Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mehmet Eyüp Yardımcı

Mehmet Eyüp Yardımcı

Yazar

İSTANBUL

"Byzantion", "Augusta Antonina", "Nova Roma", "Konstantinopolis", "İslambol" ve "İstanbul"…

Seveni, şiir yazanı, beste yapanı, elinde bavulu ile Haydarpaşa Garı''ndan inip, denize bakarak "Ulen İstanbul, seni yeneceğim!" diyeni çok…

İstanbul, derin bir tarihî geçmişe ve çok çeşitli köklü bir kültüre sahiptir. Başkent oluşu, milyonlarca insanın hayatında derin izler bırakışı bir yandan da hakkında efsaneler oluşmasına sebeb olmuştur.

İşte! bu "efsaneler hazinesinden" birkaç örnek;

Melek ve Kartal

İstanbul''un kuruluşu ile ilgili Hans Hermann Russack''ın "İstanbul ve Efsaneleri" adlı makalesinde şu efsane yer almaktadır.

Krizopolis''te (Üsküdar) rakibi Licinus''u yenen Konstantinos, bir gece rüyasında Roma İmparatorluğu''nun batmak üzere olduğunu gördü. İmparator, eski Roma''nın temelini kuran Ene''nin memleketi Ilion''a (Truva) gidip orada yeni başkentini kurmaya karar verdi. Bu arada, Roma''ya beşik olan Truva, eskisinden de güzel yapılacak ve Roma şehriyle imparatorluğunun yıkılmasından bu suretle kaçınılacaktı.

Kayser Konstantinos, Ajaks''ın mezarını merkez tutarak bizzat yeni başkentinin hudutlarını çizmeye başladı. Duvarlar yükseliyor, şehrin kapıları meydana çıkmaya başlıyordu. Tam o sırada Kayser bir rüya daha gördü. Paçavralara bürünmüş bir kadın kendisinden giyecek dileniyordu.

Tabirciler Kaysere, başka bir yıkık şehri tekrar meydana getirmesini söylediler. Konstantinos son ve kesin zaferini kazandığı Khalkedon''u (Kadıköy) hatırladı ve Truva''nın yarı tamamlanmış duvar ve kulelerini olduğu gibi bırakarak, Khalkedon''da yeniden ölçüp biçmeye başladı. Fakat gökten inen görkemli bir kartal, Kayserin elinden ölçü ipini kaptı ve denizi aşarak eski Bizans şehrinin kapısı önüne bıraktı.

Konstantinos Tanrı''nın işaretini anlamakta gecikmedi ve kartalın ölçü ipini düşürdüğü Bizans duvarları önünde tekrar işe koyulup yeni Roma''nın hudutlarını çizmeye başladı. Elinde mızrağı, ağır ağır yeni başkentinin hudutlarını adımlıyordu.

Maiyeti, imparatorun denizden denize, Haliç ile Marmara arasındaki bomboş tarlalar üzerinde ne kadar geniş bir hudut adımladığına hayret etmeye başladı; "Efendimiz, daha nereye kadar gideceğiz?" diye sorduklarında, Konstantinos cevap verdi: "Önümden giden duruncaya kadar!" Çünkü imparatorun önünde, maiyetinin göremediği bir melek, durmadan yol gösteriyordu. Nihayet melek, Marmara kıyılarına gelince durdu ve imparator oraya mızrağını saplayarak şehrin hududunu çizmiş oldu.

İstanbul''un ilk hududu böyle çizildi ve surlar bu ilahi işarete göre inşa edildi. Bizans imparatorları, efsanede geçen kartalı imparatorluklarının simgesi hâline getirmişler.

Bir başka efsane ise İstanbul''un meşhur siluetlerinden olan "Kız Kulesi" ile ilgilidir.

Kız Kulesi ya da Leandros ve Hero''nun Aşkı

Günümüzde pek çok İstanbullunun, İstanbul''u ziyaret edenlerin mutlaka görmek istediği, Kadıköy''den Eminönü''ne vapurla geçerken, her selfinin arka planı olan Kız Kulesi, İstanbul Boğazı''nın Marmara Denizi''ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş bir yapı.

Kız Kulesi''nin bir özelliği de, Üsküdar''da Bizans devrinden kalan tek eser olmasıdır.

Bazı Avrupalı tarihçilere göre "Leandros Kulesi".

Çok eski zamanlarda, Üsküdar sırtlarında, aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit adına yapılmış büyük bir tapınak vardı. İşte, efsaneye konu olan, güzelliği dillere destan Hero, genç kızların rahibelik yaptığı bu tapınakta, kumrulara bakmakla görevliydi. Her sene, ilkbaharda tabiatı süsleyen, güzelleştiren tanrıça adına bir bayram yapılırdı. Bu ilkbahar şenliğine çevre şehirlerden, kasabalardan akın akın insanlar gelir, bayram süresince yenilir, içilir, eğlenirlerdi.

Boğaz''ın öteki yakasında oturan Leandros adlı yakışıklı delikanlı da hayatında ilk kez bu bayrama katılmak üzere tapınağa geldi. Afrodit onun yakarışlarını duymuş olmalı ki karşısına güzeller güzeli Hero''yu çıkardı. İki genç birbirlerini görür görmez âşık olmuşlardı. Ama aralarında aşılması güç bir engel vardı. Bu engel İstanbul Boğazı''ydı… Leandros yaşadığı şehre dönmeden önce sevgilisine, aralarındaki denizin aşklarına engel olamayacağını söyledi. Eğer Hero, denizin durgun olduğu gecelerde kulede bir ışık yakarsa, Leandros yüzerek onun yanına gelebilirdi. Gerçekten de yaz boyunca iki sevgili denizin durgun olduğu her gece buluştular. Fakat yaz bitti, kış yaklaştı. Ilık esintiler yerini şiddetli rüzgârlara bıraktı. Denizin çırpıntıları birbirini izleyen iri dalgalara dönüştü.

Bir sabah Hero, Leandros''u uğurlarken artık iki kıyı arasında yüzmenin tehlikeli olacağını söyleyerek sevgilisine bir süre gelmemesi için yalvardı. Leandros istemese de ona verdiği sözü tuttu. Ama Hero''ya olan özlemi gün geçtikçe büyüyordu. Kederini, acılarını azaltmak için her akşam oturup karşı kıyıyı seyrediyordu. Yine böyle bir akşam kulede yanan ışığı gördü. Sevgilisinin çağırdığını düşünerek kendini hırçın dalgaların içine bırakıverdi. Oysa ışığı yakan Hero değil, iki sevgilinin gizli gizli buluştuğunu fark eden tapınak yöneticilerinden biriydi. Hero''ya kavuşacak olmanın heyecanı içindeki zavallı Leandros, bir yandan azgın dalgalarla boğuşuyor, bir yandan ışığı yitirmemeye çalışıyordu. Tam Üsküdar kıyılarına yaklaşmışken ışık birden söndü. Denizin ortasında acımasız bir karanlığa gömüldü Leandros. Önce rüzgârdan söndüğünü sandığı ışığın yeniden yanmasını bekledi, fakat ışık bir daha yanmadı ve Leandros dev dalgaların arasında kayboldu.

Ertesi sabah Hero''nun cansız bedenini de tapınağın altındaki kayalıklarda buldular. Sevgilisinin ölümüne dayanamamış ona kavuşmuştu. Zamanla Leandros''un İstanbul Boğazı''nda kaybolduğu yerde bir kayalık oluştu. İşte Kız Kulesi, Leandros''la Hero''nun anısına burada inşa edildi.

Sokaklarında tarih kokan, efsaneleriyle gelecek nesillere emanet bırakacağımız bu kadim kent, dün, bugün ve yarın her daim ilgi odağı olmaya devam edecektir.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları