Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Şahin ŞİMŞEK

Şahin ŞİMŞEK

MERCEK

Marketlere ceza yağdı

Değerli okurlarım

Geçtiğimiz günlerde köşemize Türkiye'deki Market Sorununu taşımıştık. Burada sistemli bir guruplaşma olduğu ve birtakım planların işletilmeye çalışıldığından bahsetmiştik. Biliyorsunuz, bu mesele artık yalnızca Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı ekonomik bir sorun değil, Cumhurbaşkanımızın da bu konuya müdahil olmasıyla siyasi bir sorun haline geldi. Nasıl gelmesin, markete girip yüzlerce lira harcayıp evine yalnızca temel gıda malzemesi alabilen vatandaş artık isyan ediyor bu piyasaya, bu fiyatlara, bu marketlere. Ama bu durumun böyle gidemeyeceği açık.

Bu meseleyi biraz daha açmadan önce şundan bahsedelim. Öncelikle bir vatandaş olarak, bir insan olarak prensibimiz şudur, büyük, küçük ya da orta ölçekli her işletme çarkını döndürebilsin. Döndürebilsin ki hem evine ekmek götürebilsin hem de ülke ekonomisine katkıda bulunabilsin. Birileri pastanın tamamına yakınına sahipken birileri ekmeğin kırıntısına muhtaç kalmasın. Bu hem ahlaki bir prensiptir hem de bir ülke ancak böyle adaletli bir piyasa ortamında kalkınabilir. Yalnızca birkaç büyük şirketin piyasayı kendi arasında paylaştığı, diğerlerinin iflasla boğuştuğu bir sistem hiçbir fayda vermez, ileri değil geri götürür. Ve götürüyor da! Bunları hep söyledik söylüyoruz. Bu aynı zamanda Hakk'ın da yoludur, İslam'ın da işaret ettiğidir. Zenginleşmek elbette kötü değildir. Allah herkese daha çok versin. Fakat siz bütün piyasayı -bir şekilde- elinize geçirmiş zenginleşirken birileri yani vatandaş fiyatların altında eziliyor. Krizin pençesinde kıvranıyor. Bunu nasıl görmezden gelir de fırsatçılığınıza devam edersiniz? Ahlak nerede? Vicdan nerede? Üzerinden para kazandığınız vatanınıza ve vatandaşınıza da ne kadar bağlı olduğunuzu gösteriyorsunuz böylelikle. Hele ki bu fırsatçılık zulmü, bu hayırsız ve haksız kazancınız yüce dinimiz İslam'da da yasaklanmış ve tel'in edildiği açıkken bunu yapıyorsunuz. Bir de dolar yükseldi fiyatlar o yüzden böyle demezler mi! Yahu dolar indiğinde niye inmiyor o zaman bu fiyatlar? Bunu sorduğumuzda da dalga geçer gibi "zaten yine çıkacak etiketi değiştirmeye değmez" derler. Pişkinliğin bu kadarı...

Bu çetenin piyasa ve millet üzerinde böylesine utanmazca oynadığı bu oyunu bir örnekle daha kısaca özetleyelim. Özetleyelim ki vatandaşımız görsün bilsin. Mesela temel gıda ürünü olan patatesi ele alalım. Bu marketler üreticiden patatesin hepsini alıyor. Böylece üretici kendi malını satacak alan bırakmıyor. Çünkü adamın malının hepsini almış. Büyük firma olduğu için de uygun fiyatı verip alabiliyor ürünü. Üretici de ne yapsın iyi kötü bir fiyat verildiğinde malını satmak zorunda ki evine ekmek götürebilsin. İşte bu muhtaçlıktan yararlanıyor bu çeteler... Neticede ürünün hepsini alıyor, ama  market raflarına bir miktarını koyuyor. Rafa koyduğu ürünü de yüksek bir fiyattan koyuyor tabii... Sanki piyasada patates kıtlığı varmış gibi davranıyor.  Neticede olan yine garibana, vatandaşa oluyor.

Tabii bu çark böyle dönmeyecek elbet. Birkaç aydır ülke gündeminde tartışılıyor. Millette farkındalık oluşmaya başladı. Vatandaş artık ses yükseltiyor. Neticede Cumhurbaşkanımız bu konuya el attı. Net bir dille bu çeteleşmenin karşısında olduğunu ve ne olursa olsun bunlarla mücadele edileceğini söyledi. Ayrıca tezgahlanan bu oyunun arka planında "kuklayı tutan elleri" işaret etti. Daha önce de söyledik. Belli ki düğmeye basılmış ve Türkiye yeni bir operasyonla karşı karşıya bırakılıyor. 15 Temmuz sonrası dışardan yapılan sistemli ve yıpratıcı saldırılar bugün artık son bir ekonomik "darbe"ye hazırlanıyor gibi. Gördüğümüz ve defaaten uyarmak isterdiğimiz şey de budur. Bunun önüne bedeli her ne olursa olsun geçilmelidir. Bazı marketlere son dönemde kesilen maddi cezalar bunun bir göstergesi olsa da belli ki muhataplar tarafından iyi anlaşılmamış. Madem öyle mücadele yöntemi sertleştirilmelidir. Tıpkı daha önce FETÖ'yle yapıldığı gibi bu gerekirse mal varlıklarına el koyulur, hazineye devri sağlanır. İş artık bu boyuta geldi. Sadece vatandaşın sabrı değil devletin sabrı da sınanıyor. Hamdolsun bu konuyla ilgili önceki yazımız hem halk nezdinde hem de devletin en üst kademelerine kadar yankı buldu. Umarız bu yazımızda işaret ettiğimiz noktalar da adresini bulur. Bu sorun daha da yıkıcı bir hale gelmeden çözülür. O halde yazımızı Ziya Paşa'nın ünlü sözüyle bitirelim:

Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir!

Kalın Sağlıcakla.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları