Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
A.Öner PEHLİVANOĞLU

A.Öner PEHLİVANOĞLU

BAKIŞ

Mülteci meselesi

 

                                                               "scribo ergo sum"

 

Değerli okuyucular bu gün özetle, küresel bazda mülteci sorununu inceleyeceğiz.

 

İsviçre sınır dersleri

Viyana'da diş teknisyeni olan Bertold Berger, eşi ve çocukları ile 9/10 Kasım 1938 gecesinde Almanya ve Avusturya'da bir çok büyük şehirde Yahudilerin canı ve mallarına yönelik kitlesel saldırıların yaşandığı "kristal gece" dehşetini öğrenince,  sığınacakları tek yer olarak değerlendirdikleri İsviçre'ye sığınmaya geçmeye karar verir. "Kristal gece"yi izleyen günlerde, Avusturya-İsviçre sınırını geçerek İsviçre'ye kaçarlar. İsviçre makamlarına sığınma talebinde bulunan Bertold Berger'e İsviçre makamları olumsuz cevap verir. Berger ailesi iltica için Uruguay'a müracaat eder. Uruguay vizesi gecikince, İsviçre tüm aileyi "Üçüncü İmparatorluk-Nazi İmparatorluğu'na" geri gönderir. Nazi yönetimi Berger ve ailesini çocukları ile birlikte bir ölüm kampında öldürür.

Bertold Berger ve ailesi, Yahudi oldukları için öldürülmüştür. Bertold Berger ve ailesi, "Üçüncü İmparatorluk topraklarından" kaçtıkları için öldürülmüştür. Bertold Berger ve ailesi, İsviçre'den iltica talebinde bulundukları için öldürülmüştür. Aynı nedenle, iltica talepleri İsviçre tarafından red edilip Almanya'ya iade edilen on binlerce kişi Almanya tarfından öldürülmüştür. Berger ailesi gibi iltica talepleri hakları red edilip Almanya'ya iade edilen on binlerin öldürülmeleri diğer devletleri iltica hakkını tartışmalarına neden olur.

1951'den önce, "İltica veya sığınma" devletler tarafından kendi takdirlerine bağlı bir hak olarak görülmektedir. İltica talebi ve sığınma hakkında herhangi bir evrensel kriter yoktur. II Dünya Harbi dışında kalan ve mülteciler için güvenli bir sığınak olan İsviçre iltica talebinde bulunanlar hakkında;

"Siyasi mülteciler, ilk sorgulandığında... kanıt sunabilen yabancılar sınır dışı edilemez. Yahudiler gibi ırk temelinde sığınma arayanlar ise siyasi mülteci olarak kabul edilmezler." kararı verir. Bu karara dayanarak, tüm İkinci Dünya Savaşı boyunca İsviçre sadece birkaç yüz kişiyi "siyasi mülteci" olarak kabul etmiştir. Nazi teröründen korunmak isteyen Yahudiler, "çok fazla ve çok farklı" ilkesi ileri sürülerek İsviçre'den dışlanmışlardır. Aslında, II. Dünya Harbi içinde, İsviçre, aralarında Almanya ve Avusturya'dan 2.203 Yahudi'nin de bulunduğu, 21.000 Avrupalı ​​Yahudiyi mülteci statüsü vermeden barındırmıştır.

II. Dünya Savaşı sonrasında "insan hakları" kavramı ön plana çıkmıştır.10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne (İHEB)  dayanarak, bireyin temel hak ve özgürlüklerini koruma altına alacak yasal düzenlemeler kabul edilir. Bildirgede yer alan hemen bütün haklar hakkında çeşitli takip, denetim ve yaptırım araç ve mekanizmaları Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmeleri ile koruma altına alınır.

 1948'de kabul edilen İHEB, madde 14'de "iltica hakkı" temel bir insan hakkı olarak sayılmış ve bu maddeye dayalı olarak 1951 yılında, Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair BM Sözleşmesi 1951 Cenevre'de kabul edilmiştir. Türkiye'nin de taraf olduğu ve imzaladığı sözleşme, günümüz iltica / mülteci hukukunun temel belgesi ve dayanağı, hatta Magna Carta'sı olarak kabul edilmektedir.

28 Temmuz 2021'de Cenevre Mülteciler Sözleşmesi'nin kabulünün 70. Yıldönümünü kutlayacağız. 70. Yılını kutlayacağımız CMS-51'in varlığına rağmen, mülteci sorunu küresel bazda büyük acılar bırakarak devam etmektedir.

II. Dünya Harbi içinde ve sonrasında ve özellikle, 2002'li yıllarda ABD'nin başlattığı Büyük Ortadoğu Projesi ile Ortadoğu ülkelerinde yaşanan "Arap Baharları" Ortadoğu'dan Batı ülkelerine yönelik göçün büyük ölçüde artmasına neden olmuştur. 2013'ten itibaren Suriye'de başlayan iç çatışmalar sonucu, 2013'te 11 milyon olan mülteci sayısı, 2019 yılında 20 milyon kişiye ulaşmıştır. 9 milyonluk sayısal artışın  ortalama üçte biri Suriye'den Türkiye'ye göçün sayısal miktarını göstermektedir.

Türkiyede Suriyeli mülteciler

Türkiye'deki geçici koruma altındaki kayıtlı Suriyeli sayısı 23 Haziran 2021 tarihi itibarıyla bir önceki aya göre 11 bin 766 kişi artarak toplam 3 milyon 684 bin 412 kişi oldu. Bu kişilerin 1 milyon 746 bin 253'ünü (%47,4) 0-18 yaş arası çocuklar oluşturuyor. 0-18 yaş arası çocukların ve kadınların toplam sayısı ise 2 milyon 609 bin 722 kişi. (%70,8)

Kamplarda Yaşayan Suriyelilerin sayısı (Geçici barınma merkezleri)

23 Haziran 2021 tarihi itibarıyla geçici barınma merkezlerinde kalan Suriyelilerin sayısı 55 bin 972 kişi olarak açıklandı. Bu sayı geçen ay (26 Mayıs 2021) 56 bin 191 kişi, 2021'in başında 58 bin 752, 2020'nin başında 63 bin 247 kişi, 2019'un başında 143 bin 558 kişi, 2018'in başında ise 228 bin 251 kişiydi. Suriyelilerin yalnızca %1,5'u kamplarda yaşıyor.

Şehirlerde Yaşayan Suriyelilerin Sayısı

23 Haziran 2021 tarihi itibarıyla şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı 3 milyon 628 bin 440 kişi olarak açıklandı. Şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı geçen aya göre 11 bin 985 kişi arttı. Suriyelilerin %98,5'u şehirlerde yaşıyor. Suriyelilerin hangi şehirde yaşayacağına Göç İdaresi karar vermektedir. İstanbul başta olmak üzere bazı büyük şehirler Suriyeli alımına kapalıdır.

Suriyelilerin En Yoğun Olduğu İller

En çok Suriyeli barındıran şehir 527 bin 749 kişi ile İstanbul. İstanbul'u 451 bin 962 kişi ile Gaziantep, 435 bin 845 kişi ile Hatay takip ediyor. Suriyelilerin yerli nüfusa oranla en yoğun olduğu şehir ise %42,6 ile Kilis. Kilis'te 142 bin 792 Türk vatandaşına karşılık 105 bin 9 Suriyeli bulunuyor. Suriyeli yoğunluğunda Kilis'i %20,8 oran ile Hatay takip ediyor.

Küresel mülteci trafiğinde, bir köprü konumunda bulunan Anadolu coğrafyası, Türkiye'yi uluslararası mülteci hareketlerinin merkezine oturtmuş durumdadır. Anadolu'dan sonra, Avrupa ülkelerine ulaşma konusunda Ege ve Akdeniz Türkiye'yi kaçınılmaz bir mülteci arteri haline getirmektedir.

Türkiye üzerinden, Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışan mültecilere sığınma va barınma olanağı sağlama yolunda büyük fedakarlık göstermekte olan Türkiye, yakın komşuları dahil AB ülkelerinden yeterli desteği almakta mıdır? Soruyu olumlu olarak cevaplandırmak zordur.

Sağlık ve esenlik dileklerimle,

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları