Kovit Bakışaçısı
Neredeyse iki yıl dolacak pandemi sürecinin başlaması. Nereden nereye geldik ve ne değişti hayatımızda?
Öncelikle korku odaklı olmayı öğrendik bu pandemide.
Maskeleri takmazsak sanki bedenimizde eksik bir şey varmış hissi bizi ele geçirdi.
Aşı dışında hiç bir çözüm yokmuş algısını katılaştırdık.
Hatta tek bir virüs ile değil de, sürekli belirli periyotlarda mutasyona uğrayan kendini değiştiren bir virüsle karşı karşıya gelmişiz algısı, sanki aşı olmanın olmazsa olmaz gerekli bakış açısını zihinlerimize kazımamıza neden oldu.
Bu süreçten çok fazla insan zengin oldu ve hayatı değişti, ancak bir yandan da çok fazla insan iflas etti ve ülke ekonomileri çöktü.
Dengeler değişti ve kovit insan hayatının en büyük kabusuymuş, enerjisi tüm insanlığı bir sis bulutu gibi sardı.
Artık insanlar daha çabuk güdülmeye yönetilmeye başlandı. Çünkü korkuyorlardı.
Peki hiç düşündünüz mü?
Ya korkulacak şekilde değilse bu süreç? İlk çıktığı günden beri ölenlerin sayısı iyileşenlerin sayısından daha az olmuşken, neden başından beri bu kadar karamsar tablo çiziliyor? Arkasında yatan sebep ne?
Peki ne yapacağız? Bu süreci nasıl en az hasarla atlatacağız?
Öncelikle herkesin her söylediğini sorgulamadan gerçek olacak kabul etmeyeceğiz. Sorgulamayan toplum yenilmeye mahkumdur sözündeki gibi olmayacağız.
Hatta benim bu yazdıklarımı da kesinlikle sorgulayın. Sonra da kendinize soru sorun;
" Gerçekten bu realitenin ötesinde ben neyi biliyorum?
Burada neyi fark etsem bu durumlar düzelebilir?
Bu durumun çözülmesi için şimdi bana ne gerekir?"
Bakın farkındaysanız sadece soru sorduk. Cevabını vermedik. Cevap bize kollektif sistemden gelecek. İster kollektif bilinç deyin, ister ilahi sistem, kuantum alanı, evren... Her ne derseniz deyin cevabın size geleceğini bilin. Evet yanlış duymadınız. Sorunun cevabı, olasılıklar denizinden bizim bile bilmediğimiz o sonsuzluk bilgi kütüphanesinden gelecek olması gerçek.
Cevaplar bizi sadece limitte bırakır. Ancak bu sürece bilgece ve bilinçten yaklaşabilmemiz için sadece soru sormak yeterli. Güçlü ve farkındalık yaratacak sorular.
İşte o zaman bu kaosta yolumuzu kaybetmişken gerçek rotamızı bulmaya başlayabiliriz. Yoksa öbür türlü toplum düzen noktalarının bizlere dayattığı realitelerin içinde kendimizi sıkışmış hissederiz.
İçimizdeki ilahi bilgeliğe kendimizi açmayı seçelim sevgili okuyucularım. Çünkü bu alanda korku yok. Çaresizlik yok. İçsel rehberimizin bizim için en iyi çözümlerin sunduğu kocaman bir bilgi kütüphanesi var.
"Nasıl olacak peki?" diye sorarsanız aslında çok kolay. Sadece izin vererek. Evet yanlış duymadınız. İç sesinizin sesine kulak vererek. O zaten hep orada. Bizim onu dinlememizi bekliyor. Her zaman hazır ve bilgilerini sunmak için sabırsızlanıyor. Sonra bir bakmışsınız ki hiç ummadığınız bir anda çözümler gelmiş sizi bulmuş. Neden olmasın ki? Denemeye değmez mi?