Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

Yazar

İdeolojik siyasetten milliyetçi demokrat zemine

Atatürk'ün Türklük ve Türk milliyetçiliği ile ilgili, günümüze de ışık tutan nice muhteşem sözü vardır. Onlardan birisi de şudur; "Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda ve uluslararası görüşme ve ilişkilerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla aynı uyumda bir ahenkte yürümekle birlikte, Türk toplumunun özel yaratılışını ve başlı başına bağımsız kimliğini korunmuş tutmaktır."

Bu tarifin bir yerinde, herhangi bir siyasi partiye üye olmak gibi bir şart var mı? Elbette Türk milliyetçiliğinin fikir boyutu gibi siyasi boyutu da vardır ve olmalıdır. Ancak, milliyetçi siyaset akılcı, reformcu, gerçekçi ve modernist bir paradigmada icra edildiği, milletin bugününü ve geleceğini kurguladığı sürece milliyetçi siyasettir. Bununla beraber, Türk milliyetçiliğini bir siyasi parti veya kuruluş bünyesine hapseden bir anlayışa siyaset denilse bile, milliyetçi siyaset denilemez. Bu, Türk milliyetçiliğine yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir.

Mesela milliyetçiliği siyasi bir parti ya da bir kuruluşa hapsetmeye çalışan anlayış, milletin yarısını "zillet" olarak gören sakat bir mantığa milliyetçiliği sürükleyebilmektedir. Böyle bir durumda da ortaya, toplumun en az yarısını karşısına alarak ve onu düşman belleten bir milliyetçilik çıkmaktadır. Tabii bunun adına ne derece milliyetçilik denilirse...

Bu olsa olsa, particilik ya da parti milliyetçiliğidir. Oysa milliyetçi siyaset, particilik üzerinden değil, millet ile icra edildiği ölçüde fayda sağlayabilir. Aksi takdirde en güçlü savunma silahı olan milliyetçilik, toplumun kutuplaşmasına ve derin çizgilerle ayrışmasına kadar varacak bir tehlikeye dönüşebilir.

Türkiye, Türk milliyetçiliğinin İkinci Meşrutiyet'i ilan ettiren ve Cumhuriyeti kuran yüzyılın başındaki kodlarına dönmeye ihtiyaç duyarken, milliyetçi siyaset bu ihtiyacın neresindedir ve bu ihtiyaca ne derece cevap verebilmektedir? Geçtiğimiz yüzyılın başında, çökmüş bir imparatorluğun küllerinden laik, demokratik hukuk devletini çıkarmayı başaran, harap ve yoksul bir ülkeyi iktisadi olarak da kalkındıran bir millî düşünce, bugün yalnızca güvenlik konuları haricinde siyaseten ve fikren karşılıksız hale nasıl gelmiştir?

Şüphesiz bunun temel sebebi, soğuk savaş döneminde milliyetçiliğin bir güvenlik sendromu haline dönüşmüş olmasıdır. Soğuk savaş biteli, SSCB çökeli, Varşova Paktı ve Doğu Bloku ortadan kalkalı yıllar geçse de, Türk siyasetinde Soğuk Savaş kalıplı milliyetçi siyaset halen ayaktadır. Bu noktadan bakıldığında milliyetçi siyaset, dünyadaki değişime uyumlu olarak değişen toplumun talep ve isteklerine cevap veremeyen ve değişen topluma sadece slogan ve hamasetle bezeli güvenlik doktrininden ibaret görünen, demode bir haldedir.

Mesele, milliyetçi siyasetin program ve misyonunu sadece milliyetçilik söylem ve iddiası üzerine mi inşa etmesidir yoksa milliyetçiliğin her alanda düşünce, proje, çözüm ve söylemler üretecek kapasitede bir misyon olmaması mıdır? Eğer ikincisi olsaydı, Türkiye Cumhuriyet'i ortaya çıkmaz, çıksa bile ulus devlet olarak şekillenemezdi. Herhalde Ziya Gökalp de, madde madde Türkçülüğün Esasları'nı yazamazdı! Öyleyse sorun, Türk milliyetçiliğinin zihni ve fikri açıdan bir duraklama devri içerisinde bulunmasıdır. Çıkış noktası ise, önceliklerine göre herkesin kendinden bir nebze de olsa bir şeyler bulabileceği, bundan da öte kendini entegre edebileceği bir milliyetçi siyaset ve bu siyasetin ortaya koyacağı bir programdır. Milliyetçi siyaset, ideolojik siyaset cenderesinden çıkarılarak, çağın işaret ettiği milliyetçi demokrat tanım ve zemine oturtulmalıdır. Türk toplumunun en güçlü refleksi olan millî ya da milliyetçi hissiyatın siyaset sahnesine gelince etkisiz kalmasını ortadan kaldırmak, Türk milliyetçilerinin büyük, güçlü, müreffeh bir Türkiye hayalini Türk milletine bir Kızılelma haline getirmenin başlangıç noktası burasıdır...

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları