Sürekli tartışma konusu olmuştur; "Amerika'yı; Floransalı Amerigo Vespucci mi, yoksa Cenovalı Kristof Kolomb mu keşfetti?" diye. Her ne kadar adı Amerigo Vespucci'den gelse de, Amerika'ya ilk ayak basanın Kristof Kolomb olduğu üzerinde durulur.
Gerçi Amerika'ya Kolomb'dan önce de gidenler olmuştu. Bunların başında, 11. yüzyılda Leif Eriksson'un komutasında Amerika'ya ulaştıkları rivayet edilen Vikingler geliyordu. Kolomb, 1470'li yılların sonunda İzlanda'ya gittiğinde Vikingler'in Amerika macerasını öğrendi.
Cenovalı denizci, Lizbon'a döndükten sonra araştırmaya koyuldu. Çünki başta Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'nun batısı Osmanlı denizcilerinin elindeydi. Dolayısıyla "baharat yolu" ile "ipek yolu" karadan ve denizden Türkler'in elinde olduğu için ticaret yolları kapanmıştı.
Çözüm için Marko Polo'nun Doğu seyahati ile ilgili hatıraları başta olmak üzere birçok kitap okudu. Batı'ya giderek yeni topraklara ulaşıldığını anlatan rivayetleri de inceledi. Sonraki senelerde İrlanda'da bulunduğu sırada, Aziz Brendan'ın Amerika yolculuğu ile ilgili rivayetleri de araştırdı.
Kolomb, 1484'te Portekiz Kralı'na başvurarak Batı'dan denizyoluyla Doğu'ya ulaşabilmesi için gemi istedi. Ancak bu teklifi reddedildi. Çıkmayı tasarladığı deniz yolculuğu için geniş bir araştırma yapmıştı. Fakat bir türlü finansör bulamamıştı.
Avrupa'da çıkacağı seferi finanse edecek hükümdar bulamayınca, çaresiz bir şekilde Osmanlı İmparatoru İkinci Bayezid'e müracaat etti. Söylentilere göre hükümdarın huzuruna bir papazın refakatinde çıktı, "Sultan'ın adına yeni ülkeler keşfedebilmek için" emrine gemiler verilmesini rica etti. İkinci Bayezid, karşısına çıkan denizcinin hayalperest olduğunu düşünerek bu talebi reddetti.
Kolomb, çaldığı bütün kapılar yüzüne kapanmasına rağmen pes etmedi. 1486'da İspanyol kral ve kraliçesine müracaat etti, bir komisyon kuruldu ve Kolomb'un teklifini dört yıl sonra bu komisyon da geri çevirdi.
İhtiyacı olan desteği bir türlü bulamayan Kolomb, 1492 Ocak'ında İngiltere ve Fransa krallarından yardım istemek için bu memleketlere gittiği sırada, İspanya sarayı, yolculuğun masraflarını karşılayacağını duyurdu. Kolomb hemen İspanya'ya döndü, 3 Ağustos 1492'de üç gemi ile denize açıldı. O senenin 12 Ekim'inde Bahama Adaları'ndan Guanahani'ye ulaştı, ardından Küba'yı gördü, ancak Küba'yı Japonya zannetti. Kolomb, Haiti'ye vardıktan sonra İspanya'ya geri döndü ve sonraki senelerde Amerika'ya üç yolculuk daha yaptı.
Kristof Kolomb, Amerika'ya ulaşmış ama keşfettiği yerleri Asya'nın doğu kıyıları zannetmiş, hattâ bir yolunu bularak Kudüs'ü Müslümanlar'dan geri alma plânları bile yapmıştı. 1506'da öldüğünde, gittiği toprakların bilinmeyen bir kıt'a olduğunu hâlâ farketmemişti...
Kristof Kolomb'un Amerika keşfinden sonra, İspanya'ya dönüşünde karaya çıktığı noktada dev bir heykeli inşa edildi. Bu görkemli ve güzel heykel Rafael Atche tarafından yapılmıştır. Heykelin bulunduğu alan zaten oldukça de görsel ve oldukça güzel bir alandır. Ağaçlarla çevrilmiş ve oldukça da işlek bir alanda yer almaktadır heykel. Bu görkemli ve güzel heykel Rafael Atche tarafından yapılmıştır. Heykelin bulunduğu alan zaten oldukça de görsel ve oldukça güzel bir alandır. Ağaçlarla çevrilmiş ve oldukça da işlek bir alanda yer almaktadır.1888 Uluslararası Barselona Fuarı için yapılmış 60 metre yüksekliğindeki bu heykelin sütunu içerisinde bir asansör bulunur. Bu asansör sayesinde heykelin tepesindeki seyir terasından Barselona'yı izleyebilirsiniz. Ayrıca yanlardaki ikişerli 4 merdive vardır. Bu merdivenlerin yanlarında konumlanmış 8 aslanın otururken kalkmaya hazırlanmış pozisyonda ve diğer yarısı da ayaktadır? Bu aslanların bir bütünün içinde bir anlamı vardır. Aslan figürlerinin oturur pozisyonda olmasının barışı simgelediği öne sürülür.
Ancak, barış figürleriyle süslü bu sömürgeciliğin en büyük temsilcisinin heykelinin elinin Amerikayı gösterdiği iletilir. Aksilik bu ya Amerika'yı iç etmiş sömürgeciliğin ağa babası Kristof Kolomb'un eli Amerika'yı değil de, asıl işaret ettiği yön; "Kusursuz ve kuşkusuz Cezayir'i gösteriyor!" olmasıdır. Yani Amerika'dan sonra sömürgecilerin gözü Batı Afrika kıyılarındadır. Gerçi yetkililer bu yanlışın, heykelin sisli bir günde dikilmesinden kaynaklandığı öne sürülürse de, pek itibar edilmez.
