Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mehlika Figen Yazar

Mehlika Figen Yazar

Sonsuz Bilinç

Kovidli günlerde bilinçli olmak

Yeniden karantina günleri geri geldi. Her defasında azalacak diyoruz. Kesin artık bitecek diyoruz ama bir türlü bitmiyor bu kovid. Peki nedir bu kadar uzun süren sebep?

Kimisi yeteri kadar önlem alınmadığını söylüyor, kimisi de büyük güçlerin bir oyunu olduğunu iddia ediyor.  

Ancak burada gerçek olan bir durum varsa o da hissettiğimiz hislerdir. 

Daha takıntılı olma hali, korku kaygı, sosyal mesafe adı altında birbirimizden uzaklaşmamız, ister istemez bedenimizdeki bazı hormonların salgılanmasına da engel olabiliyor.  Her zaman sıcak ve samimi ilişkiler, sarılmalar, kucaklaşmalar ister istemez içimizdeki o sevgi enerjisinin fışkırmasına, dolayısıyla da bedenimizin daha yüksek frekansta olmasına neden olur.

Peki şimdi ne oluyor?

Hiç biri yok. Korku her birimizin bedenini ele geçirmiş durumda. Sosyallik bitti ve  yalnızlaştırıldık. Kurallar içinde kendi hapishanemizin içine sıkışıp kaldık.

Böylelikle kovidden daha önemli bir hastalık ortaya çıkmış oldu. Depresyon, panikatak ve anksıyete. Bu durumların izleri kovid bitse bile yıllarca bedenlerimiz de kalabilir. Özellikle kalabalık fobisi ya da aşırı temiz olma durumu, sarılamama gibi.

İşte "önlem alın" dedikleri için bunun doğru olduğunu düşündük ve hep bu şekilde sağlıklı kalmaya çalıştık.

Hâlbuki sağlıklı olmanın en etkili yolu beslenme ile birlikte ruhumuzun iyi hissetmesinden de geçer. 

Her zaman beden, zihin ve ruh bir bütündür. Sağlığımızın çözümünü bu üç alanda bulmaya yönelmeliyiz. Çünkü insanoğlu bir makine değildir. Duyguları ve hisleri vardır ve bu durum direk sağlığımız ile ilgilidir.

En önemlisi iyi hissetme hali bedenimizin mutluluk hormonlarının salgılanmasına bu da bağışıklık sistemimiz dahil her bir hücremizin frekansının yükselerek bedenimizin daha sağlıklı kalmasına neden olur. Bırakın kovid virüsünü bütün bakteri ve virüsler de dahil bu frekansta olan bir bedende asla etkili olamaz. Ancak baktığımızda maalesef  hiç kimse bu bilinçte değil.

Şimdi bir de bu duruma enerji boyutundaki bilinçten bakalım. "Herşey bir enerji" diyoruz ya kuantum fiziğinde.  "Moleküler düzeyde her bir maddenin bir frekans titreşimi vardır" diyoruz. Çünkü kuantum çekim yasası tektir.

"Bakış açımız realitemizi oluşturur. Realitemiz bakış açımızı değil."

Bu şu demektir. Ben neye odaklı olursam o enerjiyi büyütürüm. Eğer bir durumdan korkarsam o alanın enerjisini şarj eder gibi çoğaltırım ve tezahür etmesini sağlarım. O nedenle odaklandığımız her ne ise aslında biz oyuzdur.  Bu çerçeveden baktığımızda medyada sürekli felaket haberleri verilmesi hep olumsuz olan eleştiri ve yargılarin olması ister istemez bizleri farkında olmadan çok etkisi altına almaya başlamıştır. Bazı şeyleri özellikle basında çıkan her şeyi sorgulamadan kabul etme eğilimindeyizdir. "Herkes aynı şeyi söylüyorsa bu doğrudur" deriz.  Kendi içimizdeki bilgelik kütüphanemizin süzgecinden  geçirmeyi unuturuz.

Peki ne yapacağız?  Burada bilinçli olmak tek çıkış yol. Salgın hastalıkları kendi gücümüzden daha büyük yaparsak o alanın realitesini yaratırız.

O nedenle maske takarak dışarı çıksak da yine de iyi hissederek güne başlayalım. Her zaman kendimizi daha iyi hissettiğimize inandıralım. Íçimizdeki çocuk enerjisini aktive edelim. Günümüzü neşeli ve eğlenceli geçirmeye programlayalım. O zaman ne demek istediğimi daha iyi fark edeceksinizdir. Sağlıklı ve neşeli günler dilerim.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları