Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Durmuş Çelen

Durmuş Çelen

EKOPOLİTİK

İktidara giden yol (2)

Peşine düştüğümüz yeni dünya düzenini de bu iki ana faktör mü belirleyecek? Yoksa insanlığı ve doğal olarak ulus dev letleri mutlu kılacak yeni düzeni farklı ve yeni unsurlar mı belirleyecek?

Yeni dünya düzenini ne belirleyecek?

Bu türde sorulara verilecek cevap hem evet hem de hayır.Yeni dünya düzenini belirleyecek faktörlerin ba şında elbette ekonomik güç geliyor.Fakat küresel ekono mik güç dağılımında ciddi bir dönüşüm eği limi görülüyor.

2030 yılında Çin''in ekonomik büyüklük olarak ABD''yi geçeceği tahmin edilen dün yada,en büyük 10 ekonomi arasında bu gün için yükselen pazarlar (emerging ) olarak nitelenen 6 ekonominin yer alacağı öngörülüyor.Bu büyük güçlerin önemli bir kısmı Do ğu''dan,Asya Pasifik''ten olacak (Çin,Hindistan,Endonezya,Japonya,Rusya)

Denklemde Batılı aktörler olarak sadece ABD, Alman ya ve İngiltere kalırken, Brezilya ve Meksika''nın da listede yer al ması bekleniyor.2030 itibarıyla bugünün yükselen ve gelişen pazarlara sahip ekono milerin GSMH''lerinin günümüzün gelişmiş ekonomilerinden 3 kat daha fazla artacağı öngörülüyor.

Yeni Dünya düzenini belirleyecek ikinci önemli unsur ise nüfus artışı ve şehirleş me olacak.

Küresel ısınma,iklim değişikliği ve kirlilik gibi küre sel çevre sorunlarının yaratacağı yarattığı zorlukların baskısı altında ve bü yük şehirlerde yaşayan bu nüfusun tüke tim alışkanlıkları,hayat beklentileri,eği tim seviyeleri ve elbette korkuları yeni dünya düzeni nin belirlenmesinde etkili olacak.

Türkiye''nin bu yeni dünya düzeninde yeri ne olacak?

Türkiye''yi bu büyük dönüşümün dışında tutmak elbette ki mümkün değil. Neredeyse geçtiğimiz yüz yıl boyunca kim lik arayışı temelinde,sürekli bir rekabet ve mücadele içerisinde,Batı ile Doğu arasın daki sıkışıp kalmış bir görünüm sergileyen Türkiye''nin du rumu,gerçekleşmesi bekle nen küresel sosyal,siyasal ve ekonomik eğilimlerden doğrudan etkilenecek.

Dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasın da yer alan Türkiye''nin 1980''lerin ikinci yarısından itibaren hızlı bir şehirleşme sü recine girdiği,hayatın sağlıksız ve kontrol süz biçimde büyüyen şehirlere kaydığı gö rülüyor.Küresel alana açılma,birer dünya vatandaşı ol ma beklentisine sahip genç nüfus,beka tehdidi,dini, kültürel ve ulusal kimlik arayışları arasında sıkışıp kalmış bir durumda.

Genç nüfusun eğitim beklentileri, 20.yüz yılın söylem ve pratiklerine hapis olmuş müfredatlar,artan sayıda üniversite sayısı na rağmen bu kurumların verdikleri eği tim ve diplomaların toplumsal beklenti ve gerçeklerle ne kadar uyumlu olduğu,me zunlarını bilgi ve bi lişim çağına ne düzey de yaklaştırdığı soruları ışığın da sorgulanı yor.

Coğrafya temelli siyasal ve güvenlik sorun larına odaklı siyaset yapma alışkanlığı,bir türlü kurulama yan güvenlik-özgürlük den gesini daha karmaşık bir hale sokuyor ve küresel resme odaklanılmasına imkân tanı mıyor.Kriz bağımlısı,zaman zaman ''yalnız'' ama ''değerli'' oyuncu söylemlerine dayalı bir dış poli tika yürütülmesinin olumsuz etkileri ise hızla deği şen dünyanın deği şim ve dönüşümlerinden uzaklaşma ihti malini bünyesinde barındırıyor.

Tuhaf zamanların sarsıcı ve uyuşturucu etkisinden çıkmanın yolu,Endüstri Sonrası Çağ''ın yeni gerçekle riyle yüzleşirken aklını kullanmayı becerebilen nesil ler yetiştirmekten geçiyor.Hikâye anlatıcıları nın yıkı cı etkisinden bir an önce çıkmak ancak bu şekilde mümkün olabilir. Z Jene rasyonu''nun dinamizmine ve beklentileri ne cevap verecek küresel bir siyasal düze nin kurulması gerekiyor.

Türkiye gibi yükselme ile çöküş senaryola rı arasında sıkışıp kalmış bir aktörün eko nomik, siyasi ve sos yal potansiyelini yapı cı ve parlak bir güç olma yönün de gerçek leştirmesi de yeni küresel düzenin kurucu bir unsuru olmaktan geçiyor.Aksinin ne den olacağı Türkiye senaryolarını düşünmek bile korkutucu.

İktidar "Yeni Dünya Düzeni" çerçevesinde ulusal çı karlarını düşünerek ne kadar yol kat etti bunların hepsi irdelenmesi gere ken yeni konu başlıklarıdır.

Türkiye asya pasifik politikaların da olduk ça önemli yol katederken küresel güç den gesini de korumaya çalışmaktayken batı ile ilişkileri, ABD ile ilişkileri,İngiltere ile ilişkileri pek de iyi değildir.

Rusya strajesinde Avrasya politikalarını sürdürürken zaman zaman "izolasyon politikaları" uygulamış bu politika "Yeni Dünya Düzeni"sarmalında ABD''yi rahat sız etmiştir.Doların bu hızlı yükselişinin Pan demi, yanlış ekonomi politikaları küresel ekonomik kriz et keninde yükselirken sü per güçlerin en önemli gücü olan ABD''nın "sessiz ambargosu"da göz ardı edilemez.

Sonuç İktidar yolun da lazım olan Avras ya,Asya Pa sifik sarmalını yok saymadan batı ve Amerika ile ilişkileri çerçevesin de "Yeni Dünya Düzeni"''n de yerini almayı ve ya bu düzen yerleşmiş gibi düşünerek bü tünlüğü,birliği ve kalkınmayı sürdürülebilir stratejiler geliştirilmelidir.

Bu vizyon iktidarda ortaya karışık şu an ama kendini yenileme gayretinde muhale fet de bu yükü kaldırabi lecek nitelikte ve halkta ciddi karşılığı olan yeni vizyon parti "merkezi hedeflemiş" "laik muhafazakar de mokrat "İyi Parti görünüyor.

Chp bu konuda çok yol almışken iktidar için bu bü tünlüğe heyecan duyarken ülke nin tamamında bir çok faktörlerden istedi ği oy marjını yakalayamıyor dediğimiz gibi konuyu daha fazla uzatmamak adına bir çok bilinen sebebleri var.

6''lı masa bu stratejik durumu üstlense de seçim stratejisin de liderini henüz belirliye memiştir.

Millet ittifakının lideri çok önemli söylev leri ve halka karşı bütünsel söylevleri çok önem arz ediyor.

İttifak konuları departmanlaştırarak çalıştay yapma lı tek söylev haline getir meli lider bunu kendi parti sinin misyonu ile halka arz etmeli diğer parti liderleri ne de uzmanlık alanlarına ve misyonlarına gö re böl gelerin de liderin programında ikna mücadelesini vermeli.

Bu sağlanmadığı sürece yeni stratejiler aranacaktır.

İktidar tüm bu konuları stratejik bilen ve strateji üre ten tecrübeye sahipken yükselen değerlere de ba lans ayarı uygulama da epey becerikli.

Birde bu açıdan bakmanız umuduyla değerlendirme bizce iyi olacaktır.

Sadece iktidar için eksen kayması olmaz İttifak arasın da ki uyum sorunu elzem hale gelmemeli gelirse bu faktörler öne çıkacak ve beka haline dönüşecektir,dik kat edilmesi gereken durum halkın hassa siyetleri ile birlikte bu durumdur.

(BİTTİ)

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları