Kadınların sorunları katlanarak artıyor

Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi tarafından gerçekleştirilen "Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması"nın 2022 sonuçları açıklandı. Saha çalışmaları Frekans Araştırma tarafından 23 ilde gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre "şiddet" halen kadınların toplumdaki en büyük sorunu!

Bu yıl sekizincisi gerçekleştirilen araştırmanın 2022 yılı sonuçları, araştırmayı gerçekleştiren Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mary Lou O'Neil ve Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu'nun katıldığı bir basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı.

2015'ten beri düzenli olarak yapılan araştırmanın saha çalışması, Frekans Araştırma tarafından Haziran-Temmuz 2021 ve Ocak-Şubat 2022 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Araştırma için 23 farklı ildeki 18 yaş ve üzeri, Türkiye kent nüfusu temsil eden 2 bin 499 kişiyle görüşüldü.

Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da katılımcıların "Kadınların toplumda yaşadığı en büyük sorunlar size göre nelerdir?" sorusuna en çok "şiddet" cevabını verdi. Bu araştırma serisi başlatıldığından beri hep ilk sırada çıkan sorunun yıllar içindeki artışı da dikkat çekiyor: 2021-22'de erkeklere oranla daha fazla sayıda kadın bu sorunu listesinin en üst sırasına yerleştiriyor: Kadınların %70'i şiddeti ilk sırada belirtirken erkeklerin %63'ü de kadınların yaşadığı en büyük sorunlarda birinci sıraya şiddeti koyuyor.

"Kadınların toplumda yaşadığı en büyük sorunlar" sıralamasında diğerlerine göre %7'yle çok büyük bir üstünlüğe sahip olan şiddet sorununu, %7'yle işsizlik, %5,4'le eğitimsizlik, %5,1'le sokakta baskı ve taciz, %4'le aile baskısı, %4'le kadın-erkek eşitsizliği ve %2,4'le çevre-mahalle baskısı takip ediyor.

"Sizce devlet kadınları şiddete karşı korumak için yeteri kadar önlem alıyor mu?" sorusu karşısında katılımcıların %87'sinin devletin kadınları korumak için yeterli önlem almadığı konusunda hemfikir olduğu gözlemleniyor. Erkeklerin %83'ü devletin yeterli önlemleri almadığını düşünürken, kadınların %87'si devlet tarafından uygulanan önlemleri erkeklere oranla daha da yetersiz bulduğu görülüyor.

İstanbul Sözleşmesi'nden çıkış kararına desteğin ise düşük olduğu kaydediliyor. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkış kararının kadınların geleceği için kötü olacağını düşünenler de %58'le daha yüksek çoğunluğu oluşturuyor.

Araştırmanın sürdürüldüğü yıllar içinde aile içi şiddetin boşanma için yeterli sebep olduğu, aile bütünlüğü veya düzeni için göz ardı edilecek bir unsur olmadığı düşüncesine destek oranı artış gösterdi. 2016'da %63 olarak kaydedilen bu oranın 2022'de %77 olduğu görülüyor. Buna paralel olarak "Bir erkek ailesinin dirlik ve düzeni için zaman zaman şiddete başvurabilir" diye düşünenlerin oranı yıllar içinde %14'ten %4'e geriliyor.

Bireylerin eğitim seviyesi arttıkça, şiddetin boşanma için yeterli sebep olduğu, aile bütünlüğü veya düzeni için göz ardı edilecek bir unsur olmadığı düşüncesine destek oranı da İlkokul: %69, Lise: %73, Yüksekokul: %77 ile artıyor. Buna ilaveten "boşanmış bir kadının iffetinin eski kocasını ilgilendirmediği" görüşü, tüm eğitim seviyelerinde %70'in üstünde gözlemleniyor.

Sıra kadınların kürtaj hakkına geldiğinde, kürtaj karşıtı tutumların son iki yıldaki katılımcı guruplarda azaldığı gözlemleniyor. "Kürtaj kadının en temel haklarındandır, yasaklanamaz" diyenlerin oranı 2016'da %43,6 olarak kaydedilmişken 2021'de %56,2; 2022'de de %51,7 olarak kaydediliyor. Erkek ve kadın katılımcılar bazında incelediğimizde de geçtiğimiz yıllar içerisinde "kürtajın bir hak olduğu ve yasaklanamayacağına" dair tutumda yükseliş olurken, "günah olduğu için yasaklanmalı" diyenlerde ise düşüş görülüyor.

Her ne kadar katılımcılar arasında erkeklerin yaklaşık 3'te biri, kadınların ise 4'te biri "Politika erkek işidir" görüşünde olsalar da siyasetçiler arasından kadın sayısının artması talebine ve kadın hakları ile sorunlarının siyaset gündeminde önceliklenmesi konusuna hem kadın hem de erkek cephelerinden destek giderek yükseliyor. Siyasi partilerde daha fazla kadın görmek isteyenlerin oranı son iki yılda erkekler arasında %60-67 olarak kaydedilirken bu oran kadınlar arasında %79-77 olarak karşılık buluyor. Katılımcıların yarıdan fazlası kadın siyasetçilerin sayısındaki artışın, kadınların erkeklerle eşit şartlara sahip olduklarının bir göstergesi olacağını düşünüyor.

Peki, Türkiye'de kadın-erkek eşitliğinden söz etmek mümkün mü? Toplumda şu anda kadınlar ve erkekler eşit hak ve imkânlara sahip mi? Katılımcıların "Türkiye'de kadınların ve erkeklerin eşit hak ve imkânlara sahip olduğu" düşüncesine verdiği destek yıllar içinde hem kadın hem de erkekler arasında düşüş göstermiş. Ülkemizde kadın-erkek eşitliğinin varlığını savunan erkeklerin oranı 2015'te %38 iken 2022'de bu oran %22'ye geriliyor. Aynı fikirdeki kadınların oranı da yıllar içerisinde %20'den %11'e düşüyor.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları