Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
A.Öner PEHLİVANOĞLU

A.Öner PEHLİVANOĞLU

BAKIŞ

Misyoner karargahları

1850 yılında Sultan Abdülmecid tarafından çıkarılan fermanda "müslüman, hıristiyan, yahudi ve diğer bütün dini ve etnik unsurlar kanun önünde eşit statü" kazanmış, Protestanlar ayrı bir millet olarak tanınmış, devlet katında diğer uluslar gibi eşit hürriyet ve korunma hakkı elde etmişlerdir. Ferman-ı Hümayun'un getirdiği yeni şartlar sonucu; 1850 yılında Antep, Musul, 1853 yılında Arapkir, 1854 yılında Kayseri ve Tokat, 1855'te Sivas Harput, Elazığ ve Halep, 1856'da İzmit Antakya, Urfa, 1857'de Diyarbakır Merzifon, 1858 de Edirne, Bitlis ve Mardin, 1863'te Adana ve 1872'de Van'da misyoner karargahları açılır.

Basım yayım

Misyonerlik faaaliyetlerinde basım ve yayının önemini dikkate alan misyonerler, kitap basım ve yayınına ağırlık verir. Misyonerler önce Osmanlı halklarının dilini, dinini, örf ve adetlerini öğrenir sonra hızla okullar açmaya ve bu halkların konuştuğu dillerde İncil, dini kitap ve okul kitabı  çevirileri yaparak basıp dağıtmaya başlar. İngilizler tarafından sömürgeleştirilmiş olan Malta adası 1800'lerin başında misyonerlerin ilk durağı haline getirilir ve 1822 yılında burada Akdeniz bölgesine dağıtılmak üzere yedi ayrı dilde baskı yapan bir matbaa kurulur, bu matbaada on yıl içinde 350.000 kitap basılarak dağıtılır.

Amerikalı misyonerlerin dinî yayın faaliyetlerine paralel bir başka gelişme İncil'in ve diğer dinî kitapların basımı ve dağıtımı amacıyla 7 Mart 1804'te Londra'da kurulan Britanya ve Yabancı Ülkeler İncil Cemiyeti'nin 1823 yılında İstanbul'da bir şube açarak yayın faaliyetine başlamış olmasıdır

1833 yılında Malta adasından İzmir'e taşınmış olan misyoner matbaası, 1850'li yıllarda İstanbul'a getirilir, 1858 yılında basım işleri Amerikan ve İngiliz İncil cemiyetlerinin ortak sorumluluğuna bırakılır. Sonraki yıllarda, Malta adasındaki matbaanın misyonerlerin faaliyet bölgesine taşınması kararlaştırılır, Arap harfler ile basımı yapan kısmı Beyrut'a, diğer dillerde baskı yapan kısmı İzmir'e nakledilir. İzmir'de bir gazete çıkarılmaya başlanır, böylece İzmir İstanbul'dan sonra önemli misyoner üssü haline gelir.

1872 yılında İstanbul'da İncil evi inşa edilir, bu bina, Amerikan board'un, merkezi Londra'da bulunan Britanya yabancı ülkeler incil cemiyeti ile Türkiye'ye yardım cemiyetinin Osmanlı imparatorluğundaki faaliyetlerinin merkezi haline getirilir. 1874'ten itibaren İncil evinden Orta Doğu'nun her yerine 22 dilde İncil gönderilmiş ve matbaada yılda 5 milyon sayfadan fazla baskı yapılıp dağıtılmıştır. 1900'lü yıllarda bu matbaada yapılan baskı sayısı yılda 30 milyon sayfaya ulaşmıştır

Sağlık hizmetleri,

Misyonerler başlangıçtan itibaren her sınıftan insana yaklaşmanın en iyi yolunun eğitim faaliyetleri dışında, sağlık hizmetleri sunmak olduğunu anlamış, ilk dönemlerde kaderci anlayışları ve gavurlara karşı geleneksel ön yargıları nedeniyle sağlık kurumlarından uzak duran Türkler dahil Osmanlı tebaası daha sonraları erkek ve kadın ayırım yapmaksızın sağlık kurumlarına başvurmuştur.  Edinilen tecrübe ve bilgi sonucu İstanbul, Merzifon, Kayseri, Sivas, Erzurum, Harput, Van, Antep, Mardin ve Diyarbakır'da hastane açılmış bu hastanelerde Amerikalı doktor ve hemşirelerle birlikte Ermeni doktorlar hemşireler ve hasta bakıcılar çalışmıştır. Antep Amerikan hastanesi bir tıp fakültesi gibi görev yapmış ve 1903 yılına kadar buradan 224 doktor mezun olmuştur.

Eğitim faaliyetleri

Amerikan misyonerleri elçiliklerinden de yardım görerek özellikle Suriye, Beyrut, Van, Bitlis, Harput, Antep, Adana, Maraş, Mardin, Merzifon gibi vilayetlerde okullar açmıştır. Amerikalılar'ın Osmanlı Devleti'nde açtıkları ilk kolej 1824'te Beyrut'taki "Syrian Protestant College"dir. 1900 yılında  162 misyoner, 127 kilise, 438 okulda 22.545 üğrenci okumaktadır. 1913 itibariyle toplam 450 okul hizmet vermektedir. Sadece Harput'ta 7 okulları vardır.

Misyonerlerin açtığı okullar gayrimüslim nüfusun devlete karşı ayaklanmalarında önemli rol oynamışlardır. Bu okullarda Ermenileri eğittikten sonra silahlandırıp onlara bir devlet kurma vaadinde bulunurlar ve Osmanlı Devletine karşı isyana teşvik ederler. İsyan İngiliz Konsolosunun raporlarına da yansır. İngiliz Konsolos Williams, raporunda şöyle anlatır: "Amerika misyoneri Dr. Regnault ile birlikte Ermeni asilerin savunduğu iki yeri gördüm. Korunma usulleri beni şaşırttı. Kendileri, İran'dan yardım kuvvetleri gelinceye kadar on gün dayanacaklarını söylediler. Bunlar arasında Amerika, Rus, Bulgar uyruklu olanları da vardı. Asilerin toplamı 600'e çıkar."

Okullar

Osmanlı Devletinde göze çarpan belli başlı misyoner okulları; Robert Kolej,1863, Tarsus Amerikan Koleji Mersin - 1876, Fırat Koleji: Harput - 1878, Anadolu Koleji: Merzifon - 1886. Bu okullara ek olarak 1878'de Mersinde st. Antuan Katolik Koleji,  1882'de Maraş'ta Merkezi Kız Koleji 1888'de Tarsus'ta Aziz Pavlus Enstitüsü, 1890'da İstanbul'da İstanbul Kız Koleji ve 1903'te İzmir'de  Uluslararası Kolej kurulmuştur.

Osmanlı Devleti'nin önce kapitülasyanlar daha sonra, 1839'da Islahat Fermanı  ile gayrimüslim tebaya verdiği ayrıcalıklar ve özellikle Osmanlı yönetimi görevlilerinin yabancıların ülke içindeki faaaliyetlerine karşı kayıtsız davranışları Misyonerlik faaliyetlerinin hızlı yayılmasında etkili olmuştur. Asıl amaçlarını gizleyerek,  ilk olarak Lübnan, Suriye ve Doğu Anadolu'daki tarihi eserleri onarma gerekçeleriyle ülkemize gelen misyonerler gündemlerindeki faaliyetlerini sürdürür. Öncelikle Ermeni cemaati üzerinde etkili olan misyonerler, Ermenileri Protestanlaştırma gayretleri yanında, Süryani ve Nasturilere de yardım edip bölgede sağladıkları silah, cephane ve askeri eğitim yardımında bulunarak Osmanlı Devletine karşı isyana teşvik ederler. Hıristiyanlığı yayma, hıristiyanlığı İslamın pençesinden ve karanlığından kurtarma amacıyla başlayan misyonerlik faaliyetleri bulunduğu bölgede etnik ayrımcılık idealinin yaratıcısı ve destekleyicisi olmuşlardır.

200 yıl önce başlayan Amerikan Protestan misyonerlik faaliyetleri incelendiğinde, bu faaliyetlerin ABD Başkanı Wilson'un I. Dünya Harbi sonrasında dünyada kurulmasını istediği düzeni tanımlayan prensiplerin 12. Maddesinde yer alan; "Bugünkü Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Türk  kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınmalı, Türk yönetimindeki öbür uluslara da her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır. " hükümleri ile paralellik gösterdiği görülmektedir.

Osmanlı tebaası gayrimüslimlerden yaklaşık 50.000 Ermeni Grogeryan mezhebinden Protestanlığa geçmiş, zaman içinde misyonerlerin teşvik ve desteği ile binlerce Ermeni, Osmanlı Devletine  ayaklanmıştır.

Amerika'nın bu gün, 200 yıl önce misyoner faaliyetleri nedeni ile bulunduğu bölgelerde varlığını koruduğu; ABD'nin, Ortadoğu'yu kapsayan, Lübnan, Suriye, Irak, Filistin ve Doğu Anadolu coğrafyasındaki hedef ve politikasında herhangi bir değişiklik olmadığı görülmektedir. ABD misyonerlik faaliyetleri, ABD'nin hedeflerini sağlayacak şekilde, ABD ile yapılan 1947 tarihli eğitim işbirliği anlaşması ile şekil ve kimlik değiştirerek 21. Yüzyılda devam etmektedir. Misyonerlik faaliyetlerinin ülke içinde devşirilen (1913'de 1.299 kişi), yandaş kişiler tarafından sürdürüldüğü bir çok olayda kendini göstermiştir.

*

Ülkelere yönelik politikalar saptanırken, geçmişte yaşanan olayların dikkate alınması kaçınılmazdır. ABD'nin bölgeye yönelik politikalarının misyoner faaliyetleri ile başladığını görüyoruz.

İnanç bireyin tercih ettiği bir değer olması bakımından diğer kişilerin buna müdahale hakkının olmaması gerekir. Ancak misyonerlerin inanç konusu gerisinde etnik ayrıcalık ve ayrışmayı hedef alan ulusun birliği ve ülkenin bütünlüğüne yönelik faaliyetlerin faturası ağır olmuştur, kabul edilemez.

Esenlik dileklerimle,

Osmanlı imparatorluğunda 1850-1913 yıllarında misyoner sayısı ve kurumlarında artış.

 

KONU/YILLAR

1850

1913

MİSYONER SAYISI

38

209

YERLİ ELEMAN

25

1.299

AÇILAN KLİSE

7

163

KAZANILAN CEMAAT ÜYESİ

237

15.348

AÇILAN OKUL SAYISI

7

450

ÖĞRENCİ SAYISI

112

25.922

 

Değerli okuyucular

ABD misyonerlerinin Osmanlı devleti aleyhindeki etnik ve ayrılıkçı hareketleri destekleyen faaliyetleri aşağıdaki link dosyasında okuyucunun istifadesine sunulmuştur.

Cumhuriyet döneminde, misyoner faaliyetleri yasaklanmış olmasına rağmen 2. Dünya Harbi sonrasında 1947'de imzalanan Türk-ABD Eğitim işbirliği anlaşması, ABD Misyonerlik idealinin gerçekleşmesi için gerekli şartları sağlamıştır. ABD ile 27 Aralık 1947 tarihinde imzalanan "Fulbright" Anlaşması, Türk Milli Eğitim sistemini altüst eden, Türkiye'yi parçalayacak alt yapıyı oluşturan ve Atatürk'ün Türk Milliyetçiliği fikir sistemini yok etmeyi planlayan bir anlaşma olarak yorumlanmaktadır

 Link; MİSYONERİN OSMANLI ALEYHİNDEKİ  FAALİYETLERİ.docx

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları