Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mehlika Figen Yazar

Mehlika Figen Yazar

Sonsuz Bilinç

Masal kuşu Anka'nın hikayesi

Masal kuşu Anka'yı bilmeyen yoktur sanırım. Bu mitolojik hayvanın sadece dünyada bir tane olduğunu ve cinsiyetinin olmadığını biliyor muydunuz? Aslında her bir efsane, her bir masal, çok  büyük öğretileri de beraberinde getirir. Mitolojik efsaneler asırlar boyunca insanlığa ışık tutmuş, bir şekilde kendi içsel felsefemize rehberlik etmiştir.

Peki bu Anka kuşu efsanesi nedir ve  neyi anlatmaya çalışıyor?

Gelin isterseniz bunu birlikte öğrenelim.

Zümrüdü Anka, diğer adıyla Simurg ilk olarak Pers mitolojisinde ortaya çıkmıştı. Türkiye'de de "Tuğrul Kuşu"  olarak adlandırılan bu kuş daha sonra bütün ülkelerdeki kültürlere yayılarak efsanelerde sıkça yer almaya başlamıştı. Efsanelere göre Anka Kuşu Kaf Dağı'nın tepesinde Bilgi Ağacı'nda direkleri abanoz, sandal ve öd ağacından yapılmış köşke benzer bir yuvada yaşarmış. Her şeyi bilirmiş ve bu yüzden kuşlar ona ne danışırlarsa çözüme kavuşturacağına inanırlarmış. Aynı zamanda Zümrüdü Anka ne zaman öleceğini de bilirmiş. Öleceğini anladığı an ağacın kuru dallarıyla kendine bir kafes örer dışını da ne olduğu bilinmeyen bir sıvıyla kaplarmış. Daha sonra kafesin içerisine girerek Güneş'in kavurucu ateşiyle alev almayı beklermiş. Tamamen küle dönüşene kadar yanar sonra tekrar küllerinden doğarmış. Bu nedenle çok uzun ömürlü bir kuş olduğunu, onu gerçek hayatta görenlerin mutluluğa ulaşacaklarını söylerlermiş.

Günlerden bir gün kuşların başına çözümü olmayan bir dert gelmiş. Kuşlar ne kadar düşünürlerse düşünsünler bir türlü kurtuluşu bulamıyorlarmış. En sonunda Anka Kuşu'na danışmaya karar vermişler. Ancak kuşlardan henüz Anka Kuşu'nu hiç gören olmamış. Bu da akıllarında onun aslında hiç var olmadığı fikrini doğurmuş. Günlerce Anka Kuşu'nun gelip kendilerini kurtarmalarını beklemişler. Ama ne gelen varmış ne giden... Tam pes etmek üzereyken bir işaret gelmiş. Ülkenin birinde Anka Kuşu'nun kanadından bir tüy bulmuşlar. Bu işaret bir anda bütün kuşların umudu olmuş. Hep birlikte Kaf Dağı'nın zirvelerine giderek Anka Kuşu'nu bulmayı planlamışlar. Ancak yolculuk onlar için zorlu bir süreçmiş. Çünkü dağa ulaşmak için 7 vadiden geçmeleri gerekiyormuş.

2- Aşk Vadisi

Sisten göz gözü görmeyen bir vadiye ulaşmışlar. Bu yüzden dağı, taşı, tepeyi farklı görmeye başlamışlar. Ağaçlar kuğuya,  yollar sülüne dönüşmüş kalplerine söz geçiremez olmuşlar. Yine kayıplar vererek bu vadiden de ayrılmışlar.

3- Cehalet Vadisi

Yolculuk devam ediyormuş ve bu sefer de cehalet vadisine gelmişler. Artık yorulmaya da başlamışlar.  "Ne gerek vardı bunca yolu bir hiç uğruna gitmeye. Boş veririz her şeyi olur biter diyorlarmış". Akıllarında yer kaplayacak diye hiçbir şey düşünmüyorlarmış. Sonra düşünmedikçe hafiflediklerinin farkına varmışlar. Daha çok hafiflemek için düşünmeyi reddetmişler. Ta ki akıllarındaki her şeyi unutana kadar.

4- İnançsızlık Vadisi

Yol uzadıkça uzuyormuş. Kuşlarda asla tepeye ulaşamayacakları fikri doğmaya başlamış. Bazıları verdikleri kayıpları öne sürerek gidene kadar herkesi kaybedeceklerini söylüyorlarmış. Bazıları da Anka Kuşu'nun hiç var olmadığını, boş yere umutlandıklarını söyleyerek geri dönmeyi teklif ediyorlarmış ve onlar bu yüzden bir sonraki vadiyi görememişler.

5- Yalnızlık Vadisi

Kuşlardan bazıları o vadiye sadece kendileri ulaşmış gibi bir hisse kapılmışlar. Her şeyi kendileri yapıyorlarmış.  Kendi başlarına avlanıyor, kendi başlarına uçuyor ve yine kendi başlarına yolu bulmaya çalışıyorlarmış. Grupta birlik olmadığı için de hiçbir şeyde başarı elde edemiyorlarmış. Birlik olanlar ise güçlerini birleştirerek bir sonraki vadiye doğru yol almaya başlamışlar.

6- Dedikodu Vadisi

Vadiden fısıltı sesleri yükseliyormuş. En arkadaki kuş bir fısıltı duymuş. Fısıltı ona Anka Kuşu'nun yeniden doğarken tüylerinin yandığını söylemiş.. Hemen bunu bir öndekine aktarmış. Öndeki kuş da diğerine Anka Kuşu'nun tüylerinin çıkmadığını söylemiş. Diğeri, tüyleri olmadığı için saklandığını iletmiş. Bir diğeri, tüyleri olmadığı için hırçınlaştığını herkese saldırdığını söylemiş. Onun önündeki; Anka Kuşu'nun artık buna dayanamayarak kendini öldürdüğünü, bu yüzden gitmeye gerek kalmadığını söylemiş. Bu söylentiler kuşlar arasında böyle sürüp gitmiş. İnananlar kalmış, inanamayanlar yollarına devam etmişler.

7- Ben Vadisi

Herkes lider olmak istiyormuş. Herkesin kendi bildikleri doğruymuş ve yolu ancak kendileri bulabilirlermiş. Öne geçip yol göstermek için aralarında kıyasıya bir rekabet başlamış. Vadinin dağlarında, taşlarında "ben" sesleri yankılanıyormuş. Bunda ısrarcı olanlar kendi yollarına giderek kayıplara karışmışlar.

Nihayet yolculuk sona ermiş ve Kaf Dağı'nın zirvesine ulaşmışlar. Yalnız geriye sadece 30 kuş kalmış. Yuvaya vardıklarında aslında Anka kuşunun  diğer adı olan Simurg'un 30 kuş demek olduğunu anlamışlar. Yani bilge olan, çözüme ulaştıracak olan onlarmış.

Herkes bedeninde Anka Kuşunu yaratacak güce sahip olsa da buna ancak sabredenlerin, asla pes etmeyenlerin ulaşacaklarını anlamışlar. Yaptıkları yolculuk Anka Kuşu'na gibi gözükse de aslında kendilerineymiş. Onlar 7 vadi ve 7 zorlu aşamayı atlatarak özlerine ulaşmakla birlikte hepsi birer Anka Kuşu'na dönüşmüşler çünkü.

İşte burada şunu da fark edebiliriz. Bir Anka'ya dönüştümüzde %100 yaratım frekansı dediğimiz özel bir alanda işlevsel oluruz. Bunu nasıl mı yaparız? Tabiki imajinasyon ile. Gözünüzde kendinizi bir anka kuşu olarak hayal edin ve gökyüzünde bu şekilde uçun. Bunu sürekli yapın. Bir süre  sonra kendinizde neler olduğuna inanamayacaksınız.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları