİVANOĞLU

BAKIŞ

Mülteci sorun

Değerli okuyucular,

Bu bölümde, 2000'li yıllarda yaşanan mülteci sorununu inceleyeceğim.

Yazının hazırlanmasında mülteci konusunda uzmanlaşmış bir Avrupa kurumu olan "European Stability Initiative (Avrupa İstikrar Girişimi) Berlin merkezli düşünce kuruluşunun yayınlarından yararlandım.

 

1951 yılında kabul edilen Cenevre Mülteciler Sözleşmesi'nin kabulünün 70. Yıldönümü 28 temmuz 2021'de kutlanacak.70 yıldır, mülteci sorunlarının çözümlenmesinde esas alınan sözleşmenin varlığına rağmen, mülteci sorunları, bu gün, büyük acılar bırakarak devam etmektedir.

2000'li yıllarda ABD'nin başlattığı Büyük Ortadoğu Projesi ile Ortadoğu ülkelerinde yaşanan "Arap Baharları" sonucu, çatışma, şiddet ve zulüm sebebiyle zorla yerinden edilen kişilerin sayısı küresel çapta rekor düzeylere ulaşırken; Ortadoğu dahil bir çok ülkeden "Batı ülkelerine" yönelik göçün büyük ölçüde artmasına neden olmuştur. Bu bağlamda, Türkiye dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke olmayı sürdürmektedir. Türkiye, yaklaşık 3,6 milyon kayıtlı Suriyeli mültecinin yanı sıra 320.000 kadar diğer uyruklardan Mülteciler Sözleşmesi kapsamına giren kişiye de ev sahipliği yapmaktadır.  

 

Türkiye ve Mülteci sorunu;

Türkiye, uluslararası standartlara uygun etkin bir ulusal sığınma sistemi inşa edebilmek için 2000'li yıllarda, yasal ve kurumsal reformlar gerçekleştirmiştir. Bu bağlamda, 2013 Nisan ayında, Türkiye'nin ilk sığınma kanunu olan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından uygun bulunmuş ve 11 Nisan 2014'te yürürlüğe girmiştir. Kanun, Türkiye'nin ulusal sığınma sisteminin temel dayanaklarını ortaya koyup; politika oluşturma ve Türkiye'deki tüm yabancılara ilişkin işlemlerden sorumlu olan başlıca kurum olarak Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nü kurmuştur. Türkiye aynı zamanda, Türkiye'de geçici koruma sağlanan kişilerin hakları, yükümlülükleri ve bu kişilere ilişkin prosedürleri ortaya koyan Geçici Koruma Yönetmeliği'ni 22 Ekim 2014 tarihinde kabul etmiştir.

Türkiyede Suriyeli mülteciler

2013'den itibaren Suriye'de başlayan iç çatışmalar sonucu, 2013'de 11 milyon olan mülteci sayısı, 2019 yılında 20 milyon kişiye ulaşmıştır. 9 milyonluk sayısal artışın ortalama üçte biri Suriye'den Türkiye'ye göçün sayısal miktarını göstermektedir. Türkiye'deki geçici koruma altındaki kayıtlı Suriyeli sayısı 23 Haziran 2021 tarihi itibarıyla bir önceki aya göre 11 bin 766 kişi artarak toplam 3 milyon 684 bin 412 kişi olmuştur. Bu kişilerin 1 milyon 746 bin 253'ünü (%47,4) 0-18 yaş arası çocuklar oluşturuyor. 0-18 yaş arası çocukların ve kadınların toplam sayısı ise 2 milyon 609 bin 722 kişi. (%70,8)

Kamplarda Yaşayan Suriyelilerin Sayısı (Geçici Barınma Merkezleri)

23 Haziran 2021 tarihi itibarıyla geçici barınma merkezlerinde kalan Suriyelilerin sayısı 55 bin 972 kişi olarak açıklandı. Bu sayı geçen ay (26 Mayıs 2021) 56 bin 191 kişi, 2021'in başında 58 bin 752, 2020'nin başında 63 bin 247 kişi, 2019'un başında 143 bin 558 kişi, 2018'in başında ise 228 bin 251 kişiydi. Suriyelilerin yalnızca %1,5'u kamplarda yaşıyor.

Şehirlerde Yaşayan Suriyelilerin Sayısı

23 Haziran 2021 tarihi itibarıyla şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı 3 milyon 628 bin 440 kişi olarak açıklandı. Şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı geçen aya göre 11 bin 985 kişi arttı. Suriyelilerin %98,5'u şehirlerde yaşıyor. Suriyelilerin hangi şehirde yaşayacağına Göç İdaresi karar vermektedir. İstanbul başta olmak üzere bazı büyük şehirler Suriyeli alımına kapalıdır.

Suriyelilerin En Yoğun Olduğu İller

En çok Suriyeli barındıran şehir 527 bin 749 kişi ile İstanbul. İstanbul'u 451 bin 962 kişi ile Gaziantep, 435 bin 845 kişi ile Hatay takip ediyor. Suriyelilerin yerli nüfusa oranla en yoğun olduğu şehir ise %42,6 ile Kilis. Kilis'te 142 bin 792 Türk vatandaşına karşılık 105 bin 9 Suriyeli bulunuyor. Suriyeli yoğunluğunda Kilis'i %20,8 oran ile Hatay takip ediyor.

Küresel mülteci trafiğinde, bir köprü konumunda bulunan Anadolu coğrafyası, Türkiye'yi uluslararası mülteci sorunlarının merkezine oturtmuş durumdadır. 

Türkiye üzerinden, Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışan mültecilere sığınma va barınma olanağı sağlama yolunda göstermekte olduğu özveriye karşılık yakın komşuları da dahil AB ülkelerinden yeterli desteği almakta mıdır? Sorusu cevap bekliyor.

Sağlık ve esenlik dileklerimle.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları